« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

18 Eki

2021

‘AB’de köprülerin atılmasını önleyen Merkel, Türkiye’yi kırmadan dışladı’

Ceyda Karan 01 Ocak 1970

Prof. Şen'e göre, Fransa, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Avusturya'ya rağmen AB’de köprülerin atılmasını önleyen Merkel, Türkiye'yi kırmadan dışladı. Scholz'ün Almanya'da koalisyon dengelerini sağlamak açısından Türkiye'ye fazla yaklaşım göstermeyeceğini söyleyen Şen, AB üyeliğinin artık imkansızlığından hareketle özel statü gerekliliğine işaret etti.
Almanya'yı 16 yıldır yöneten Angela Merkel, siyasete veda turu kapsamında Türkiye'yi de ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la görüşmede Türkiye-Almanya ikili ilişkileri, göçmen sorunu dahil ele alındı. Dikkatler Merkel'in gidişine paralel olarak Almanya'da 26 Eylül genel seçimleri sonucunda şekillenen ve Sosyal Demokrat Parti öncülüğünde Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'den oluşan üçlü koalisyon döneminde Ankara ile ilişkilerin nasıl evrileceğinde.

Merkel'in Türkiye-Almanya ilişkilerindeki etkisi, ikili ilişkiler ve AB bağlamında yaşanan sorunlar ve yeni dönemde öne çıkacak konuları Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen’le konuştuk.
‘O zaman özel statümüz olsaydı, bugün Türkiye’nin AB perspektifi açılırdı’
Prof. Faruk Şen'e göre Merkel, Sarkozy ile birlikte AB için Türkiye'ye özel statü önerdiğinde karşı çıkılarak yanlış yapıldı. 'Özel statü' olsaydı AB perspektifinin açılacağını düşünen Şen, bugün gümrük birliğinin bile iyileştirilemediği bir ortama gelindiğini belirtti:
“Angela Merkel, eski Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile birlikte Avrupa Birliği için Türkiye’ye bir özel statü önermişti. O zaman hepimiz karşı çıktık. ‘Böyle bir olay olamaz, bu özel statü yarım hamileliktir, ya Türkiye tam üye olur ya da dışında kalır’ dedik. O zaman yanlış yapmışız. O zaman özel statümüz olsaydı, bugün Türkiye’nin AB perspektifi açılırdı. Şu anda Merkel, Türkiye’ye en büyük haksızlığı gümrük birliğinin iyileştirilmesi konusunda yaptı. Alman sermayesi bir etken, Türkiye ile ilişkilerde bunların büyük yeri var. Türkiye’nin enerji dışında hem ihracatı hem ithalatında Almanya birinci sırada. Niye böyle yaptı? Bunun günahını yarın çıkaracak. Gümrük birliğinin iyileştirilmesi olmadıktan sonra da Türkiye’nin AB yolu kesildi. En önemli gelişme Biden, Türkiye’ye felaket getiriyor. Suriye’de PKK ve PYD’yi destekliyor. Yunanistan’da altı ayrı yere ordusunu konuşlandırdı, adalarda etken. Güney Kıbrıs’a olan Amerikan ambargosunu kaldırdı."
'Almanya'da hükümet beklenenden önce kasımda kurulacak diyebiliriz'
Merkel'in dokuz ülkelik veda turuna Türkiye'ye almasını önemli bulan Şen, ancak asıl Almanya'da beklenenden hızlı kurulan üçlü koalisyona dikkat kesilmek gerektiğini belirtti:
"Merkel başbakanlığı bırakmadan 9 ülkeye veda ziyaretine çıktı. Bunlar arasında Türkiye’nin yer alması önemli. Merkel’in fazla da önemi kalmayacak, zira beklendiğinden hızlı bir şekilde koalisyon kuruluyor, Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Hür Demokratlarda büyük adımlar var. Bu kadar çabuk anlaşacaklarını tahmin etmiyorduk. Yani hükümet en geç kasımda kurulacak diyebiliriz. Artık Olaf Scholz’un başbakanlığı neredeyse kesinleşti. Benim kalbim daha fazla Sosyal Demokrat olmama rağmen Armin Laschet için atıyordu. Yüzde 1.5’luk bir oy farkı Laschet’i hem eyalet başbakanlığından, hem partisinin genel başkanlığından etti. Kendisiyle son konuşmamızda milletvekilliği de kabul etmeyeyim diye düşünüyordu. Bu büyük bir hata olur. Partisi gerçekten ihanet etti."
