Öfkeler, Sorular, Protestolar, Lânetler...
Mehmet Şevket Eygi 29 Mayıs 2007
1) Kurunun yanında yanan yaş olmak istemiyorum.
2) Evimin basılıp aranmasını, kitaplarımın ve kâğıtlarımın çuvallara konulup müsadere edilmesini (el konulmasını), kendimin de kelepçeli veya kelepçesiz sürüklenip götürülmemi istemiyorum.
3) Şiddete teşvik etmeyen, başkalarına hakaret içermeyen inançlarımdan, düşüncelerimden, tenkidlerimden dolayı hapse atılmak, kampa konulmak istemiyorum.
4) Dindar olduğum için “gerici, yobaz, çağdışı, vatan haini” gibi tehdit ve hakaretlere maruz kalmak istemiyorum.
5) Birileri yüksek makamlara çıkacak, ün ve alkış kazanacak, şan ve şöhret içinde yaşayacak diye ben ezilmek istemiyorum.
6) Aptalca, hikmetsiz, sağduyudan uzak ihtirasların faturasını ben ödemek istemiyorum.
7) Ülkemin, devletimin, halkımın maceraperestler tarafından (hangi kesimden olurlarsa olsunlar) darbelenmesini, sarsılmasını, geri bırakılmasını istemiyorum.
8) Siyaseti futbol holiganlığı alçak seviyesine indirenler yüzünden huzursuz, güvensiz, tedirgin olmak istemiyorum.
9) İster sağcı ister solcu, ister dinci ister dinsiz, ister farmason ister İslâmcı, ister kavmiyetçi ister kozmopolit velhasıl hiçbir kesimin saçı bitmedik yetimlerin, şu fakir halkın haklarını yemesini; haram, kirli, kara, necis servetler sahibi olmasını istemiyorum ve böyle yapanları lanetliyorum, herkesin de benim gibi yapmasını istiyorum. Bu gibi hırsızlıkların, soygunların, talanların, haram rantçılığın ülkenin, milletin, devletin başına bir yığın uğursuzluk getireceğini biliyorum ve ülkemdeki bütün iyi ve doğru insanların bunları kötülemesini, bunlarla mücadele etmesini, bunları engellemek için çalışmasını can u gönülden diliyorum.
10) Faşistliğin her türlüsünü lanetliyorum.
11) Devletimin işleyişinde gerçek demokrasinin geçerli olmasını istiyorum; güdümlü, sınırlı, vesayetli demokrasi istemiyorum.
12) Hukuk önünde zengin fakir, güçlü güçsüz, şu veya bu düşünce ve inanca sahip bütün vatandaşların eşit olmasını istiyorum. Birtakım güçlü, dişli, egemen azınlıkların DAHA EŞÎT olmalarını kabul etmiyorum. Böyle bir şeyi medeniyete, insanlığa aykırı buluyorum.
13) Temel İnsan Hakları’ndan birinin de “kılık kıyafet, serpuş, başörtüsü hürriyeti” olduğunu çok iyi biliyorum ve bunun ülkemde geçerli olmasını istiyorum. Millî kıyafetlerin yasaklanmasını kabul etmiyorum.
14) Genç nesillere bin yıllık millî yazının okutulup öğretilmesini istiyorum. Bu konudaki yasaklar ve tabularda ısrar edildiği takdirde kültür, kimlik ve kişilik kopukluğunun bu devleti ve toplumu batıracak hale geleceğinden çok korkuyorum.
15) Devletimin imza koymuş olduğu uluslararası kadın hakları sözleşmelerinde açıkça yer alan “Bu sözleşmeye imza koymuş devletler, fahişeliğe izin vermeyecekler, bunu önleyeceklerdir” maddesine uyulmasını istiyorum. Devletin resmî antetli VESİKALARI ile Türk kadınlarına fahişelik yapma izni verilmesini büyük bir insan hakları ihlali olarak görüyorum.
16) Birtakım büyük, iri, canavar, saygın hırsızlara dokunulmamasını, onlardan hesap sorulmamasını sesimin çıktığı derecede haykırarak protesto ediyorum.
17) Okul gençliğinin büyük kısmının uyuşturucu ile tanıştırılmasından son derece rahatsız oluyor, bu kötülüğün önlenmemesini Türkiye’ye karşı büyük bir hıyanet olarak görüyor, zehir mafyasını, ona karşı gereken vazifelerini yapmayanları lanetliyorum.
