« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

27 Haz

2016

Siyasetin İslamîsi

Ali Bulaç 01 Ocak 1970

Siyasetin maksatları açısından liberal demokrasiler hayli geride ama İslam dünyasında yürütülmekte olan baskıcı, yozlaşmış siyaset şekillerine göre de hayli ileridedir. Bunu itiraf ve kabul etmekten çekinmemeliyiz. Kul, hatasını görmedikçe kendini ıslah edemez.

Siyasetin İslamisi veya İslami/İslamcı siyaset asli maksatlarına uygun iş ve işlev gören Es Siyasetü’ş Şer’iyye’nin hedefi olan siyasettir. Maksatlarına uygun siyasetten anlamamız gereken de, tab’an medeni olmaları hasebiyle bir arada yaşayan insan topluluklarının kendi aralarında icap ve kabul esasına dayalı olarak organize olmaları; danışarak, müzakere ederek aldıkları kararları birine veya bir kadroya havale ettikleri yetkiyle yürütmeleri; işlerini kendi hakkaniyet ile yürütürlerken temeli sağlam bilgi, sanat ve estetik yolunu takip etmeleri; iktidar ilişkilerini düzenler yani maddi, ekonomik ve bürokratik kaynakları dağıtırlarken adaletli davranmaları; herkesin inandığı çerçevede özgürlüğünü ve özgür seçiminden doğan haklarını yasaların teminatı altına almaları; toplumun genelini ahlaki erdemler yönünde motive ve mobilize etmeleri ile sosyal barışı, bir arada yaşama irade ve azmini geliştirmek suretiyle siyasi birliğin devamını sağlamaları ve bütün bu maksatları tahakkuk etmeye çalışırlarken yegâne referanslarının hukuk olarak belirlenmesidir. Şu liderin veya bu zümrenin kanun marifetiyle yaptığı hukuk değil; şahısların, sınıfların, zümrelerin üstünde salt hak ve hakkaniyeti, adaleti ve mizanı gözeten Hukuk!

Siyasete çizdiğimiz bu maksadın tahakkuk etmesinin neredeyse bir ideal olduğunu söylemek mümkün. Öyledir de! Ama herkesin ortak iyi ve ortak çıkarda buluştuğu “iyi siyaset”in ölçüsü, söz konusu ideale ne kadar yaklaşıldığını gösteren düşüncelerin gördüğü kabulle ve buna hizmet eden tatbikatla belli olur. Dünya hayatında şahsi kemâlin üst sınırı olmadığına göre, toplumsal seviyede iyi siyasetin de üst sınırı yoktur, ama hepimiz daha iyi, daha ahlaklı, daha özgür, daha adil ve daha birleştirici siyaset yolunda kemâl peşinde olmak durumundayız.

Özetle bütün peygamberlerin vaz’ettikleri şeriatlerin ortak maksadı olan “can, din, mal, akıl ve nesil emniyeti”ni sağlayan; söz konusu emniyetin tahakkuku için olmazsa olmaz “özgürlük, ahlaki dürüstlük, adalet ve birliği” gaye edinen siyaset “İslami siyaset”tir veya “siyaset’in İslamisi”dir. İslami siyaset; muharib olmadığı müddetçe hangisinden olursa olsun bütün din, mezhep, inanç, felsefi düşünce, renk, dil, sosyal sınıf veya etnik grupların temel hak ve özgürlüklerini korur; muahedelerine -icab ve kabule göre belirlenmiş sözleşmeye- bağlı kaldıkları sürece onları siyasi birliğin ortakları kabul eder.

Verili siyasetin hem Batı’da hem İslam dünyasında bu maksada yönelik yürütülmediği gayet açık. Buna rağmen Batı dünyası, geldiği liberal demokrasiyle bizden çok daha iyi durumda olduğu da bir gerçek. Genel çerçevesini çizdiğimiz siyasetin maksatları açısından liberal demokrasiler hayli geride ama İslam dünyasında yürütülmekte olan baskıcı, yozlaşmış siyaset şekillerine göre de hayli ileridedir. Bunu itiraf ve kabul etmekten çekinmemeliyiz. Kul hatasını görmedikçe kendini ıslah edemez.

Benim İslamiyet’i referans alan iyi siyasetten; Kur’an’ın konuyla ilgili hükümlerinden ve Hz. Peygamber (s.a.)’in tatbikatı olan sünnet ve siyerinden anladığım budur. Siyasal İslam, İslamcılık, İslami akımlar, hareketler ve partiler bu maksatları tahakkuk ettirmeye yönelmişlerse meşru ve makbuldürler. Bu maksatların dışında gaye ve yönelimleri varsa, ya İslam’ın maksatlarını iyi bilmiyorlar, ya da İslamiyet’i istismar ve suiistimal ederek siyasi kazanç elde etme peşinde faaliyet gösteriyorlar.

Müslüman Kardeşler’den Cemaat-i İslami’ye, Milli Görüş’ten AK Parti’ye şu veya bu düzeyde “İslam dini”yle ilişkili bilumum siyasi hareketleri kritik ederken ve İslamcı akımları eleştirenler hakkında da bir kanaat sahibi olurken veya onlar hakkında hüküm verirken de kullandığım kıstaslar bundan ibarettir.

İslam dünyası bu siyasetten fersah fersah uzakta; İslam tarihinde de siyaset bu maksatlara dönük yapılmadı. Ama asli maksat budur. Neden siyaseti maksatlarına göre yapamıyoruz, bunun sebepleri üzerinde kafa yormamız lazım.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,05 M - Bugn : 7167

ulkucudunya@ulkucudunya.com