Doktrin Nedir?
En Yeni Büyük Türkçe Sözlük, bu soruya şöyle cevap veriyor: “Doktrin Fr. i. Öğreti.” Demek ki öğreti kelimesine de bakmamız lâzım, öyle ise bakalım... Öğreti kelimesine baktığımızda ise şunların yazıldığını görüyoruz: “Öğreti i. fels. 1. Bir felsefe, edebiyat veya bilim kolunun, bir partinin, dinin ilke ve doğmalarının tümü, doktrin, meslek. 2. Bir filozofun, bir bilginin düşüncelerinin tümü.”
Yeteri kadar aydınlanamadık, değil mi? Peki, ne yapabiliriz? Herhalde, bir de ansiklopedilere bakabiliriz! O halde, bakalım.
Türk Ansiklopedisi, doktrin maddesinde şunlar yazıyor: “Doktrin (Fr. Doctrine, Lat. doctrina=öğretim; docere=öğretmek): 1. Felsefe: Bilgi; öğrenilmiş şeylerin toplamı; dinî, felsefî veya siyasî bir öğretimi meydana getiren doğma veya bilgilerin bütünü (meselâ,
Hıristiyan doktrini, Aristocuların doktrini); belli bir konu ile ilgili doğma ve bilgiler (meselâ ruhun ölmezliği doktrini); bir filozofun, bir bilginin kanılarının bütünü (meselâ Spinoza'nın doktrini, Copernicus'un astronomik doktrinleri).”
“Doktrin ve sistem sözleri, birbirine bağlı bir takım düşüncelerin bütününe verilen addır. Fakat tam olarak aynı anlama gelmez. Sistem sözü, özellikle, bir kuramı meydana getiren düşünceler zincirine denir. Doktrin sözü ise, sistem kavramına bir ahlâk öğesi katar. Buna göre doktrin sözünü, insan yaradılışının ve alın yazısının manevî taraflariyle ilgili sorunlarını çözmeğe çalışan öğretim düzenlerine uygulamak daha yerinde olur. Felsefî doktrinler akıl
(rasion) adına, dinî doktrinler ise vahiy (revelation) adına ortaya konur. Bir tek doktrinin her iki karakteri taşıması da mümkündür.”
“2. Politika: Partilerin, devletlerin, devlet gruplarının politikasına hâkim direktiflerin program halinde tespit edilmiş şekline doktrin adı verilir. Meselâ: Avrupa dengesi, Monroe Doktrini, Truman doktrini. Uluslararası hukukta bir doktrin, bir hak iddiasına dayanak olabilir. Meselâ, denizlerin serbestliği ve açık kapı doktrinleri.”
Yeteri kadar aydınlandık mı? Doktrinin ne olup olmadığı hakkında doğru bir fikre sahip olabildik mi? Hayır! Öyle ise, bir de, Yeni Türk Ansiklopedisi'ne bakalım mı?
Yeni Türk Ansiklopedisi'nin doktrin maddesinde şöyle yazıyor: “Doktrin, dinî, felsefî ve siyasî bir öğretim sistemindeki doğma ve kavramların bütünü. Doğru (hakikat) diye öğretimi yapılan nazarî bilgileri takdim tarzı. Genelleştirme suretiyle, ilâhiyata, felsefeye, ilme konu teşkil eden ve doğru olduğu kabul edilen -veya ileri sürülen- bilgiler, doktrin anlamında kullanılmaktadır. Bu bakımdan doktrin deyimi, daima, birbirine bağlanmış, düzenli ve hatta çok defa eyleme dönük hakikatlerin bütünlüğü fikrini ihtiva eder; asla tek bir fikre veya sırf bir nazariyeye bağlı kalmaz.”
“İlim ile doktrinin değişik gayeleri vardır: İlim, tespit eder ve açıklar; doktrin ise hüküm verir ve talepte bulunur. Doktrinin basit çerçeveye ve kesin telkin ve düşüncelere ihtiyacı vardır.”
“Felsefî doktrinler akla dayanarak (akıl adına), dinî doktrinler ise vahye dayanarak veya bazılarında dayandığını iddia ederek ortaya konur. Bir tek doktrinin her iki karakteri ihtiva etmesi, yani, hem akla hem nakle (vahye) dayanması da mümkündür.”
“Siyaset dilinde, partilerin, devletlerin, devlet gruplarının politikasına hâkim direktiflerin, ilke ve hedeflerin program halinde tespit edilmiş şekline de doktrin adı verilir. Meselâ, Avrupa dengesi, Truman doktrini,... vb. gibi. bk. Sistem.”
Mesele bir hayli netleşti ama, biz tam mutmain olabilmek için, sistem maddesine de bir bakalım... Bakalım sistem maddesinde, ne yazıyor?
Yeni Türk Ansiklopedisi'nin sistem maddesinde şunlar yazıyor: “Sistem, bütün parçaları ve unsurları itibariyle birbirine bağlı olan, organik bir topluluk; düzenli bir bütün teşkil edecek tarzda, karşılıklı olarak birbirine tabi olan maddî ve maddî olmayan unsurların topluluğu veya belli bir sonuca varmak yahut bir bütün elde etmek için bir araya getirilmiş parçaların düzeni, güneş sistemi, felsefe sistemi gibi.”
“Mantık bakımından sistem, birbirine bağlı olmakla beraber, doğruluğundan ziyade, tutarlılığı için de tasarlanmış, ilmî ve felsefî fikirler bütünlüğü veya ilmî bir bütün yahut bir doktrin
oluşturabilecek biçimde birbirine bağlı ilkeler topluluğudur. Condillac'ın dediği gibi, “Bir sistem, bir düzen içinde bir sanatın veya bir ilmin farklı kısımlarının tertibinden başka bir şey değildir; bu farklı kısımların hepsi karşılıklı olarak birbirini destekler ve sonrakiler öncekilerle açıklanır.”