18) Daha fazla imkânlara sahip olan nüfus, yüzölçümü, tabii kaynaklar bakımından avantajlı olan Türkiye’nin Güney Kore kadar kalkınamamasını üzüntü ile görüyor ve buna sebep olan kötü, başarısız, ufuksuz, ehliyetsiz, liyakatsiz idarecileri protesto ediyor ve onlardan hesap sorulmasını istiyorum.
19) Güney Kore’de resmî veya gayriresmî bütün büyük şahsiyetler; cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, genel müdürler, generaller, büyükelçiler ve benzeri kişiler GÜNEY KORE otomobillerine binerlerken; TÜRKİYE’dekilerin YABANCI OTOMOBİLLERE binmelerini büyük bir rezalet, millî bir utanç olarak görüyorum ve herkesin böyle düşünmesini istiyorum. İstanbul sokakları, caddeleri, yolları, meydanları çeşit çeşit GÜNEY KORE OTOMOBİLLERİ ile dolu iken Seul’de niçin bir tek TÜRK OTOMOBİLİ’nin görülmediğinin hesabının kimlerden sorulması gerekir?
20) Türkiye seçkinlerinin EDEBİYAT, TARİH, SANAT, ARAŞTIRMA, MİMARLIK ve diğer SOSYAL KÜLTÜR DALLARI’nda öteki milletlerle yarışmasını ve her sahada önde koşmasını istiyorum. Bugünkü geriliği, durgunluğu, nal toplamayı vicdanım kabul etmiyor, havsalam almıyor.
21) Türkiye’nin uluslararası şeffaflık ve temizlik listesinin başında yeralmasını istiyorum; bugünkü pisliği, kirliliği, kokuşmayı ihanet olarak görüyorum ve bunun biran önce temizlenmesini, ülkemin ve devletimin şerefinin korunmasını, “pisliklerin” yasal ve etik yollarla imha edilmesini diliyorum.
22) Türkiye’nin geri kalmasına yol açan resmî ideoloji heyûlasının kaldırılmasını, bütün ideolojilerin “özelleştirilmesi”ni talep ediyorum. Siyasî düzenin, vatandaşlara herhangi bir ideolojiyi empoze etmeye, zorla benimsetmeye hakkı yoktur.
23) Türkiye halkının malum ve mahut bir ideoloji bir uğrunda yabancılaştırılmasını, kendi kimlik ve kültüründen kopartılmasını; ülkenin, devletin ve halkın geleceği bakımından büyük bir tehlike ve tehdit olarak görüyorum.
24) Habbelerin kubbe, pirelerin deve yapılmasını ülkeyi bir mavallar ve masallar diyarı haline getirdiğini görüyor ve bunu protesto ediyorum. Küçük bir vakayı, büyük mesele haline getirirler ve memleketi kaynayan bir kazana çevirirlerken; Erzincan/Başbağlar Köyü’nde camiden çıkan 30 küsur Müslüman vatandaşın vahşi ve gaddar şekilde kurşuna dizilmesi hadisesinin dosyasının kapatılmasını şiddetle ve nefretle kınıyorum.
25) Müslüman halkı ve gençliği dinden ve dindarlıktan kopartmak için fuhşun, zinanın, seks azgınlığının ve serbestliğinin, içkinin, uyuşturucunun, sefahatin, lotaryacılığın, ahlâk dışı eğlencelerin alabildiğine teşvik edilmesini toplum sağlığı ve ülkenin geleceği bakımından çok büyük bir tehlike ve tehdit olarak görüyorum ve bu sahada olumsuz işler yapanları protesto ediyorum.
Müslüman bir toplum “iyi, doğru ve güzel şeyleri desteklemez; kötü, çirkin ve yasak şeyleri engellemez”se yıkılmaya mahkûmdur. “Ben iyiyim, başka şeye karışmam, kötüler ne (...) yerlerse yesinler, beni ilgilendirmez, her koyun kendi bacağından asılır, onların canı cehenneme, ben cennete...” diyenler yanılıyorlar. Gücün ne kadarsa, derece ve merteben neyse mutlaka ma’ruf ile emredeceksin ve münkerden alıkoyacaksın. Bu farzı yerine getirmezsen gök başına çöker, zemin ayaklarının altından göçer.
