« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

14 Şub

2022

Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Erol Manisalı 01 Ocak 1970

Türkiye’de AKP iktidarı döneminde devlet (ve kamu sektörü) hızlı bir biçimde özelleştirildi:

Kamu sektörünün elindeki tarımsal, ticari, mali, endüstriyel içerikli hemen hemen tüm kurumlar (ve şirketler) özelleştirildi.

a) Yabancılara satıldı.

b) Yandaşlara ve dini örgütlere devredildi ya da kapatıldı. Kamunun ve yerel yönetimlerin elinde bulunan taşınır ve taşınmaz mallar da aynı çevrelere devredildi ya da sembolik fiyatlarla satıldı. “Düzen” bu yolla değiştiriliyordu. “Devlet” bu yolla partileşti. Partilerin ve yandaş dini kurumların siyasal İslamcı ideolojileri doğrultusunda, olağanüstü bir “kaynak transferine” gittiler. İşin ilginç yanı, siyasi İslamcı fiili yapı gerçekleştirilirken, aynı zamanda vahşi kapitalist bir ortam oluşturdular: haksız rekabeti engellemek yerine, piyasada haksız rekabeti teşvik ettiler: bu doğrultuda bir piyasa düzeni(!) kurdular. Tek adam rejimi ile de sadece bir kişinin, bir iradenin eline her türlü ekonomik, siyasi, sosyal ve askeri bir “güç” verildi. Devletin özelleştirilmesi bu tekelci güç kapsamında çok kolay yürüyordu. Siyaset biliminde, bu rejimin adı bellidir.

Ve çok doğal olarak, bütün bu yanlışları yapabilmek için demokrasinin tamamen dışına çıkmak gerekiyordu. Devletin özelleştirilmesi, “kamu yararının ortadan kalkmasını zorunlu kıldı”: Piyasanın bozulmasından adalet sisteminin bozulmasına: eğitim ve sağlığın kamusal kimlikten özel ve İslamcı kimliğe dönüşmesine yol açtı.

İşin temelinde, “iktidarın siyasal İslamcı bir yapılanmayı esas alması ile antidemokratik yapılanma” örtüşüyor. Bu antidemokratik düzeni vahşi kapitalizmin üzerine oturttuğunuz zaman ayaklar tamamlanıyor: demokrasi karşıtlığı, sosyal devlet karşıtlığı ve vahşi kapitalizm “sacayağının üç ayağı olarak örtüşüyorlar”. Siyasal İslamcı yapılanma bugün Türkiye’de, bu zemin üzerinde yürümektedir.

ENFLASYON MU DEDİNİZ?
Devleti özelleştirdiğiniz zaman, kamusal yararı ve toplumsal refahı ortadan kaldırdığınız zaman “bozuk piyasa” vazgeçilmez hale gelir: bu şeytan üçgeninin yürüyebilmesi için “enflasyon kaçınılmazdır”: bu üçgen enflasyondan beslenir: kul, köle, patron, işçi, siyasetçi bağları, mutlak otoriter bir şemsiye altında birleşirler.

Önce devleti “özelleştirmekle” başlarsınız, içini boşaltırsınız ki bir daha sosyal devlet, demokratik devlet olamasın: bütün araçlarının üzerine “çökersiniz”. Daha sonra medyasından sendikasına, esnafından çiftçisine kafasını kaldıran olursa “icabına bakarsınız”.

Covid-19’un evrim geçirmesi gibi, bu negatifler de sürekli yön değiştirirler. Bugün çok doğru dediklerine yarın çok yanlış derler ve toplumun bağışıklık kazanmasını ya da karşı koymasını engellemeye çalışırlar.

Başta da dediğim gibi işe hep devleti özelleştirmekle başlarlar; kaçınılmaz sonuçlar ise şunlardır: anormal düzeyde, önlenemeyen bir enflasyon, aynı düzeyde bir işsizler ordusu, gelecek nesillere bindirilmiş bir dış borç yükü ve mutsuz bir toplumsal yapı.

Medyada “izlenen” doğru muhalefet eleştirileri, yanlışları düzeltmeye yetmiyor: yıllardır yazdığım gibi, demokrasi ve toplumsal refah ancak “aşağıdan yukarı sivil demokratik örgütlenmeler ile gerçekleşir”. Çiftçinin “şikâyeti”, esnafın TV’de yakınışı ancak posta kutusuna atılmış bir not kadar etkili olur. Muhalefetteki partilerin en başta “sivil toplumsal örgütlenmelerde” öncülük yapmaları gerekir. Demokrasi ancak “sivil toplumsal örgütlenmeler üzerine oturtulduğu zaman” çağdaş uygarlık ölçütlerine ulaşır. Örgütlenme yoksa demokrasi için gereken güç de olmaz.

Demokrasi istiyorsak, bunun bilincine varmak zorundayız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,22 M - Bugn : 9881

ulkucudunya@ulkucudunya.com