« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

06 Nis

2015

Partilerin durumu

Nazlı Ilıcak 01 Ocak 1970

Seçime yaklaşırken, bütün siyasi partiler daha çok ilgi çekmek amacıyla tedbirini alıyor.

* CHP, iktidara geldiği takdirde, Kemal Derviş’i ekonomi bakanı yapacağını açıkladı.

* MHP, Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz’ı partiye aldı. Belli ki gerektiğinde o da ekonominin dümenine geçecek. Ayrıca, Devlet Bahçeli ile Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin buluştuğuna dair bir haber gazetelerde yayınlandı. Bütün kamuoyu araştırmaları, MHP-BBP ittifakının bir sinerji yaratarak, her ikisinin oy toplamının üzerine çıkacağını gösteriyor.

* Barış ortamı HDP’ye yarıyor. Tabii bunun yanı sıra Selahattin Demirtaş’ın sempatik tavırları, genç olması ve demokrasiye vurgu yapması da ilgi çekiyor. Burada bir parantez açmak isterim. HDP’ye oy vermek, PKK’yı desteklemekle eş anlamlı değildir. Aksine, siyasi temsilin terörü elimine edeceğini düşünen herkes bu partinin barajı aşması için gayret sarf etmeli. HDP’nin, Türkiye sathından oy alması, barış sürecinin bir merhalesi ve bu süreci daha ileriye taşıyacak bir köprüdür.

* Herkes oyunu artırırken, AK Parti geriliyor. Siyasetteki iki başlılık, bütün telâfi çabalarına rağmen, iyice görünür hale geldi. Tayyip Erdoğan, son bir hamle, milliyetçi oylara oynuyor ama bu defa da daha önce her söylediğiyle çelişen bir portre çiziyor. Zaten Davutoğlu, başbakanlık koltuğunu dolduramıyor. Üstelik 3’üncü döneme takılan Ali Babacan’ın saf dışı kalacağı düşünüldüğünde, AK Parti kazandığı takdirde, “Ekonominin dümenine kim oturacak” soruları da sorulmaya başlandı. Babacan’ın dışarıdan bir bakanlığı kabul edeceğini hiç sanmıyorum. Zira Tayyip Erdoğan’ın ekonomi üzerindeki baskısı, Merkez Bankası’yla dalaşı ve bütün antidemokratik gelişmeler, onu siyasetten soğuttu. Kaldı ki bu genç yaşında niçin yolsuzluk yapanların işbirlikçisi haline gelsin ve adına gölge düşürsün?

Yandaş medyada çatlak

Siyasetteki kavga yandaş medyaya da yansıdı. Önce Cemil Barlas, Abdülkadir Selvi’ye “kripto gazeteci” dedi. Bu sözlerle ya MİT ilişkisinikastediyordu ya da paralel yapının bir elemanı olarak onu gördüğünü söylemek istiyordu. Bugüne kadar “paralel” damgasını yiyen gazetecilerin birbirlerine tweet atıp, “Abdülkadir Selvi paralel olmadan önce, paralel olmanın bir asaleti vardı… Derhal toplanıp kendimize yeni bir yer bulalım” dediklerine rastladım.

Mesele, Abdülkadir Selvi ile sınırlı kalmadı. Mustafa Karaalioğlu’na kadar uzandı. Karaalioğlu, “Erdoğan’sız Türkiye projesinin destekçisi” ilân edildi. Taraf’ın haberine göre, Medya Gündem sitesi, Sabah grubuna yakın. Orada şöyle bir yorum yayınlanmış:
“Erdoğan’a karşı savaşta, içimizden çıkan bu ekibin kim olduğunu iyi biliyoruz. Bu ekipte, Mustafa Karaalioğlu ve yeminli Erdoğan düşmanı Levent Gültekin gibi isimlerin yer aldığının gayet iyi farkındayız. Yüzlerinde, Hak’tanmış gibi görünen maskeleriyle, hiç tanınmayacaklarını sanmaları da ayrı bir ilginçlik… Hakan Albayrak, Abdülkadir Selvi ve İbrahim Kiras. Bu 3 isim Erdoğan’a karşı organize bir operasyonun işaret fişekleri. Arka planda bu isimleri kimlerin gazladığını tahmin etmek hiç zor değil. Fitne ateşini kaynatanların, bu kez, içimizden çıkmaları daha da düşündürücü. Demek ki kaderde içimizdeki safranın atılması da varmış.”

Bir ülkede, demokrasi askıya alındığında lider, herkesi kulu gibi görür. En ufak bir sapma, ihanetle özdeşleştirilir. Meslektaşlarımızın başına gelen de bundan ibaret. Peki neden ufak tefek de olsa eleştiri tadında bir iki kelâm ettiler? Ahmet Altan’ın söylediği gibi bunlar geminin altına yapışmış midyeler gibiydi; ana gövdeyle birlikte istikamet değiştiriyorlardı. Bazı midyeler, karaya oturacaklarını fark edince, zevahiri kurtarmak maksadıyla sarayın hoşuna gitmeyen bir iki söz sarf ettiler. Hemen “kripto” ya da“safra” diye damgalandılar. (İlk günden itibaren dik duran ve paralel paranoyasına kapılmayan Levent Gültekin’i safralardan istisna tutmak gerekiyor. N.I.)
“Şeyh uçmaz, müritleri uçurur” derler. Şimdi o müritler bedel ödüyor.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,39 M - Bugn : 2859

ulkucudunya@ulkucudunya.com