« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

25 Ara

2007

İlginç iddialar ve sınır ötesi...

KURTUL ALTUĞ 25 Aralık 2007

İNGİLİZ The Ekonomist Dergisi son sayısında çok önemli ve inanılması güç iddialar ortaya attı: Güvenilir Milliyet Gazetesi’ne göre iki iddia şöyle:

The Economist’in ilk haberinde TSK’nın sınır ötesi operasyonlarından söz ediliyor ve:

“ABD’nin sınırlı Türk operasyonlarına desteği karşılığında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan Kürtlerin Irak’taki bölgesel hükümetinin tanınması ve PKK’nın savaşçıları için daha liberal affın yerine getirilmesi sözünü aldığı” ileri sürülüyor.

Diğer haberin başlığı ise hayli ilginç: “Haç ve Hilal”

Bu haberde ise “Türkiye’de Hristiyanların kendilerini neden tehdit altında hissettikleri sorgulanmakta.” Haber şöyle devam etmekte:

“AKP’nin Hrıstiyanların taleplerini karşılamaktaki başarısızlığı iki anlamı olabilir: Ya derin devlet hala iş başındadır ya da AKP nin inandığı din özgürlüğü sadece Müslümanları kapsamakta” denilmekte...

Ayni grubun Amiral Gemisi denilen ancak son günlerde hayli tiraj erozyonuna uğrayan Hürriyet’te ise ayni önemli derginin haber başka yönünden verilmiş: “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Başkan George W. Bush’a bazı sözler vermiş olabileceği öne sürülüyor”...

Ayni gruba bağlı bu iki saygın gazetenin habere bakış açısı acaba neden farklı. Sakın bunun gerisinden de bu marifetlerin Aydın Doğan’ın marifeti olduğunu söyleyeceğimi sanmayınız,

Bir zamanlar bu konuları Aydın Bey’le konuşma olanağım vardı ve bilirim ki; “Aydın Doğan, kendi gazetesinde çıkan haberlerden, gazete çıktıktan sonra haberdar olur”

Milliyet’te Haberin anhasını minhasını bilen bir yetenekli Genel Yönetmen sadece gazetecilik görevini yürütmektedir de, Hürriyet için pek de öyle söylemek olası değil. Bir gün Sayın Aydın Doğan’ın: “Bazen öyle yazılar, öyle haberler çıkıyor ki, inanın ki gazetelerimi evime götüremiyorum” dediğini bilirim. Ötesini de başka bir gün anlatırım sanıyorum...

Hürriyete göre TSK’nın ısrarlı operasyon için yetki istemeleri “Hassas bir balans ayarıyla” çözümlenmiştir. Aslında zarf ayni de mazrufta söylem farkı seziliyor.

Hassas balans ayarı...

BİZ tarihi gerçekler üzerinden yürüyerek bu “hassas balans ayarının nasıl gerçekleştiğini gözden geçirelim.”

Tarih:2 Ekim 2003

Zamanın Dışişleri Bakanı Sayın Gül -hamdolsun ki; şimdi Çankaya’nın sakini!- ABD’li o zamanki meslektaşı eski Genelkurmay Başkanı Powell ile bir araya geliyor ve Powell’dan “PKK’nın Kuzey Iraktaki militanlarını temizleyeceğine” dair söz alıyor... Powell “merak etmeyin gerekeni yapacağız!” diyor. Tam o sıralarda Dışişleri Bakanlığı Türk askerinin Kuzey Irak’ta operasyon yapması için 1 yıllık bir tezkereyi hazırlayıp Bakanlar Kurulu’na oradan da TBMM’ye göndermek için hazırlık yapmaktadır. Şimdiki Genelkurmay Başkanı o tarihte İstanbul’da Birinci Ordu Komutanı’dır ve: “Askeri Birlik sevkıyatı, TBMM ve Hükümetin kararına bağlıdır. TSK kendisine verilecek her görevin üstesinden gelir” demektedir.

