« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

06 Ağu

2008

Erdoğan’a yeni sayfa

Mehmet Ali KIŞLALI 06 Ağustos 2008

AKP kapatılmadı. Ama Anayasa Mahkemesi 10’a karşı 1 oy ile Cumhuriyet Savcısı’nın değerlendirmesini onayladı. Böylece AKP’ye kapatmadan önce ‘sarı kart’ göstermiş oldu. Bu kararını akıl almaz yorumlar, yönlendirmeler altında aldı. Meydan; içeriden ve özellikle de dıştan; Batı’dan gelen, şimdiye kadar görülmemiş, genel havaya egemen olan yönlendirme kampanyasına kalmışdı. Radikal okurları bu kampanyayı ‘Yorum’ sayfasındaki yazılardan izlemiş olmalı.

Neredeyse tüm Batı basını, hükümetleri görece daha dikkatli olsa da, AKP’nin asla

kapatılmaması gerektiğini söyleyip, kapatılırsa bu kararın Türkiye’yi uçurumun kenarına

getireceğini bile iddia etti.

Türkiye’nin, anayasal rejimini özümseyen kesimi de, AKP’nin kapatılmaması için uyarıldı. “Kapatma geri teper. Yeni bir parti aynı kadrolarla kurulur, daha geniş oy desteğiyle gene iktidara gelir” dendi.

Anayasa Mahkemesi kararını bu ortam içinde verdi.

10 üye, Başkan hariç, AKP’nin laiklik karşıtlığının odak noktası olduğunu onayladı.

Böylece AKP ‘anayasal rejim’ nezdinde sabıkalı oldu.

AKP iktidarının 5 yıllık ilk dönemini, Cumhurbaşkanı Sezer’in ve biraz da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, ılımlı ve yararlı yardımlarıyla, başarıyla geçiren Erdoğan, bu karardan gereken dersi alması halinde, görünür gelecek için ülkeyi yönetmeye devam edecek.

Ama tüm olumlu sayılacak gelişmelere karşın kaygılar var.

Bu; ülkeye son yıl içinde yaşatılan kâbusun önem ve boyutlarından ve kimliği ile uygulamaları bilinen Çankaya’nın, bu kararı gerektiği gibi değerlendirememesi olasılığından ileri geliyor.

Batı, çeşitli devlet çıkarlarıyla ilişkili sebeplerden dolayı, halk desteğini görünür gelecek için muhafaza edeceğine inandığı, AKP’yi destekliyor. Anayasal rejimi savunan asker ile yargıyı pasifize ederek, AKP’nin iktidarda kalacağı sürede artık kendi çizdiği yoldan ıkamayacağını da değerlendiriyor.

Batı desteğinin etkisini Anayasa Mahkemesi kararında görebilen AKP’nin tutacağı yol bu açıdan da merak ediliyor.

İşte o yoldaki AKP’nin, seçimde alacağı oya dayanarak, anayasal rejimin kendini sınırlayan çizgilerini ne kadar dikkate alabileceğini, yine TBMM’de kalkacak 410 el ile bu ülkeyi bilinen ‘Görüş’lerine göre yönetmeye kalkıp kalkmayacağını düşünmek istemiyorum.

Gül‘ü baskıya dayanamayarak Cumhurbaşkanı seçtiren, Çankaya’da gözlemlediği gelişmeler karşısında panikleyerek anayasal düzen ile kavgaya başlayan Başbakan’ın 22 Temmuz seçim gecesi balkonda yaptığı sağduyulu konuşmanın sınırları içine kolay çekilip çekilemeyeceğini merak ediyorum. ‘Milli Görüş’ çizgisinden ne kadar kopabileceği, Devlet’in kuruluş ilkeleriyle, rejimi tehlikeye atan sorunlardan nasıl kurtulacağının yakından izleneceğini biliyorum.

Anayasa Mahkemesi kararıyla AKP’ye verilen ihtarın sadece Erdoğan’ın şahsında değil, parti kadrolarında da nerelere kadar ve hangi boyutlarıyla etki yapacağı da gözlem konusu olmaya devam edecek sanıyorum.

Bu korkular yanında içimi ısıtan, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in, şimdiye kadarki kazanımlarıyla birlikte, korunmasında görevli Anayasa Mahkemesi’nin şahsında, ‘Yüksek Yargı’nın oynadığı rol oluyor.

Ziyaret -> Toplam : 119,58 M - Bugn : 66712

ulkucudunya@ulkucudunya.com