Bush'un kini ve Saddam'ın idamı
Abdülkadir Özkan 01 Ocak 1970
Bayramın birinci günü tüm gazeteler Saddam Hüseyin'in idam görüntüleri ile çıktı. Özellikle Saddam'ın idamı Bush tarafından arefe gününe denk getirilmişti. Sanıyorum bununla İslâm dünyasına verilmek istenen mesaj vardı. Mesaj kesin olmakla birlikte bu mesajın içini herkes kendi düşünce ve anlayışına göre doldurabilir. Saddam'ın idamını Büyük Ortadoğu Projesi'nin uygulamasındaki önemli nirengi noktalarından birisi olarak okumak mümkün olduğu gibi, ABD ve İngiltere'nin yıllarca bölgede işbirliği halinde oldukları bir suç ortaklarını ortadan kaldırma hareketi olarak nitelendirmek de mümkündür. ABD'nin işine yaradığı sürece kullandığı işi bitince de ipini çektiği işbirlikçilerden birisi olarak da olayın algılanması mümkündür. Olaya bu açıdan bakınca şu anda bir takım çıkarları için ABD ile işbirliği yapanların Saddam'ın idamından ders almaları ve ayaklarını ona göre denk almaları gerekir. Bilmelidirler ki bugün Bush'un sırtlarını okşaması gerçek bir dostluğun tezahürü değil, şimdilik ihtiyaç duyulduğu için sergilenen sahte bir sevgi gösterisinden ibarettir.
Saddam'ın böylesine alelacele idam edilmesini Irak'ın bölünmesini hızlandırma yönündeki bir adım olarak nitelendirmek de mümkündür. Çünkü, görünen o ki, Saddam'ın cellatları özellikle şiilerden seçilmiştir ya da dünyaya öyle gösterilmiştir. Böylece Irak'ta sünni-şii çatışması körükleniyor, düşmanlıklar kine dönüştürülüyor. ABDgörmüştür ki, Irak'ta sadece peşmergelere dayanarak istediği sonucu elde edemeyecektir. Peşmergelerin ciddi bir gücü yoktur. Bu bakımdan şiileri de yanına alması, isteği istikametinde harekete geçirmesi gerekiyor. Böylece Irak üç parçaya bölünecek ve bu bölünme ABDistediği için değil sanki Irak'taki şii, sünni ve peşmergeler istediği için gerçekleşmiş görüntüsü verilecektir. Belki de Irak'ta sözü edilen taraflar bile genellikle farkına varmayacaklar. Onlar kendi arzularını gerçekleştirdiklerini düşünürlerken ABD'nin planı uygulanmaya devam edilecektir.
Bu bakımdan Saddam'ın idamı gerek Irak'taki, gerek dünyanın diğer köşelerindeki ABD yandaşlarına ders olmalıdır. Uşaklığın sonu iş bitince ya buruşturulup atılmak ya da kelleyi vermekten geçmektedir.
Olayın bir başka boyutu ise idamın İslâm dünyasının Kurban Bayramı arefesine getirilmiş olması ve Müslümanlara bayram günü bu konuyu konuşturması ve tartıştırmasıdır. Anlayanlar için bir tehdit de içermektedir. Müslümanların kutsalına karşı saygısızlık, küstahlık ve terbiyesizlikteki fütursuzluktur.
Tüm İslâm dünyasına karşı Bush'un "Hizaya gelin" komutu ve ikazıdır. İşte bu komut karşısında takınılacak tavır çok önemlidir. Saddam'ın idamının Irak'ın iç meselesi olarak nitelendirilmesi aymazlığın ve gafletin bir ifadesidir. Hangi Irak'ın iç meseledir Saddam'ın idamı? Irak bağımsız mıdır? Yapılan yargılama hukuka uygun mu olmuştur? Bu sorulara evet demek mümkün müdür? İşgal altındaki bir ülkenin bağımsızlığından, tarafsız yargıdan söz etmek mümkün olabilir mi?
ABDistediği için Saddam yargılanmış, idamına karar verilmiş ve Bush'un istediği gün de idam edilmiştir. Çünkü, Bush cuma günü yaptığı açıklamada Saddam'ın işinin cumartesi günü bitirileceğini açıklamış, tüm ABD medyasında Saddam'ın idam günü önceden ilan edilmiştir. Tüm bunlar ortada iken bazı Iraklıların Saddam'ı doğru dürüst yargılayıp layık olduğu cezayı verdiklerini ve idam ettiklerini söylemeleri doğru olabilir mi?
Netice itibariyle diyebiliriz ki, Bush koyu bir İslâm düşmanıdır ve İslâm dünyasına istediği şekli vermek hususunda yeri geldiğinde işbirlikçilerini bile ortadan kaldırmaktan çekinmeyecektir. Hatta, bunu zevkle yapacaktır.
Dileriz ABD uşakları Saddam'ın idamından gereken dersi alırlar.