« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Mar

2016

Bir zamanlar...

Melih Aşık 01 Ocak 1970

12 Mart 1971 darbesini izleyen günler... Ankara televizyonundaki işimize son verilmiş... İşsiz geziniyoruz. Askeri yönetim hakkında ağır işkence iddiaları var. Le Monde gazetesi bu iddialarda başı çekiyor. Askerler ise işkence yok iddiasında. Sonunda Le Monde yazarı Paul Balta Türkiye’ye davet ediliyor. İşkence olmadığına ikna edilecek. O sırada kimi arkadaşlar:
“İşkenceden geçmiş bir gencin Hacettepe’de yattığını”, söylüyor...
Karar veriliyor. Gidip gencin filmini çekeceğiz. Ve bir biçimde Paul Balta’ya ileteceğiz. Kamera ve film bulmaya çalışıyoruz. O arada tabii muhbirler de çalışıyor. Birkaç gün sonra polis tarafından gözaltına alınıyor, askeri savcının karşısına çıkarılıyoruz... Askeri savcı bizim film teşebbüsünü epey ayrıntılı biçimde öğrenmiş! Kısa bir sorgudan sonra Yıldırım Merkez diye adlandırılan askeri hapishaneye gönderiyor.
Yaklaşık 40 kişilik bir koğuşta hapis günleri başlıyor. İçerde yemekler tatsız ama hayat tatlı. Koğuş adeta bir aydınlar kahvehanesi. Herkes kafa dengi. Akşama kadar briç ve satranç oynuyoruz. Dışarıdan yemek de gelebiliyor. Akşamları ziyaretçiler demir kapının önüne geliyor uzaktan konuşuyor, gülüşüyoruz. Ancak hapisliğimiz kısa sürüyor. Çünkü ifademiz devleti sıkıntıya sokuyor. Sorguda diyoruz ki:
- Efendim beni işkence gören bir mahkûmun filmini çekmekle suçluyorsunuz. İyi güzel. Ancak yöneticiler Türkiye’de işkence olmadığını söylüyor. Benim mahkûm olmam Türkiye’de işkence olduğunu ispatlamaz mı?
Sorgucunun yüzünde küfür gibi bir gülümseme beliriyor. Akşama doğru salıveriyorlar. Dostlarla vedalaşıyoruz. Nerdee o eski hapishaneler...Diyoruz...

Zaten yoktular!
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular
Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir.
Azıcık okşasam sanki çocuktular,
Bıraksam korkudan gözleri sislenir.
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular
Böyle bir sevmek görülmemiştir.
* * *
Hayır, sanmayın ki beni unuttular.
Hâlâ arasıra mektupları gelir.
Gerçek değildiler, birer umuttular
Eski bir şarkı, belki bir şiir
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular.
Böyle bir sevmek görülmemiştir
Attilâ İlhan


“Ne vekiller seçtik zaten yoktular...
Parmak kaldırırlardı liderleriyle bir...
Onun dışında Meclis’e uğramazdılar.
Akşam kebapçıda çeneleri açılır
Ne vekiller seçtik zaten yoktular
Böyle talihsizlik görülmemiştir
* **
Hayır, sanmayın ki bizi unuttular.
Seçimden seçime akıllarına gelir...
Vaat yağdıran birer buluttular.
Nereye kayboldular şimdi kim bilir...
Ne vekiller seçtik zaten yoktular...
Böyle talihsizlik görülmemiştir.”
(Yazarı belirsiz)

HIYAR
Bizde gelenektir, satıcılar karpuzu “kurabiye”, hıyarı “badem”, kavunu “reçel”, balığı “derya kuzusu”, armudu “tereyağı” diye satarlar...
Kimi iktidarlar da bu geleneğe uyup zorbalığı “demokrasi” diye yutturmaya kalkarlar.
Aziz Nesin

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,65 M - Bugn : 30515

ulkucudunya@ulkucudunya.com