'Avrupa'daki ve Almanya'daki Türk insanına büyük vergi yükümlülüğü geliyor'
3.3 milyonu Almanya'da olmak üzere AB'de yaşayan Türk kökenlilerin hesaplarını maliyelere bildirme yükümlülüğü getirilmesine atıf yapan Prof. Şen bunun büyük yük getireceği görüşünde. Türkiye'ye aktarılan paraların zaten vergilendirildiğini söyleyen Şen, artık Türkiye'den ciddi para çıkışı olacağını kaydetti:
"Almanya için Türkiye’nin önemi 3.3 milyon Türk kökenli göçmenin yaşaması. Son zamanlarda Türk kökenli göçmenlerin durumu kötü. Türkiye, Berat Albayrak zamanında bilgilendirme konusunda imza attı. Şimdi 1 Ekim’den beri AB’de yaşayan insanlarımızın hesapları yaşadıkları ülke maliyelerine bildiriliyor. Benim AB’de 5.4 milyon insanım yaşıyor, bunun 3.3 milyonu Almanya’da. Böylece bize çok büyük bir vergi yükümlülüğü gelecek. Almanya bu konuda bir haksızlık ediyor. Türkiye’ye parasını transfer eden insanlarımız bu paraları Almanya’da vergilendirdikten sonra Türkiye’ye getiriyorlar. Yani bunları ikinci bir defa daha vergilendirmek büyük haksızlık. Bizim insanlarımız burada akıllı yatırım yapmadı. Malatya’da kayısı bahçeleri aldılar, işsiz kaldığında da sosyal yardım aldı. Bunlar ortaya çıktığında bu paraların hepsi geri alınacak. Almanya’daki Türklerin Türkiye’ye getirdiği paranın 20 milyar euro'nun üzerinde olduğu hareket ediliyor. Bunlar vergilendirildiğinde ciddi bir para Türkiye’den çıkacak. Almanya’daki Türkler bu paralarını Türkiye’den getirdi diyecekler. Ya da Almanya defterini kapatarak hemen Türkiye’ye dönecekler, başka üçüncü bir yol yok.”
‘Almanya Türkiye'ye teşekkür borçlu'
Göç meselesi gibi vizelerin kaldırılması konusunda da Ankara'yı memnun etmeyen duruma dikkat çeken Şen, Türkiye'nin Berlin'in öteden beri yakından izleme çabasına giriştiği Kafkasya ve Ortadoğu bölgelerdeki önemine atıfta bulundu:
“5.3 milyon Suriyeli geçici sığınmacıyı bizden başka kimse kabul etmedi. Almanya bir jest yaparak 1 milyon 300 bin sığınmacıyı mülteci niteliğinde aldılar. Fakat diğer Avrupa ülkeleri kapılarını tamamen kapattılar. Merkel’in bu konuda eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na bir borcu var. Türkiye’nin de beklentisi Schengen vizesinin kaldırılmasıydı, o da olmadı. Almanya’nın iki bölgede çok büyük emelleri vardı; Kafkasya ve Ortadoğu. Olaf Scholz da başbakan olduğu zaman Alman geleneğini bozmayacağından hareket ediyorum, ilk olarak Kafkaslarda Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan’a gider. Bu açıdan Türkiye’nin bu bölgelerdeki önemini biliyor. 1980’lerde Turgut Özal zamanında Alman gizli emniyeti BND-Bundesnachrichtendienst, Ortadoğu’da eleman bulunduramıyordu. Bizden rica ettiler, Ankara’daki büyükelçiliğin arkasındaki bir binaya 40'ın üzerinde BND mensubu geldi. Önce Ortadoğu’yu izlerken sonra Türkiye’yi de ciddi şekilde izlediler. Buna karşılık Türkiye de hiç lisan bilmeyen 80 kadar MİT ajanını Almanya’ya yolladı. Fakat Almanya’daki Türkleri takip etmekten başka bir şey yapamıyorlardı. Bu konuda Almanya, Türkiye’ye teşekkür borçlu."
'Scholz koalisyon dengelerini sağlamak açısından Türkiye'ye fazla yaklaşım göstermeyecek'
Prof. Şen'e göre Angela Merkel, AB'nin Türkiye'yle köprüleri atmasını önleyen isim oldu. Merkel'in bir yandan Fransa, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Avusturya'ya karşı durduğunu söyleyen Şen, diğer yandan Almanya liderinin Türkiye'yi 'kırmadan dışladığını' kaydetti. Şen'e göre Almanya'nın yeni Başbakanı Scholz, dengeleri sağlamak açısından Ankara'ya fazla yaklaşım göstermeyecek:
