« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

15 Ağu

2019

Türkiye ve ABD neyin üzerinde anlaştı?

Barış Doster 01 Ocak 1970

ABD ve Türkiye, Müşterek Harekât Merkezi kurulması konusunda mutabakata vardı. Türk basınında çıkan haberlerde her ne kadar “güvenli bölge” konusunda anlaşmaya varıldığı belirtilse de, Anadolu Ajansı’nın haberinde, Pentagon Sözcüsü’nün, yazılı açıklamasında, “güvenli bölge” ifadesini kullanmadığı vurgulandı. Bırakın konuyla ilgili yüzlerce örneği, binlerce gelişmeyi, devletin resmi haber ajansının bu haberi bile, tek başına, Türkiye ile ABD arasındaki uçurumu ortaya koyuyor. İki ülkenin öncelikleri, beklentileri, hedefleri, istekleri, çıkarları, ihtiyaçları örtüşmüyor. Fakat Türkiye; Suriye sorununu Suriye’yle değil, Suriye’yi bölmek isteyen ABD’yle çözmeye çalıştığından ABD’nin Türkiye’yi oyaladığını, işi zamana yaydığını, Suriye’deki askeri varlığını daha da kalıcılaştırmaya yöneldiğini göremiyor. İki ülkenin güvenli bölge tanımlarının, güvenli bölgeden beklentilerinin bile farklı olduğunu saptayamıyor.
Şurası açık. ABD; Irak’ın kuzeyinde ne yaptıysa, hangi kuvvetleri sahaya sürerek yaptıysa, Suriye’nin kuzeyinde de aynısını yapıyor. Türkiye ise Irak’ın kuzeyinde yaşananlardan, Çekiç Güç deneyiminden ders çıkaramıyor. Soğuk Savaş ezberlerini bozamıyor. Aynı hataları tekrar ediyor. Dış politikada sorunları kişiselleştirmenin, duygusal tepkiler vermenin, önyargılarla hareket etmenin, şahsi hırsları, alınganlıkları öne çıkarmanın yerinin olmadığını anlamıyor.

İktidarın göremediği ne?
Yeni parti kurma hazırlıkları yapan, üçü de geçmişte dışişleri bakanlığı yapmış Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun dış politikadaki yanlışlarını, mevcut bakan da sürdürüyor. Bölge merkezli düşünmüyor. ABD etkisinden kurtulamıyor. Bu tutumunda, dünya görüşünün de, bir zamanlar iktidarla içlidışlı olan Batıcı liberallerin, numaracı Cumhuriyetçilerin de etkisi büyük. Anımsayalım, küreselleşmeye, yani emperyalizme, ne övgüler dizdiklerini. Cehaletin örgütlü ve kurumsal olduğu üniversitelerde, iktidarı ve muhalefetiyle siyasi partilerde nasıl öne çıkarıldıklarını.
Oysa Suriye sorununun çözümü bellidir. Bölgesel meseleler, öncelikle bölge ülkelerinin işbirliğiyle çözülür. Emperyalist ülkelerin müdahalesi çözüm getirmez. Tersine, çözümü zorlaştırır. Meseleyi uluslararası hale getirir. Orta ölçekli bir bölge ülkesi, yaşadığı sorunun emperyalist güçlerin müdahalesine açık olmasını istemez. Dahası, bu ülkenin küresel düşünmesini beklemek de doğru değildir. Çünkü küresel düşünmek için emperyalist karakterli olmak, küresel güç olmak, küresel ilişkiler ağına sahip olmak gerekir. Her ülkenin nesnel koşulları belirleyicidir. Siyasi, iktisadi, askeri, toplumsal, kültürel gücü, coğrafi konumu tayin edicidir. Her devlet gücü ve olanakları ölçüsünde düşünür. O ölçüde hareket eder.
İktidarın Suriye konusundaki temel yanlışlarından biri de tarihi kendisiyle başlatması, Cumhuriyetin birikimini reddetmesi ve yeni Osmanlıcı hayallerden kurtulamamasıdır. Ulusalcılığı tehdit olarak gören, milliyetçiliğin her türlüsünü ayaklar altına alan, ulusçulukla hesaplaşmayı savunan, dış politikada mezhepçi yaklaşımı benimseyen bir çizginin, dış politikada başarılı olması olanaksızdır.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,05 M - Bugn : 964

ulkucudunya@ulkucudunya.com