« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 May

2016

İstikbaldeki duruşma

Tarık Toros 01 Ocak 1970

Savcı açılış konuşmasını yapar:

“Bu alışılmadık bir dava. Çünkü sanık sandalyesindeki hâkimler, kanunları yok saydılar, saptırdılar ve sonunda yıktılar. Savcılık davalıları sadece anayasayı ihlal etmekle suçlamıyor. Cinayetle suçluyor. Liderleriyle birlikte insanlık tarihinin en programlı ve en utanç verici suçlarına ortaklık ettiler.”

** Sanık avukatları ilk sözü alır:

“Bir hâkim yasaları yapmaz. Ülkesinin yasalarını uygular. Bu hâkimler, ülkelerinin yasalarını reddedip asi mi olmalıydı?”

**

Tanıklar söz almaya başlar:

-Hâkimler tarafsız adalet düşüncesinden ayrıldılar.

-İlk işleri devlete karşı işlenmiş suçları cezalandırmak oldu.

-Savunmalar dinlenmiyor, politik karşıt oldukları için cezalar uygulanıyordu.

-Sonuç; bağımsız yargı yönetiminin diktatörlüğün eline geçmesiydi.

**

İfadelere, hayal kırıklığı da yansır:

-Başta sadakat yeminini etmesek, diktatör mutlak gücü elde edemeyebilirdi.

-Önceleri farkında değillerdi, sonra gözü kulağı olan herkes farkına vardı.

-Karşı çıkan birkaç kişi, ya istifa etti veya ettirildi.

-Diğerleri, kendilerini yeni duruma adapte ettiler.

**

Sanık hâkimlerin avukatı söz alır:

“Olaylardan tüm halk sorumlu değil. Çünkü çok azı ne olduğunu biliyordu. İletişim kopuktu. Bunlar, birkaç fanatik tarafından gerçekleştirildi.”

**

Can alıcı noktada müthiş bir itiraf gelir.

Sanık hâkimlerden biri söz alır:

-Neden sessiz kaldık? Neden bu işlere bulaştık?

-Birkaç politik fanatik haklarını kaybetmiş ne yazar?

-Sadece bir geçiş süreciydi.

-Eninde sonunda nasıl olsa bitecekti.

-Liderimiz, ‘Ülke tehlikede! Karanlıkları aşmak için yürüyoruz' diyordu.

-Dünya da ‘Devam edin, arkanızdayız' diyordu.

-Ve bir gün etrafımıza baktık. Kendimizi çok büyük bir tehlikenin içinde bulduk.

-Bir geçiş dönemi olması gereken olaylar yaşam tarzı haline gelmişti.

**

İtiraflar ardı ardına gelir:

-Davalarla ilgili kararımı duruşma odasına girmeden önce vermiştim.

-Kanıtlar ne olursa olsun sanığı suçlu bulacaktım.

-Normal bir duruşma değildi. Bir adak töreni gibiydi.

-Sağır mıydık? Dilsiz miydik? Kör müydük?

-Avukatım milyonlarca insanın yok edildiğinin farkında olmadığımızı söyledi.

-Biz sadece yüzlerce kişiyi biliyorduk. Belki detayları bilmiyorduk.

-Ama eğer bilmiyorsak, bu bilmeyi istemediğimizdendi.

**

8 ay sonra…

Duruşma hâkimi son sözünü söyler:

“Bu mahkemede işlendiği ileri sürülen suçlar, ülkenin geneline yayılmış, devlet kökenli, adaletsizlik ve zulüm sınırlarında ve tüm medeni toplumlarda ahlaki ve yasal kuralları ihlal eden büyük suçlar. Bu dava gösterdi ki, ulusal kriz hâlinde sıradan olsun olmasın tüm insanlar kendilerini suç işlemeye o kadar kaptırabilirler ki hayal dünyasında yaşamaya başlayabilirler. Bir ülke bir kişiye bağlı değildir.”

**

Karar, tüm sanıklar için ömür boyu hapistir.

**

İstikbaldeki bu duruşma, hayali değil.

1961'de çekilen iki Oscarlı “Nürnberg Duruşması” filminden aldım.

Tüm zamanların en çok seyredilen filmleri arasında 148'inci.

İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra Nazilerin yargılandığı Almanya'daki duruşmanın kısa bir kesiti.

**

Başta hukuk insanları, herkes izlemeli.

55 sene önceki bu filmi, biz henüz yaşamadık.

Yakındır.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,22 M - Bugn : 8996

ulkucudunya@ulkucudunya.com