« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

25 Tem

2016

Bir müzik dehası Tanburi Cemil Bey

ALİ PEKTAŞ 01 Ocak 1970

2016, Türk müziğinin mihenk taşlarından olan Tanburi Cemil Bey'in vefatının 100. yıldönümü. Gerek icracı gerekse besteci yönüyle müziğimizde adeta bir devrim gerçekleştiren Cemil Bey için bu yıl birçok etkinlik ve çalışmaya imza atılıyor. Biz de ülkemizin en önemli iki tambur sanatçısı ile konuşarak çorbada tuzumuz olsun istedik.

Tanburi Cemil Bey Türk musikisinin en önemli isimlerinden biri. Gerek icracı gerekse besteci kişiliği ile müziğimizin mihenk taşlarından. O aynı zamanda bir devrimci. Kendisinden önceki tambur icra geleneğini değiştiren, getirdiği yeniliklerle Türk müziğinin değişimini hızlandıran sanatçının bu yıl vefatının 100. yıldönümü. Tanburi Cemil Bey, ardında silinmesi zor bir miras bıraktı. Tamburdan başka, klasik kemençe, lavta ve viyolonsel gibi sazları aynı ustalıkla icra ederek başlı başına bir ekol sahibi oldu. Enstrümanist yönüyle erişilmez bir mertebeye yükselen müzisyen, aynı zamanda çok iyi bir bestekârdı. Şimdi vefatının 100. yılında birçok etkinlikle anılıyor. Bu etkinliklerin en önemlisi 13-14 Ekim'de gerçekleştirilecek olan sempozyum. İstanbul Şehir Üniversitesi Modern Türkiye Çalışmaları Merkezi, Tanburi Cemil Bey Derneği ve Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama Araştırma Merkezi (OMAR) tarafından gerçekleştirilecek sempozyum, 13 Ekim'de Şehir Üniversitesi'nde, 14 Ekim'de ise İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü'nde takip edilebilecek. Cemil Bey'in vefatının 100. yılında en kalıcı eser ise Kalan Müzik tarafından hazırlandı. 10 CD, seçme eserlerin yer aldığı bir plak ve bir kitaptan oluşan “Tanburi Cemil Bey Külliyatı”, Türk müziği tutkunlarının arşivinde olması gereken bir çalışma. Biz de ülkemizin en önemli tambur sanatçılarından olan Birol Yayla ve Murat Aydemir ile Tanburi Cemil Bey ve müziğini konuşarak onu anmak istedik.

Tanburi Cemil Bey'in Türk müziği için önemi nedir?

Birol Yayla: Türk müziğinin tarihsel gelişimi içinde bazı musikişinaslar köşe taşı olmuşlar, yeni yollar açmışlardır. Abdülkadir Meragi, Itri, Dede Efendi, Hacı Arif Bey ile birlikte bu vasıflara sahip bir sanatkâr olarak Tanburi Cemil Bey'i de yazmamız gerekir. Tanburi Cemil Bey, neredeyse hiç hocası ve belirlenmiş bir ekole bağlı olmadan, saz icrasını ve saz eseri bestekârlığını kendi çizdiği yolda bugün de etkilerini sürdüren başka bir boyuta taşımıştır. Saz icrası ve saz eserleri Tanburi Cemil Bey ile birlikte “solist” olmuş, virtuozite kavramı fark edilmiş, sazlarımızın teknik ve ifade sınırlarının zorlanması, geliştirilmesi ihtiyacı kesin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ayrıca birden fazla enstrümanda gösterdiği virtuozite ile dünyada bile emsali olmayan bir dehadır. Musikimiz için en büyük şans kayıt teknolojisinin ortaya çıkışının aynı döneme denk gelmesidir. Bu sayede ondan ilham alıp yolumuza devam ediyoruz. Tanburi Cemil Bey'den sonra pek çok sazende, günümüzde de Niyazi Sayın, Necdet Yaşar, İhsan Özgen gibi ekol olmuş büyük ustalar rehberleri olarak Cemil Bey'i göstermişler, bugünün pek çok iyi sazendesi de bu yolda icralarını geliştirdiklerini ifade etmektedir.

Murat Aydemir: Cemil Bey, Osmanlı İmparatorluğu'nun sancılı dönemleri sayılabilecek bir zaman diliminde yaşamıştır. Osmanlı her konuda olduğu gibi müzikte de Batı'yı yakalama gayreti içinde birtakım yenilikler yaparken bugün “klasik Türk müziği” dediğimiz Osmanlı saray müziği ve bu müziğe mensup sanatkârlar ihmal ediliyordu. Tanburi Cemil Bey, İstanbul'da ilk taş plak kayıtları yapılmaya başlandığı bu dönemde yaşamıştır. Bugün elimizde plaklara yaptığı icralar sayesinde Cemil Bey'in yaşadığı dönem ve kendinden önceki dönemle ilgili somut bir kaynak var. Bu kayıtlar bizim müziğimiz için milat kabul edilir. Türk sazlarının nasıl çalınması gerektiğine dair elimizde en doğru kaynak Cemil Bey'in plaklarıdır.

Neden onu ve eserlerini tanımamız gerek?

Birol Yayla: Musikimizde virtuozite kavramının Tanburi Cemil Bey'le başladığını söylemek doğru olur sanırım. Daha önce bir “eşlik” anlayışı, teknik olmaktan ziyade bir üslup ve “perde” ustalığı olarak kabul edilen saz icrası, onun kayıtları ve eserleriyle başka bir boyuta taşınmıştır. Makamlarda bulunan musikimize özel sesleri icralarıyla somutlaştırmıştır. Gelenekten kopmadan yeni arayışların kapısını açmıştır. Bugün de hangi sazı icra ederse etsin bütün genç sazendelerin, hatta ses sanatkârlarının Tanburi Cemil Bey'in icralarını analiz etmeleri geleceklerine çok önemli katkılarda bulunacaktır.

