« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Tem

2025

Azerbaycan Rusya gerilimi

Deniz Ülke Kaynak 01 Ocak 1970

İttifaklar sabah çiği gibidir; ilk güneş ışığın­da kaybolur” der Napoleon. Çok da haklıdır. Devletler arasındaki birliktelikler, ister geçici ittifaklar, ister kurumsallaşmış örgütsel yapı­lar çerçevesinde olsun, çıkarlar üzerinden şe­kil alır ve bu çıkarlar çatıştığı andan itibaren de dostluk, kardeşlik diye anılan birçok ilişki rafa kalkar. Zira devletler ittifakların bütüncül hedeflerini değil, kendi ulusal çıkarlarını ön­celerler.

Özellikle küresel güç dengelerinde kayma­lar olduğunda, yani sisteme başat rol oynama kabiliyetine sahip yeni bir aktör girdiğinde ya da eskisi çıktığında ittifak mimarileri de sarsı­lır. Eski Varşova Paktı üyesi ülkelerin bir kıs­mının bugün NATO üyesi olmaları, Shanghai İşbirliği Örgütü’nün rakip ülkeleri bünyesin­de barındırabilmesi ya da Britanya’nın AB’den çıkması gibi olaylar bu kaygan zeminin göster­geleridir. Tarih, bu tür yön değiştirmelerle do­ludur.

Rusya’nın bakış açısı
Soğuk Savaş yıllarının doğu kutbu SSCB’nin eski üyeleri bugün farklı yollarda yürüyorlar. Kimisi Batı sistemine eklemlenerek NATO üyesi olurken, kimisi eksen değiştirmek iste­mesinin bedelini ağır ödemekte. Gürcistan ve Ukrayna bedel ödemek zorunda kalanlar lis­tesinde başı çekenlerden. Şimdilerde de Azer­baycan ile Rusya arasında yükselen gerilimi iz­liyoruz ve sıkıntı artabilir gibi görünüyor.

Rusya’nın, Trans Kafkasya’yı (Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan) “arka bahçesi” ola­rak gördüğü ve güneye açılan kapısı olarak ko­numlandırdığı biliniyor. Moskova’nın bu böl­gedeki rolü, askeri güvenlik, enerji kontrolü ve diplomatik baskı üzerine kurulu. Azerbay­can ile Ermenistan arasındaki savaşta ilk başta Ermenilerden yana davransalar da, sonrasın­da hareketsiz kalarak Azerbaycan’ın elini güç­lendirmeleri genel stratejilerinin bir parçası. Anlaşılan Azerbaycan’ı Gürcistan ve Ukrayna gibi düşmanlaştırarak zorla kontrol etmekten yana değiller; en azından yakın zamana kadar değildiler. Ancak küresel güvenlik mimarisin­de derin bir değişim var. Gerek başat aktörler arasındaki yeni ticaret koridorları üzerinden gelişen rekabet, gerek küresel enerji denkle­mindeki yeni gelişmeler, gerekse yeni kurul­makta olan ittifak sistemleri ilişkileri farklı bir rotaya doğru sürüklüyor.

Olaylar, tehditler, fırsatlar
İki ülke arasındaki gerilim Aralık 2024’te Azerbaycan Airlines uçağının bir Rus füzesiy­le düşürülmesiyle gün yüzüne çıkmıştı. Geç­tiğimiz hafta patlayan olaylarda Yekaterin­burg’da yaklaşık 50 Azerbaycan vatandaşının gözaltına alınması ve iki kişinin şüpheli şekil­de hayatını kaybetmesi ise krizi iyice kızıştır­dı. Azerbaycan tarafının da misilleme olarak Sputnik ofisine yapılan baskınla gazetecileri tutuklaması ve Rus kültür merkezlerini kapat­ması ilişkilerin kopma noktasına doğru gittiği gösteriyor.

Bu sert kopuşun arka planında yalnızca bir dizi diplomatik hata ya da anlık tepkiler yok. Aslında mesele çok daha derin ve stratejik. Azerbaycan, uzun süredir Moskova’nın gölge­sinden çıkmak ve Batı sistemine yakınlaşmak için yeni güvenlik ve ittifak yolları arıyor. Ka­rabağ savaşındaki askeri başarılar, Türkiye’nin verdiği destek ve İsrail’den alınan yüksek tek­noloji ulusal özgüveni artırsa da beraberinde riskler de getiriyor. Zira Rusya’nın, kendi sını­rında alternatif bir rotaya eklemlenen bir dev­lete pek tolerans göstermeyeceği açık.

Kaldı ki, enerjiye ulaşımın ne kadar kritik bir öneme sahip olduğu İran-İsrail savaşı ile iyice ortaya çıktı. Azerbaycan’ın Avrupa’nın gaz tedarikinde kritik aktör haline gelmesi, Rusya’nın Batı’ya karşı kullandığı en kullanışlı baskı araçlarından birini elinden alabilir. Tica­ret koridorları savaşı da ayrı bir öneme sahip. Ermenistan ve Türkiye ile birlikte Zengezur koridoru üzerinden alternatif bir hat öneriyor olması Azerbaycan’ı dış politikada farklı bir oyunun içerisine yerleştiriyor. Önem ve aktif­lik arttıkça, doğal olarak zorluklar da büyüyor.

Şimdilerde klasik çok taraflı diplomasi (multilateralizm) anlayışının yerine “mini­lateralizm” kavramından söz ediyoruz. Artık devletler, büyük ve sabit bloklara dayanan it­tifaklar yerine, konu odaklı, dar kapsamlı ama işlevsel koalisyonlar kurma arayışında. Azer­baycan da fırsatların peşinde Hindistan, İsra­il, Körfez ve ABD arasında şekillenen yeni ro­ta üzerine yerleşmeyi hedefliyor gibi. Bu res­mi bir pakt olmasa da işlevsel bir ittifak zemini yaratıyor. En önemli sorun jeopolitik konumu itibariyle vazgeçilmez niteliğe sahip olan Ba­kü’nün Moskova’nın hışmına uğraması ve Uk­rayna benzeri yeni bir kriz ihtimali. Hindistan, Pakistan, İran, Azerbaycan, Türkiye hattı çok sıcak. Alev kuşağına dönmeden yönetilmesi gerekiyor.

https://www.dunya.com/kose-yazisi/azerbaycan-rusya-gerilimi/783987

Halim Kaya

01 Tem 2025

İnanç, Kimlik ve Kültür Arasında Bir Dönüşüm Hikâyesi Erkan Göksu günümüz tarihçileri arasında tutulan ve yazdıkları ile gündemde olan bir yazar.

Efendi BARUTCU

25 Haz 2025

M. Metin KAPLAN

16 Haz 2025

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

02 Haz 2025

Nurullah KAPLAN

04 Nis 2025

Yusuf Yılmaz ARAÇ

04 Nis 2025

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 174,06 M - Bugn : 110317

ulkucudunya@ulkucudunya.com