« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

06 Nis

2015

Türkiye'nin sigortası attı

Mustafa Ünal 01 Ocak 1970

Elektrik kesintisi üzerine yazı yazacağım hiç aklıma gelmezdi. Siyaset için kritik hafta çünkü. Meclis’in son birkaç günü. Koca bir dönem bitti. Günahı sevabından çok. Ayrı bir yazı konusu olacak. Dün AKP ve CHP son grup toplantılarını yaptı. Ülke iyiden iyiye seçimin menziline girdi. Haftaya milletvekili listeleri teslim edilecek. Önseçim yapan CHP işi kolayladı. Diğer partiler yoğun çalışma içinde. Genel merkezlerin ışıkları geceleri de yanıyor.

Gözlerden kaçan bir gelişme de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Slovakya’da gurbetçilere konuşurken hedefini küçültmesi oldu. ‘400 olmazsa 330 milletvekili olsun’ dedi. Başkanlık sistemi için asgari rakam bu. Referandum şartıyla tabii. Erdoğan neden rakamı küçülttü? AKP’nin oyları düşüyor mu? Cumhurbaşkanı’nın halkın nabzını tutmak için sürekli anket yaptırdığını bilmeyen yok. 330 bir ipucu olabilir.

Bir sonraki hamle sürpriz olmaz. ‘330 zorsa bari 276 olsun’… Tek parti iktidarı için gerekli sayı bu. Altında kalırsa AKP tek başına hükümet kuramaz. Gördüğünüz gibi yazılması gereken ne kadar çok siyasi konu var. Bir de buna Çağlayan Adliyesi’ndeki baskını ekleyin. Ülkenin en iyi korunan adliyesinde bir örgüt savcıyı rehin alabildi…

Ancak dün hiç beklenmedik olağanüstü bir olay yaşandı. Ülke genelinde elektrikler kesildi. Hakkâri ve Van hariç. Küçük büyük bütün şehirlerde hayat durdu. Büyük şehirlerin çilesi de büyük oldu. Türkiye gündüz vakti karanlığa gömüldü. Peki neden? Ne oldu? Senaryo çok… Komplo teorisi yağmur gibi.

Dikkatler resmi açıklamalara çevrildi. Mizahı tamam da, bu kadar büyük çaplı bir kesintinin bir izahı olmalı. Sosyal medya yıkıldı mizahtan… ‘Türkiye’nin ampulü patladı’ diyen de oldu, ‘Ülkenin sigortası attı’ diye yazan da. Siyaseten de Türkiye’nin sigortası atmak üzere. Onun için yazının başlığını buradan çıkardım. Basit bir arıza değil. Sıradan bir teknik aksaklık hiç değil. Çok daha ciddi olduğu kesin. Ama ne?

Her şeyden önce yaşanan bu rezaletin bir sorumlusu olmalı. Her suçu, her yanlışı, her hatayı başkasının sırtına yüklemekte çok mahir iktidarı var bu ülkenin ve bu kez durum farklı. Ne söylerse inanmaya hazır kitlenin mevcudiyeti doğru. Acaba Başbakan Davutoğlu bir şey söyler mi? Ayak üzeri ‘Her seçeneği değerlendiriyoruz’ demekle yetindi.

Bu kadar mı? Jeneratör ışığında yaptığı grup konuşmasında olaya hiç değinmedi. Topu Enerji Bakanı’nın sahasına attı. Bakan Yıldız yurtdışında, Cumhurbaşkanı’nın yanında. Yıldız, krizlerin bakanı. Her büyük krizde koltuğunu daha da sağlamlaştırdı. Ülke tarihinin en karanlık gününü yaşarken dışarıda olması büyük talihsizlik. Konuşmasına mani değil elbette.

Ne söyledi diye baktım? Hiçbir şey. Kem küm… Anlattıkları sokaktaki insanın veya kahvedeki vatandaşın söyleyeceği türden şeyler. ‘Şebeke çöktü’ dedi. Bunu söylemek için Enerji Bakanı olmaya gerek yok. Sonra ‘O da olabilir, şu da olabilir, öteki de ihtimal dahilinde’ dedi. İkindi üzeri bu yazıyı yazarken ne elektrik geldi, ne de ikna edici bir açıklama. Burasının Ankara’nın göbeği Balgat semti olduğunu hatırlatmak isterim.

Bakanlıkta bir kriz masası kurulduğu duyuruldu. Arkası gelmedi. Sorunun kaynağı Ege’de bir santralin devre dışı kalması mı? Dışarıdan bir siber saldırı mı söz konusu? İddia çok… Yoksa 7 Haziran’ın provası mı? Seçimin yani. Malum, kediler bazı bölgelerde seçim gecesi peş peşe trafoları patlattı. Tam da oylar sayılırken. Bu senaryoyu seslendiren siyasetçiler çıktı.

Burası Türkiye. Her komplo teorisinin müşterisi ve tabii gerçekleşme olasılığı var. Sıradan bir olay değil. Bir bit yeniği var. Ama ne? Ülke yeni nesil savaşla mı karşı karşıya? Siber saldırı yani. Bu ihtimal yabana atılmamalı. ‘Devlet nerede?’ diye sormak hakkımız. Daha teşhis koyamadı ki, tedbirini önceden alabilsin. Sorumluluğu üstlenen yok henüz. Bir Avrupa ülkesinde yaşansaydı koltuğunda kimse kalmazdı…

Siyasi anlamda da ülkenin sigortası atmak üzere…

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,39 M - Bugn : 214

ulkucudunya@ulkucudunya.com