« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

12 Eki

2015

Acının gölgesinde

M. Nedim Hazar 01 Ocak 1970

Ölüm tüm lezzetleri acılaştırdığı gibi, şüphesiz futbola da kekremsi tadından ciddi miktarda iliştiriyor. Hele hele terör gibi, toplum ruhunda travmatik etki bırakan eylemler neticesinde gelen toplu ölümler, hayata dair kalan her şeyi önemsizleştiriyor, acılaştırıyor.

Ankara'da yaşanan alçakça saldırının kalplerimizde açtığı yaranın verdiği ıstırapla çıkıyorduk karşılaşmaya. Yaşadığımız ağır acı, oyun motivasyonu kadar, seyir zevkini de ciddi şekilde etkileyecekti şüphesiz.

Play-off'a katılabilme ihtimalimizin önündeki en büyük engel olan Hollanda, Kazakistan'ı yenerek neredeyse tamamen yitirdiğimiz motivasyonumuzu belki bir nebze yukarı çekmişti. Çekler gruptan çıkmayı garantilemenin vermiş olduğu rahatlıkla çıkıyordu maça ama bu bir yere kadar olumluydu bizim için. Nihayetinde kaleci de dâhil, esas kadronun yerine sahaya çıkan gençler kendilerini ispatlamak adına canımızı yakabilme potansiyeli taşıyordu. Bizim ise problemimiz bambaşkaydı.

Türk futbolunun sahici bir fotoğrafını çekebilmek için bir yıl önce aynı takımla yaptığımız maç kadrosuyla, bu maçın kadrosunu karşılaştırmak gerekiyor. Yanılmıyorsam sadece 3 oyuncu haricinde farklı kadroyla çıktık sahaya.

Klişe tabirdir “Telafisi olmayan maç” derler ya, kelimenin tam anlamıyla böylesi bir müsabaka. Eğer yenilirsek, her ne kadar son maçı kendi sahamızda oynuyor olsak da, bir adım önümüze geçen Hollanda tecrübesiyle de olsa bırakmaz üçüncülüğü. Bu bilinç Çek maçı için yeterli bir motivasyondu aslında. Nitekim ilk yarı boyunca gerek Milli Takım'ımız gerekse ev sahibi Çeklerin genç kadrosu bu şuurla mücadele etti. Kaleleri tehdit eden (bir tane dışında) ciddi pozisyon olmaması ise tedbiri elden bırakmamanın neticesiydi. Yine tabir-i klişe ile; dananın kuyruğu ikinci yarı kopacaktı.

İkinci yarıya gözle görülür bir tempo artışıyla başladı her iki takım da. Ev sahibi ekibin geliştirdiği tehlikeli ataklar bize de sunulan fırsattı aslında. Zira golü düşünmeye başlayan Çek takımının defansındaki seyrelme ve yumuşama bizim için güzel sürpriz potansiyeline dönüşebilirdi. Ne ki özellikle Cenk'in fiziksel tükenişe geçişi umudumuzu orta saha ve defansımızdan yapılacak sürpriz çıkışlara bağlamamıza sebep oldu. Penaltı golü tam da böyle bir anda geldi. Yenik duruma düşen Çeklerin saldıracağı aşikârdı ve Fatih Hoca anında oyuna müdahale ederek, tükenen Cenk'i alıp, hızlı olan Volkan'ı oyuna soktu. Sonrası ise tam arzuladığımız gibi gelişti; doğru rotasyonlar, süreyi akıllıca kullanma...

Neticede acılı yüreklerimizi ezerken play-off yolunda mühim bir zafer elde ettik.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,03 M - Bugn : 18281

ulkucudunya@ulkucudunya.com