« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Haz

2016

Hem fikri korumak hem de iktidara yürümek

Servet AVCI 01 Ocak 1970

MHP'de 'değişim'i savununup, bunu 'iktidar' olma ihtiyacıyla açıklayanlara karşı 'ideolojik' savunma yapanlara bayılıyorum… Hele bir de akıllara zarar "İdeoloji mi önemlidir yoksa iktidar mı?" diye soru sorarak kodu mu oturttuğunu zanneden zekâya hayranım…

Sanki mevcutlar ideolojinin hakkını tam veriyorlar da bunların koltuklarının başına gelecek herhangi bir şey partiyi ideolojiden uzaklaştıracak!.. Ve sanki değişim talep edenler ideolojiyi iktidar hırslarına feda ediyorlar!..

Her seçimde yenile yenile 'küçük düşünme' özelliği öyle gelişmiş ki, ikisinin birden olabileceği, yani hem ideolojinin korunabileceği hem de iktidara yürünebileceği düşüncesi bazı beyinlerin tahayyül sınırlarını aşmış…

Oysa şu an Türk milliyetçilerinin en büyük ihtiyacı, bire bir kendileri gibi düşünen veya düşünmeyen insan ve topluluklarının da desteğini alarak iktidara yürümek, Türk asrı olacağını öne sürdüğü bu çağda daha fazla zaman kaybetmemek… Çünkü kaybettiği zaman, millet ve devlet varlığını kemirilmesine yol açıyor…

***

Kendi kozasının içinde mutlu olan veya mutlu taklidi yapabilen bir milliyetçilik mi daha evlâdır yoksa fikir ve kadro çekirdeği lokomotif yapılarak, daha gevşek ideolojik bağlara sahip bireylerin desteğini almış hâlde iktidara yürümek mi?

Daha önce defalarca ifade etmeye çalıştım: Hiçbir siyasî hareket mensuplarını üreme potansiyeliyle büyümez… Büyüyecekseniz, sizin gibi düşünmeyen veya şimdiye kadar düşünme ihtiyacı hissetmeyen kitleri kendi düşünceniz doğrultusunda ikna edeceksiniz…

'Küçük dünyanız'a zarar gelir endişesiyle başkalarını ilgisinden korkmayacaksınız… Siz kalabalıkların değil, kalabalıklar sizin oldukça çekinmeyeceksiniz… Arkanızdan kimi 'merkez sağ', kimi 'merkez sol' unsurlar veya başkaları gelmiş, bunlar rezerv konulması gereken durumlar değil, tam aksine fikrinizi iktidar etme yolunda artılardır… Tabii fikrinizi iktidar etmek gibi bir amacınız varsa!..

Kalabalıklar elbette her zaman doğruyu ifade etmez… Kitlelerin batıl peşinde tarihte nasıl da tahrip gücü yüksek varlıklara dönüştüğünü biliriz… Bazen hakikat tek başınadır ve bu onun haklılığını ortadan kaldırmaz… Öyle peygamberler var ki, karısını ikna edememiş… Öyleleri var ki, çocuklarını ikna edememiş… Öyleleri var ki, bir kişi bile ikna edememiş…

Elbette kalabalıkları bir fetiş hâline getirmek doğru değil… Doğru yalnız da kalsa doğrudur… Yanlışların arkasındaki halk desteği arttıkça onun yanlışlığı azalmaz… İşin bu yönünü asla ıska geçmeden belirtmek gerekiyor ki, hem doğru olmak hem de bu doğrunun arkasındaki kitle desteğinin arttığını görmek çok daha önemli… Daha ne olacak? Haklısınız ve kalabalıklar da arkanızda…

***

'Toplumsal talep'le milliyetçi düşüncenin çıkış ihtiyacının çakışması değişim hareketine müthiş bir avantaj sağlamış durumda… Üstelik ortada başka bir alternatifin olmaması, olacak gibi de durmaması iktidar kapılarını milliyetçi düşünceye aralıyor…

Değişim talebine kitlelerden gelen büyük destek üzerine "Ama ideoloji ne olacak?" türünden teselli edebiyatı üretmek ve sözde kendi makamlarını 'ideolojinin teminatı' gibi sunmaya çalışmak gerçeği işaretlemez…

İdeoloji de korunur, kitle desteği de sağlanır… İkisini at başı götürmektir marifet… Bugün başarıyla yürütülen de odur… Ellerinde "Partiyi merkez sağa açacaklar" gibi hayalî argümanlardan başka bir şey bulunmayanlar şimdiye kadar neden bu kitleleri kendi fikriyatları doğrultusunda arkalarına takamadıklarını düşünmeliydiler…

Bugün gelinen nokta 'kıskanma' noktası değil 'ibret' noktasıdır… Salonlardan ve meydanlardan taşan ilgi tarifsiz bir kıskançlık içinde değil, şahısların ötesinde Türk milliyetçiliği için bulunmaz bir şans olarak değerlendirilmelidir…

"Ben varsam ideoloji var" patolojisi çoktan hükmünü yitirdi… Ülkede 'tek adam rejimi'ne itirazı olan kitleler, bunu Türk milliyetçilerinin önleyebileceğine inanıyorlar… Bunun için de değişim talebine omuz veriyorlar…

Dolayısıyla bu yürüyüş "İktidar için her şeyini feda eden" oportünistçe bir davranış değil, ideolojisini, arayış içindeki kitlelerin önüne geçirerek iktidarı hedefleyen haklı ve güçlü bir hamledir…

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,10 M - Bugn : 25461

ulkucudunya@ulkucudunya.com