“Bundan ötürüdür ki, sistem kavramında biraz küçümseyici bir anlam olduğu da unutulmamalıdır. Hipotez tecrübe metoduna tabi kılınırsa teori olur; halbuki yalnız mantığa tabi kılınırsa, bir sistem olur. Aslında sistem teoriden daha geniştir; bir filozofun felsefe sistemi, onun teorilerinin bütününden oluşur.”
“Sistem aynı zamanda belli bir sonuç elde etmeye yarayan usuller düzenidir. Bir işletmede türlü metodların uygulanmasına imkân veren usûl ve vasıtaların topluluğu: İşletme sistemi gibi. Belirli bir hedefe ulaşmak için başvurulan usûl ve vasıtaların topluluğu: Teknoloji
sistemi gibi. Bu bakımdan Hamelin'in ifade ettiği şekilde, bilgi, ne yapılırsa yapılsın, bir sistemdir. Aslında, bir işte başarı elde etmek için başvurulan yol da bir sistem ile ifade edilir. Birbirine uygun ölçü birimlerinin bütünlüğü de birimler sistemini oluşturur.”
Aslında, mesele bir hayli netleşti, artık bir tarif verebilecek duruma geldik ama, son olarak bir de Ahmet ŞAFAK'ı okuyalım. Bakalım O, doktrin kavramı hakkında neler yazmış?
Gazeteci-Yazar-Sanatçı Ahmet ŞAFAK, Kavramlara Dokunmak başlıklı kitabında, doktrin kavramı hakkında şöyle yazıyor: “Doktrin. Kendi içinde bir bütünlüğü olan sistemleşmiş ve güncel hayata geçirilmeye hazır bulunan görüş ve düşüncelerin toplamına verilen isimdir.
Genellikle doktrin, ideoloji ile bir arada dile getirilerek aynı manâda kullanılır. Oysa uygulama açısından doktrin ile ideoloji temelden ayrılıklar içerir. Bu duruma göre, doktrinin ideolojik iddialar yanında her an pratiğe geçme vasatı varken, ideoloji, ideallerin ve arzuların
vazedildiği daha üst bir kavram olarak belirginleşir.”
“Doktrinlerin en mühim hususlarından biri varsayımları genel bütünlük içinde değerlendirmesidir. Doktrinlerde geçerliliği tamamen ispatlanmamış ihtimaller her an uygulanmaya konulabilmektedir. Burada önemli olan, varsayımların, bilimsel kurallar açısından gözden geçirilerek iddiaya kalkışılmasıdır. Doktrinlerde, dünya görüşleri de
önemlidir. Bazen fikrî dinamizm doktrinlerin kontrolünü elinde bulundurarak, dünya görüşlerini bilimin önüne geçirebilir. Buradan,gerçekliğe ulaşmak yerine hayallerle süslenerek ortaya atılan doktrinlerin sonucunda hüsran, yıkıntı ve totaliterizme sebep olan
bozuk düzenler ortaya çıkabilir. Marksizmin, ideal dünya hayali ile insanlığa sunduğu reçete sonucunda, kâbusa dönüştüğünü hatırlamak gerekmektedir.”
Mesele ayan-beyan ortaya çıktığına göre, artık, kendi doktrin tarifimizi verebiliriz. Doktrin: Dünya Görüşü'nün, genel bütünlüğü olan; yönünü, şeklini ve sınırlarını ideolojisi ile belirlediği; hayata geçirilmeye hazır; detaylı plân ve projeler ile program bütünüdür.
Ancak, genellikle ve bilhassa Türkiye'de, ideoloji ile birlikte ve ideolojinin müteradifi (özdeşi) gibi kullanılır ki, bu yanlış bir anlayıştır... Doktrin ideoloji, ideoloji doktrin demek değildir!.. Doktrin olsa olsa, ideolojinin hayata geçirilmeye hazır hâlidir, pratiğidir... Yani ideoloji ile doktrin arasındaki ilişki, bir bakıma, ilim ile teknoloji arasındaki ilişkiye benzetilebilir... Nasıl ki, ilmin hayata uygulanmasına teknoloji deniyor, ideolojinin hayata uygulanabilecek hâle getirilmesine de doktrin deniliyor... ideoloji teoridir, doktrin
ise partik...
İdeoloji ile doktrin arasında, ayrıca, sanki bir sebep sonuç ilişkisi de bulunmaktadır... Yani doktrin ideolojiden doğmaktadır... Öyle olunca, doktrin ideolojiye ters veya aykırı düşmemek zorunda kalmaktadır... Zaten doktrinin yönünü, şeklini ve sınırlarını ideoloji belirler demek de, bu anlama gelmektedir... İdeolojinin yönünü, şeklini ve sınırlarını da felsefe/din'in belirlediği hatırlanırsa, o zaman felsefe/din, ideoloji ve doktrin arasındaki sıkı ilişki ile dünya
görüşü'nün bütünlüğünü daha iyi ve kolay kavramak mümkün olacaktır, ki bu konulara önceki bölümlerde temas etmiştik. Onun için, burada, bu kadarla iktifa ediyoruz...
Kısaca, bir hareket veya teşkilâtın genel siyaset ve politikasına hâkim direktiflerin, ilke, ve hedeflerin program halinde tespit edilmiş şekline doktrin adı verilir... ÜLKÜCÜ DÜNYA GÖRÜŞÜ'NÜN DOKTRİNİNİN ADI DA DOKUZ IŞIKTIR!