Yerel seçimler erkene... Çember tamamlanıyor
Güler KÖMÜRCÜ 19 Aralık 2007
Şahin komutanların önceki günkü terör toplantısında verdikleri mesajlar son derece etkili ve de sertti. 2. Başkan Org. Ergin Saygun, PKK ve yandaşlarına destek olan AB ülkelerini ağır biçimde eleştirerek, 'Türkiye'nin can ve mal kaybından sorumlu olacaklarını' söyledi. Gen.Kur. 2. Başkanı Sayın Saygun'un bu önemli ifadesini acaba "Ey AB ülkeleri, PKK'ya, teröre verdiğiniz destekten ötürü, 'şehitlerimiz' adına, 20 yıldır terörle mücadeleye harcadığımız milyarlarca dolarlık kayıplarımız adına, hakkınızda binlerce maddi ve manevi tazminat davaları açılmasına da hazır olun" şeklinde de okuyabilir miyiz dersiniz? Şayet bu okumam doğru ise Türkiye 'söylem aşamasından eylem aşamasına geçip, masaya yumruğunu vurmaya hazır' demektir.
Top yine Dışişleri Bakanlığı ve de AKP Hükümeti'nde elbette. Hükümet bakalım üzerine düşen görevi ne kadar yerine getirecekler?
Komutanların sert açıklamalarına dönelim; Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, terörün hem siyasallaştığını hem legalleştiğini söyledi ve "PKK artık Meclis'te temsil ediliyor" dedi.
Şimdi, madem konumuz Türkiye Cumhuriyeti üzerindeki tehdit algıları, durup, usta kalem Bekir Coşkun'un dünkü yazısından bir bölümü tekrar okuyalım.
Cumhurbaşkanı GÜL tarafından YÖK Başkanlığı'na atanan Yusuf Ziya Özcan'ın F.Gülen cemaatine yakınlığı dillerde dolaşır iken... Sayın Bekir Coşkun çemberi bakın nasıl tamamlıyor; 'Sadece son bir haftada gidenler: Yargı, Türk-İş, Sendikalar, Medyanın yarısı, YÖK, Sivil toplum örgütlerinden, spor kulüplerine kadar... Medyanın kalanı, Sermaye, tepeden tırnağa her şey gidecek. Artık kaçınılmazdır. Sıra size gelecek.'
Nereye gitti bu önemli kaleler peki efendim? Washington'da masa başında üretilip bir CEMAAT'in ve de onunla el ele olan malum siyasilerin, malum yetkililerin taşeronluğuna teslim edilen 'ABD İslamı' Türkiye Cumhuriyeti'nde tüm sistemi yeniden formatlayıp, dönüştürmek üzeredir, az kaldı.
SAM amcam taşeronları aracılığıyla "laik Türkiye Cumhuriyeti'ni" dönüştürme (neye dönüştürme diye sormayınız artık) hedefi dışında, ilaveten, Türkiye'yi kendi yönetim biçimi olan 'federatif yapı'ya geçirmek, Kürtçü gruplar tarafından yürütülen 'federasyon' tezine uygun zemini de oluşturmak üzereler.
Tam bu noktada size çarpıcı gelecek bir notum var; Bendeniz, Sayın Erdoğan'ın -kamuoyuna kapalı SON GÜNLERDEKİ bazı DEĞİŞEN söylemlerini- bilerek, "F tipi cemaatin çekirdeğindekilere'' karşı çıkanlar arasında yer aldığına' inanıyorum, 'Erdoğan'ın şahsıyla eski ekibindeki sadece birkaç ismi özellikle ayrı tutuyorum, detay başka yazıya.
Milli duruşla her kim, hangi sade vatandaş, bu örtülü operasyona, bu planların 'yerli' (!) taşeronlarına tek bir kelime dahi olumsuz eleştiri getirmeye kalkarsa da 'derhal itibar infazı' hatta daha ağır yaptırımlara maruz bırakılıp, cezalandırılıyor, çeteci, cuntacı, demokrasi düşmani ve paranoyak ilan ediliyor-uz.
Amerikancı siyasal ılımlı İslam (ve de bunların elele tutuştuğu Kürtçü-islam sentezcileri) bugün artık tüm sistemimizde egemen güç haline dönüşmek üzere, yurtseverlik, ılımlı islamı red eden, islamın Amerikanlaşmasına hayır diyenler, MİLLİ siyaset ve de Cumhuriyet, Atatürk ilkelerinin savunucuları olanlar; bizler, topyekün etkisiz hale getirilmek isteniyoruz.
Son bir önemli kale kaldı; yerel yönetimler, belediyeler.
Mart 2009'da yapılması planlanan yerel seçimlerin tarihi yaklaşık bir yıl önceye 2008 bahar aylarına alındığı iddia ediliyor, gizli hazırlıklar tamamlanmış, baskın yerel seçimlerle 'yerel yönetimlerde' alınacak ve...
Muhalefetin durumu ortada. Medyadaki güçleri, sermaye, bürokrasi ve de cemaat gücü kime hizmet edecek, hangi aşama tamamlanacak?
Peki, bu plana hayır diyen siz ey okur, siz sade vatandaşlar; ses çıkartamayan, seyirci milletlerle dolu dünya tarihi ve cografyalara ne olduğunu bilmiyor musunuz?
Cevabı, yüksek sesle önce kendinize verin efendim.