Murat Aydemir: Bizim kültürümüzde Cemil Bey gibi kamil insanların gerektiğinde ortaya çıkarak ve hizmet ettikleri dalda öncü, kutup olmaları alışıldık bir durumdur. Yani Cemil Bey; plaklara yaptığı icraların kendinden sonraki müzisyenlere ışık tutacağını, çaldığı eserlerin mehaz kabul edileceğini, kendinden önceki tambur üslubunu gelecek kuşaklara aktarması gerektiğini, tamburun, kemençenin, Türk müziği için viyolonselin ve yaptığı iki taksimle lavtanın kutbu olacağını biliyordu. Bu yüzden birçok şeyden fedakârlık yaparak kendini müziğe, sanata, talebe yetiştirmeye adamış Türk müziği tarihinin en önemli kilometre taşlarından biridir.

Bize musikimizin geleceğini bıraktı

Bize nasıl bir miras bıraktı?

Birol Yayla: Musikimizin geleceğini bıraktı. Sanatın bir adanmışlık olduğunu, çalışma ve disiplin gerektirdiğini öğretti. Eminim ki Cemil Bey'i dinleyen her sazende tecrübe ve birikimi arttıkça, her seferinde onun icralarında yeni sırlar keşfediyor. Dolayısıyla musikimizi anlamak ve gideceğimiz yolu belirlemek açısından bize tükenmez bir kaynak bıraktı.

Tanburi Cemil Bey'i dinlemeye öncelikle hangi eserlerden başlamalı?

Birol Yayla: Hangisini söylesek bir diğeri aklımızda kalır. Ancak kişisel olarak öncelikle Şedaraban, Nihavend ve Gülizar tambur taksimlerini, Şedaraban Saz Semaisi'ni, icra çeşitliliği açısından Yanık Ninni, Çeçen Kızı ve Saba Kemençe taksimini söyleyebilirim.

Murat Aydemir: Cemil Bey plaklarını dinlemek isteyen birinin Türk musikisine âşinalığı olması elbette idealdir. Onun müziği sanatın zirvelerinde dolaşır. Müziği meslek edinenler onun plaklarını ders olarak defalarca dinler. O, plaklara çaldığı tambur, kemençe, lavta, yaylı tambur ve viyolonsel sazları için yegane hoca olarak kabul edilir. Akademik çerçeve içinde değerlendirilerek üzerine tezler yazılmıştır. Ancak şahsi tecrübelerime dayanarak şunu da söylemek isterim. Neredeyse müzikle aşinalığı olmayan insanlara bile kemençe ile Çoban Taksimi'ni veya Yanık Ninni'sini dinlettiğinizde Cemil Bey'in müziğinin etkisinin ne kadar güçlü olduğunu görebilirsiniz. Kemençeyi adeta konuşturduğu bu kayıtlarda Cemil Bey, müziğin sınırlarını zorlamıştır. Müziğe çok aşina olmayan birine Cemil Bey dinletmeye buradan başlamak yerinde olabilir.

Yapılan çalışmalar yetersiz

Onunla ilgili yapılan çalışmalar yeterli mi?

Birol Yayla: Sadece Tanburi Cemil Bey ile ilgili değil, musikimizin kişileri, dönemleri, tarihi ile ilgili teknik, müzikolojik, sosyolojik araştırma ve yayın çok yetersiz ne yazık ki... Cemil Bey'le ilgili oğlu Mesut Cemil Bey'in yazdığı kitap -ki minnet duyuyoruz kendisine-, son çıkan Tanburi Cemil Bey Külliyatı ve icrasıyla ilgili birkaç tezden başka yayın yok maalesef. Ancak bu musikimizin temel sorunlarından biri.

Murat Aydemir: Elbette değil. Dünya üzerinde Cemil Bey klasmanında çok az müzisyen var. Meşhur keman virtüözü Paganini, piyanonun altın isimlerinden Rubinstein, viyolonseli ile Rostropoviç, meşhur tenor Pavarotti hemen aklıma gelen birkaç isim. Bu isimleri neredeyse bütün müzik meraklıları tanır. Ülkeler, sanatçısı olduğu için bu isimlerle övünür. Viyana'ya gidersiniz bütün şehir size, Mozart'ın onların sanatçısı olduğunu dikte eder. Onunla gurur duyarlar. Cemil Bey böyle bir sembol. İstanbul'un, Türk müziğinin en önemli simgelerinden biri. Bizim insanımız ondan bîhaber. Bu yönde hiçbir çalışma yok. Birkaç kişinin şahsi çabaları neticesinde bir şeyler yapılıyor. Cemil Bey kültürümüzün zirvesindeki ilk isimlerden biri olarak fazlasıyla hak ettiği ahde vefayı bizden bekliyor. Bu sene Cemil Bey'in ölümünün 100. yıldönümü. Bizim gibi Cemil Bey'i seven ve ona ne yapılsa mutlu olanlar için çok güzel bir çalışma yapıldı onu da burada zikretmek isterim. Cemal Ünlü ve Neyzen Aziz Şenol Filiz'in gayretleri ve iki yıllık emekleriyle ortaya çıkan Kalan Müzik'in yayınladığı Tanburi Cemil Bey Külliyatı, bu yılın en anlamlı eseri oldu. Cemil Bey'i merak edenler için tam anlamıyla bir kaynak.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,22 M - Bugn : 12656

ulkucudunya@ulkucudunya.com