"Tabii ki Merkel’in Türkiye’ye yararı da oldu. AB’de köprülerin atılmasını önleyen Angela Merkel’dir. Macron’a, Yunanistan, Güney Kıbrıs’a kalsaydı Türkiye ciddi boykotlarla karşı karşıya kalacaktı. Avusturya ile beraber bu dört ülkeye rağmen Almanya Türkiye’yi kırmadan dışladı. Gümrük birliğinin iyileştirilmemesi çok kötü bir şeydir. Türkiye’ye bir özel statü verilmesi lazım. Biz maalesef bunu istemiyoruz. İktidar 'biz tam üyelikten başka bir şey istemiyoruz' diyor. Fakat artık tam üyelik defteri kapandı. Scholz’un ittifakında gerek Yeşiller gerek Hür Demokratlar tamamıyla Türkiye’ye karşı iki partidir. Hem Hür Demokratlar’ın başkanı Lindner hem Yeşiller'de Cem Özdemir Türkiye’nin AB ile yakınlaşmasına her zaman karşı çıkarlar. Scholz akılcı bir adam ama AB liderliğini sürdürebilecek bir insan değil. Zaten bu üçlü koalisyon biraz ölü doğmuş gibi olacak. En geç iki yıl içinde bu koalisyonun çözüleceğini, Sosyal Demokratların yine Hristiyan Demokratlarla bir koalisyon yapacaklarını düşünüyorum. Scholz dengeyi sağlamak açısından Türkiye’ye fazla yaklaşım göstermeyecek. Eski Başbakan Gerhard Schröder Türkiye’ye karşı her zaman iyi niyetle yaklaşmıştı. Politikayı bıraktıktan sonra ve Rusya’nın gaz firmasında denetlemede olduktan sonra hiçbir politika ağrılığı kalmadı. Scholz’un bu konuda bir yetkisi olmayacak. Esasında özel statü AB’nin de Türkiye’nin de lehine. Türkiye artık politik katılımının desteklenmesi için biraz fazla büyük. 74 parlamenter ve 29 konseydeki oy hakkından söz sahibi olmamızı istemiyorlar. Ekonomik katılım, AB bütçesine para vermek, para almak Türkiye’nin lehine. Ama AB için de büyük bir yük değil. Serbest dolaşım hakkı, katiyetle Türkiye’ye verilmeyecek gibi gözüküyor ama sağlık ve gastronomi sektöründe Türkiye’den akın akın oraya giden insanlar var. Şu anda 7 bin doktorumuz Almanya’da iş buldu, 20 bine yakın hemşiremiz bakım yurtlarında çalışıyorlar. Gastronomide Türk restoranları var, aşçı getirebiliyorlar. Yarın sayıları daha da artabilir. Zira Almanya’nın ciddi personel açığı var. Gümrük birliğinin iyileştirilmesi tekrar gündeme gelmeli."
'Ne CHP ne İYİ Parti’nin bir AB politikası yok'
Ankara'nın Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği'ne katılmakta ısrar etmesi gerektiği görüşündeki Şen, Türkiye'deki muhalefetin AB politikaları konusunda yetersiz olduğu değerlendirmesinde bulundu:
"Bir diğer mesele Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliğinde. Fransa, Almanya’yı da arkasına alarak bir Avrupa ordusu kurma niyetinde. Artık Almanya ve Fransa dışında doğru dürüst ordusu olan ülke kalmadı. Eğer bir Avrupa ordusu kurulacaksa Türkiye’nin de olması lazım. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bunu gündeme getirmesi gerekir. Muhalefet de bu konuda sınıfta kalıyor. Ne CHP ne İYİ Parti’nin bir AB politikası yok. CHP’lilerle konuştuğumuzda sadece ‘Biz tam üyelik dışında bir şey istemiyoruz’ diyorlar. Tam üyelik de bitti. Göç konusunda AB'nin gündeminde Türkiye’ye Suriyeli geçici sığınmacılar için para verilmesi düşünülüyor. Almanya bir atak yapabilir. Fakat verecekleri para 3 milyar Euro, leblebi çekirdek parası. Gümrük birliğinin iyileştirilmesi konusunda ise Merkel bugüne kadar bu konuda adım atmadıktan sonra giderayak bir şey yapması çok inandırıcı gelmiyor.”

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,03 M - Bugn : 24633

ulkucudunya@ulkucudunya.com