« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Ara

2015

Hani Erdoğan diyor ya: ‘Varsa meseleniz ailemi karıştırmayın'

Selçuk Gültaşlı 01 Ocak 1970

Bugün 14 Aralık operasyonun birinci yıldönümü. Yani Hidayet Karaca, hayali bir dizinin bir bölümündeki bir sahne nedeniyle ‘silahlı terör örgütü yöneticiliği' iddiası ile hapse gireli koca bir yıl oldu.

Karaca'nın kararını okuyan hâkimin yüzüne söylediği gibi ortada ne bir örgüt, ne bir silah var ama parmaklıklar arkasına konulmasının birinci yıldönümünde Karaca'nın evine polis baskını yapılıyor. Kapıyı açan anneannenin üzerine kapıyı itekleyip zorla içeri girmişler. Yaşlı teyze bayağı bir ağlamış.

Büyük oğlu Sıtkı ne güzel demiş: “Hani Tayyip Erdoğan diyor ya ‘Varsa meseleniz ailemi karıştırmayın' ama kendisi başkalarının ailesine bulaşıyor.” Özgürlüğünden mahrum edilen babasının mesajını iletirken söylüyor bunları. “Babam sonuçta diyor ki; eğer bir meselen varsa gel benimle hallet niye aileme dokunuyorsun?”

14 Aralık operasyonunun neden yapıldığını bütün Türkiye biliyor. 17-25 Aralık'ın yıldönümü yaklaşırken, yolsuzlukların konuşulmasını engellemek için yapıldı 14 Aralık. Bu yıl Samanyolu Grubu susturulmuş ve yöneticisi hapiste olmasına rağmen, Koza İpek Grubu yağmalanmış ve sahibi Londra'da yaşamasına rağmen, Cumhuriyet'in genel yayın yönetmeni ve Ankara temsilcisi hapishanede susturulmasına rağmen yani 17 Aralık'ı yazıp, eleştirecek ortada pek basın-yayın kurumu da kalmamışken “17 Aralık'ı konuşturmama” programı erken başladı. Bakalım önümüzdeki birkaç gün içinde şapkadan daha neler çıkacak?

AB fasıl açıyor ama hiçbir demokrat sevinemiyor!

Bugün ayrıca Avrupa Birliği (AB) iki yıl aradan sonra Türkiye ile yeni bir faslı müzakerelere açıyor. Son beş yıldır Türkiye ile sadece bir fasıl açıldığı düşünülünce, önemli bir gelişme olarak addedilmesi gerekir. Bizim de Türkiye, Avrupa Birliği standartlarına biraz daha yaklaştığı için sevinmemiz. Hem Türkiye'de hem de Avrupa'da üyeliği destekleyen çevrelere baktığımızda ne bir sevinç ne bir mutluluk emaresi var.

Türkiye de AB de Sarkozy'nin veto ettiği 17. faslın açılmasının ne Ankara'nın Avrupa standartlarına yakınlaşması ile ne de Avrupa'da Türkiye'nin üyeliğine karşı yeni bir aydınlanma ile alakalı olmadığını gayet iyi biliyor. Faslın açılmasının tek sebebi AB'nin daha ziyade Almanya Başbakanı Angela Merkel'in mülteci akınıyla birlikte varoluşsal bir krizle karşı karşıya olduğuna inanması ve bu panik haliyle Erdoğan'a sarılmaları. İki taraf da ‘mış gibi' yapıyor.

AB, Türkiye ile yeni müzakere fasılları açarken Erdoğan'ın gönlünü hoş edip, iktidarını sağlamlaştırmasına destek verirken, mültecilerin Türkiye'de kalmalarının temin edilmesini hedefliyor. Erdoğan'ın artık ne gönlünde ne aklında AB üyeliği olduğunu; tek hedefinin AB'nin hiçbir normuyla uyuşmayan başkanlık sistemine geçiş olduğunu gayet iyi biliyor. Zaten ne demişti Merkel Alman gazeteci Anne Will'e “Türkiye'nin üyeliğine hep karşıydım, hâlâ karşıyım. Erdoğan da bunu gayet iyi biliyor.”

Erdoğan'ın tek derdi, AB ile yakınlaşmayı, Brüksel'de kırmızı halılarla karşılanmayı, zirvelere davet edilmeyi ‘büyük devlet adamı' hikâyesini tahkim etmek için kullanmak. Bunu büyük oranda başardığını da teslim etmemiz gerekiyor.

Kimse kendini kandırmamalı. Ne Türkiye'nin AB'ye yaklaştığı var ne de AB'de Türkiye'yi üye yapmaya yönelik yeni bir irade. Mesele sadece ve sadece mültecilerin Türkiye'de kalmalarını temin etmekten ibaret.

Hakikaten ortada yenilenen bir irade olsaydı, yarın yapılacak hükümetler arası konferansta en çok Can Dündar, Erdem Gül ve Hidayet Karaca gibi mahpus ve mağdur gazeteciler konuşulurdu. Davutoğlu iktidarı nasıl Can Dündar ve Erdem Gül'ü hapse attıktan iki gün sonra tarihin ilk AB-Türkiye Zirvesi'ne katılıp, bir tek Dündar-Gül lafı duymadıysa, bugünkü toplantıda da konunun gündeme geleceğinden şüpheliyim.

Açıklandığı gibi Davutoğlu perşembe günü AB Zirvesi'ne katılırsa bu da 17 Aralık tarihine rastlayacak. Ne güzel. AB 14 Aralık'ın seneyi devriyesinde fasıl açıyor, 17 Aralık'ın yıldönümünde Türkiye Başbakanı'nı ağırlıyor. Yaşasın Ankara kriterleri!

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,22 M - Bugn : 13636

ulkucudunya@ulkucudunya.com