« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

14 Şub

2022

İdlib ötesi sorular

Nihat Ali Özcan 01 Ocak 1970

Şubat ayının ilk günlerinde, ABD özel birlikleri İdlib’e düzenledikleri baskınla IŞİD lideri Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi’yi ortadan kaldırdı. Haberi, ABD Başkanı Joe Biden tüm dünyaya duyurdu. Operasyonun hemen Türkiye’ye sınırında gerçekleşmesi, İdlib, IŞİD ve bölgeye dair Türkiye’nin tüm hassasiyetleri operasyonu daha da önemli kıldı.

Doç. Dr. Serhat Erkmen Fikir Turu’nda yayınlanan analizinde, bu operasyonla ilgili üzerine düşünülmesi gereken önemli soruları ele aldı. ABD’nin geleneksel hale gelen İdlib operasyonları ve yakın dönemde bölgede olabilecekleri değerlendirilirken, konuya farklı açılardan bakmak da katkı sağlayabilir. ABD operasyon için neden 11 ay bekledi?

Genellikle analizlerde, ABD’nin operasyon için 11 ay beklemesinin pek anlamlı gelmediği ifade ediliyor. Ancak, “polisiye operasyon” anlayışı, istihbarat operasyon anlayışında bazı temel farklılıklar içerir.

Yasa uygulayıcılar, suçu, suçluyu gördüğü anda yakalamaya, etkisiz hale getirmeye odaklanır. Oysa, terörist, ayaklanmacı, sınır aşan suç örgütü gibi çoğu yer altında bir ağın peşindeyseniz ve önemli bir düğümü belirlemişseniz, sabırla beklersiniz. Amaç, mümkün olduğunca ağın tamamına ulaşmaktır.

Bu nedenle DAEŞ’in yer altına çekilmesi, ABD’nin işini zorlaştırdığından, ilk gördüğü hedef olan lidere yüklenmemesi işin doğasından kaynaklanır.

ABD İdlib’de ne kadar etkili?

Asıl sorulması gereken soru, Türkiye’nin rolü ve durumudur. Açıkçası bu durum birkaç noktada dikkat çekici.

Birincisi, İdlib’de böylesi bir operasyonun yapılması, tam zamanlı ve etkin bir istihbaratla mümkündür. Bunun için de, uzun süreyle, sabırla, farklı toplama araçları ile bilgi toplam ve kaliteli analiz gerekir. İşin zorluğu, sivillerin arasında ve onlar gibi yaşayan teröristleri bulmaktır.

Eğer bu nitelikte bir hedefe odaklandıysanız, teknolojik istihbarat toplama araçları ikincil konumdadır. Esas olan, insan istihbaratıdır. Bu açıklamalar bize, ABD askerî istihbaratının İdlib cebinde yeterince kendi elemanı bulunduğunu ve yine güvenilir yerel işbirlikçilerinin-kaynağının olduğunu gösterir. Tabii, yerel kaynakların yaşaması da, İdlib eko sisteminde, cebi kontrol edenlerle simbiyotik yaşam kurmasına bağlıdır.

Türkiye resmin neresinde?

İkinci olarak, operasyon bölgesi Türkiye sınırına çok yakın ve “teorik olarak” Türkiye’nin kontrolünde. Böylesi bir uçar birlik harekatı için sadece İdlib’de değil, Türkiye hava sahasında da uçmak gerekir.

Dahası, işler ters gittiğinde yapılacak arama kurtarma için “güvenli bölgenin” Türkiye olacağı da açık. Bu noktada Türkiye’nin “resmin” neresinde olduğunu sormak gerekir.

PYD operasyonun bir parçası mıydı?

Doç. Dr. Serhat Erkmen analizinde, PYD unsurlarının operasyonda görev almış olabileceğini dolaylı olarak ifade ediyor. Bu açıklamayı, Türkiye’nin rolü ve konumu ile birleştirince ortaya ilginç bir resim çıkıyor.

Eğer PYD operasyonun bir parçasıysa artık o bir “özel askerî şirket” olarak tanımlanıp meşruiyet kazanır mı? ABD helikopterinde de olsa Türkiye hava sahasından geçip Türkiye’nin kontrol ettiği bir bölgede yürütülen askerî operasyonun organik parçası olabilir mi?

Tahterevallinin ucundaki yeni denge

ABD’nin geleneksel hale gelen operasyonlarından da ilginç bir durum söz konusu. İdlib cebinde birkaç yıldır süren “farklı grupları homojenleştirme” hamlelerinin maksadı nedir?

Nitekim kısa süre öncesinin İdlib’deki “azılı cihatçı teröristleri” artık ABD için terörist değil. Tıpkı Suriye’de faaliyet gösteren “PKK’nın adının değiştirilip Suriye Demokratik Güçleri” olması gibi. Her ikisi de isim değişikliği ile yeni marka ve tolere edilebilir işbirliği yapılabilir aktörlere dönüştürler. Sanki, tahterevallinin iki ucunda yer alan ve dengeye gelen bir mekanizma var gibi.

Elbette bu denge oyunu, ABD ve Türkiye’nin rızası dışında olamaz. İnsan sormadan edemiyor. Bu nedenle mi, Türkiye, Suriye ve Irak’ta operasyon yaparken ABD İdlib’e girip çıkıyor? Ya da Özgür Suriye ordusu sisler arasında kayboluyor?

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,22 M - Bugn : 9779

ulkucudunya@ulkucudunya.com