Tarih: 3 ekim 2003

Başbakan, Büyükelçi Eric Eldeman’la konuşuyor ve kendisine “sabır taştı!” diyor. İyi. Bir Bağımsız ülkenin Başbakanı’na yaraşan da budur.

AKP Grubu toplanıyor, görüş birliğine varıyor: “Tezkere Meclise verilecektir...” Bu da iyidir. Keşke CHP Genel Başkanı Baykal o açıklamayı yapıp işin içyüzünde 1 milyar dolarlık bir kaşkariko olduğunu açıklamasa... Ama Baykal açıklıyor ki; “Dışişleri Bakanları aralarında karara varmışlardır ve Irak’a yapılacak harekat bazı koşullar altında olacak ve karşılığında Türkiye’ye 1 milyar dolar verilecektir...”

Baykal diyor ki: “İki Bakan anlaştılar! 1 Milyar dolar karşılığı Irak’a müdahale yapılmayacak!” Müthiş bir savdır bu... Ortalık karışıyor ve Gül bir beyanda bulunuyor: “Türk askerinin Irak’a gideceğine dair kesin bir karar yoktur. Önce Bakanlar Kurulu’nda görüşeceğiz, sonra askere soracağız!” Demek ki bir anlaşılmaz nokta ortaya çıkmış... Zamanın Genelkurmay Başkanı Özkök Paşa bile dayanamıyor ve diyor ki: “Kredi şartı anlamsız!”

Hangisi doğru?

SAYIN Başbakan da devreye giriyor ve diyor ki; “ABD kredisini ister kullanırız, ister kullanmayız...” Demek ki; Baykal haklı, işin içinde bir iş olmalı... O sırada tezkere hazırlanmış Meclis’ten geçmiştir ve Devlet Bakanı Ali Babacan ortaya çıkıyor ve ikrarı tamamlıyor: “1 milyar dolar krediyle kazanç elde edilecek...” Oysa Başbakan’ın kararı kesin değil... Başbakan Özkök’e cevap verirken “İletişim kopukluğu var. Bilgi kaynağından öğrenilmeli!” diyor. Kaynak kim? Kendileri mi, Babacan mı, yoksa Powell mi?

7 Ekim’de tezkere Meclisçe kabul ediliyor. İşte Askerin Kuzey Irak’a gidiş hazırlıkları devam ederken, ABD Milli Savunma Bakanı -o zamanki- Rumswelt: “Asker göndermeyi değil, ortak karar alınmasını konuşmalıyız” demişti. Tarih: 8 Ekim 2003; yani Meclis’ten karar çıkmasından bir gün sonra... Ayni gün Rumswelt ve Talabani ayni kürsüde konuşuyorlar ve Talabani diyor ki:

“Türk askeri Kuzey Irak’a giremez. Biz ABD’den güvence aldık...” Bu kez Gül konuşuyor: “Kuzey Irak’ta terör tehlikesi sürdükçe Irak’tayız” demez mi? Oysa Newyork Times yazıyordu ki; “Kuzey Irak Kürtlere bırakılıyor”( 5 Kasım 2003)

Başbakansa: “Kuzey Irak’a asker göndermeye o kadar da çok arzulu değiliz” diyor ve tezkere rafa kalkıyor. Ne zamana dek, Şemdinli davasından sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt olana dek. O önce ABD’de konuştu sonra 12 Nisan’da Ankara’da ve sonunda 2007 seçimlerinde gene Erdoğan kazandı ve Genelkurmay Başkanı, onca şehidin kanı yerde kalmasın diye çırpınarak bir tezkereyi daha yazdırdı ama, bakın neyi bekledik. Başbakan’ın Başkan Bush’la baş başa konuşmasını... Şimdi operasyonlar sürmekte ve Ekonomist yorumlamakta...

Sanırım ki: O 5 Kasım 2007 mülakatını da yazanlar çıkacak. Bakalım o zaman mutabık kaldıkları ortak nokta neymiş? Ne bedel ödemişiz ki, operasyon sınırlı kalıyor... Öğreneceğiz...



M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,11 M - Bugn : 1701

ulkucudunya@ulkucudunya.com