« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

26 Haz

2007

Orhan Düzgüneş Hakkında

01 Ocak 1970

, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar'ın
Türk Ocakları'nın Plaket Töreninde Yaptığı Konuşma


Türk Ocağı'nın ve
Türk Ziraat Mühendisleri Vakfı'nın değerli yöneticileri,
Kıymetli mensupları,
Değerli katılımcılar,
Basın ve Televizyonların değerli mensupları;
Rahmetli Orhan DÜZGÜNEŞ'in hatırasına düzenlenen bugünkü toplantı vesilesiyle, hepinize sevgi ve saygılarımı sunarak sözlerime başlamak istiyorum.

Rahmetli Orhan DÜZGÜNEŞ, değerli bir fikir ve dava adamı olduğu kadar, tarımımızın bugünlere gelmesinde büyük katkıları olmuş ve yüzlerce bilim adamı yetiştirmiş çok kıymetli bir şahsiyetti.

Bu vesileyle ruhunun şad olmasını diliyor, Yüce Mevla'dan kendisine gani gani rahmetler diliyorum.

Merhum Orhan Hoca'nın vefat etmesiyle tarım ailesi öksüz kalmış; fakat yetiştirdiği yüzlerce değerli Ziraatçi sayesinde, Türk Tarımı günden güne ilerleyişini ve dünyayla rekabet edebilirliğini gün geçtikçe artırmıştır.

Rahmetli Orhan Hoca'nın yetiştirdiği değerli hocalarımız, yarının ziraatçilerini yetiştirirken; bürokraside yeralan talebeleri ise ortaya konulan tarımsal politikaların başarıya ulaşması için gece gündüz çalışıyor.

Tarım ve Köyişleri Bakanı olarak, hem Üniversitelerimizle diyalog içerisinde bulunmam, hem de Bakanlığımdaki bürokrat arkadaşlarımla sürdürdüğüm çalışmalarda, rahmetli Orhan DÜZGÜNEŞ hocanın tarım kesimine yönelik hizmetlerini çok daha iyi idrak ediyorum.

Yani, masanın her iki yanını; hem Bakanlık tarafını, hem de üniversite tarafını bildiğim için, merhum Orhan Hoca'nın hizmetlerini çok daha iyi değerlendirebiliyorum.

Üniversite tarafını nereden bildiğimi merak edenler olabilir diye söylüyorum:

Bilindiği üzere, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı görevine başlar başlamaz yaptığım ilk girişim, tarımla ilgili sivil toplum örgütleriyle ve üniversitelerimizdeki hocalarımızla bir iletişim ve diyalog köprüsü kurmak olmuştur.

Hatta bu diyaloğu sürekli kılmak üzere Sivil Toplum Örgütleriyle İlişkiler Daire Başkanlığı'nı kurdum. Ziraat ve Veteriner Fakültelerindeki değerli hocalarımızdan oluşan Fahri Danışmanlık Müessesesini oluşturdum.

Bunları yaparken temel düşüncem; rahmetli Orhan DÜZGÜNEŞ hocamız gibi değerli bilim adamlarının bıraktığı eserlerden ve yetiştirdiği değerlerin birikimlerinden faydalanmak ve onların da hedefi olan kalkınmış ve ekonominin itici gücü haline gelmiş bir tarım sektörünü oluşturmak olmuştur.

Bir yıllık Bakanlığım süresince bu hedeflere ulaşmada önemli mesafeler almaktan dolayı çok memnun olduğumu ifade etmek isterim.

Bir yıl içerisinde gerçekleştirdiğimiz yüzlerce faaliyeti burada saymaya zamanın yetmeyeceğini bildiğim için bu konulara girmeyeceğim.

Fakat, Cumhuriyet tarihinde ilk defa Tarım Şurasını düzenlememiz, Cumhuriyetin kuruluş yıllarından kalan düzenleme ve Kanunları günümüz şartlarına göre yeniden hayata geçirmemiz, yıllardır raflarda bekleyen konuları ele alarak, çözüme kavuşturmamız, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na hizmet ve çözüm üretmede kelimenin tam anlamıyla çağ atlatmamız, bir yılın panoramasına sığdırılmıştır.

Bu bir yıl içerisinde, çiftçimizin ve köylümüzün üretkenliğini ve kalkınmışlığını destekleyen, emeğinin karşılığını zamanında veren, çiftçimizin üretkenliğini devam ettirecek şartları sunan Bakanlığım, yıllardır yakalanamayan ve günübirlik politikalarla ertelenen tarımsal hedefleri yakalamada da büyük mesafe katetmiştir.

Fakat bunlar arasında 38 yıldır Kanunlaşamayan, her gündeme getirildiğinde Hükümetlerin bozulmasından dolayı kadük kalan Mera Kanunu'nun özel bir anlamı bulunduğuna inanıyorum.

38 yıldır çiftçinin ve köylünün dört gözle Kanunlaşmasını beklediği Mera Kanunu, Hükümetimiz döneminde büyük bir uzlaşma sonucu 3 saatte kabul edilmiştir.

Mera kanununun kabul edilmesi, çiftçimizin 37 yıllık rüyasının gerçekleşmesi anlamına da gelmektedir.

Tarım ve Köyişleri Bakanı olarak, Mera Kanunu'nun hazırlanmasında emeği geçen, hayatta olan veya Hak'kın rahmetine kavuşmuş olan herkese, çiftçimiz ve köylümüz adına teşekkürü borç biliyorum.

Mer'a Kanunu'yla getirilen en önemli yenilik, Mer'a alanlarının kullanım ve geliştirilmesinde, çiftçilere yetki ve sorumluluk getirilmesidir.

Oluşturulması öngörülen FON sayesinde önemli bir gelir de sağlanacak, yıllardır ihmal edilen bu Mera alanları, kaynak üreten bir yapıya kavuşturulmuş olacaktır.

Sistemin çalışmasına gelince; öncelikle illerde bir Vali Yardımcısı'nın Başkanlığı'nda, Kanunda belirtilen ilgili kuruluşların temsilcilerinin katılımıyla "Mera Komisyonları" kurulacaktır.

Komisyonlara bağlı olarak ilçelerde çalışacak olan "Teknik Ekipler" kurularak, mera alanlarının kanunda öngörülen şekilde tespit ve hudutlandırılmasını yapacak, haritalarını hazırlayacak ve ihtiyaçlarını belirleyerek, tahsis için Komisyon'un onayına sunacaktır.

Tespit ve tahsisi yapılan mera alanları, tapuda özel sicile işlenerek kesinlik kazanacaktır.

Yapılan araştırmalara göre Mer'a alanlarından faydalanma, eski hukuki yapı içerisinde devam etseydi, elde olan üretime elverişli meralar, yurdumuzda bulunan hayvan varlığının ancak 1/3'ünü besleyebilecekti.

Bakanlığımızca köylerde yapılan Demonstrasyon çalışmaları sonucunda; mera, yaylak ve kışlakların korunması, bakılması, ıslahı ve otlatmanın teknik usullere uygun yapılması halinde, meralarım yem verimlerinin, dolayısıyla hayvansal ürünlerin üretiminin birkaç kat artabileceği ortaya çıkmıştır.

Böylesine önemli bir düzenlemeye; gerek Tarım ve Köyişleri Komisyonu'ndaki arkadaşlarımız ve değerli milletvekillerimiz tarafından; gerekse, ilgili kuruluşlar ve sivil toplum örgütleriyle çiftçilerimizin heyecan ve coşkularıyla bu kanuna sahip çıkmaları, değerli fikirleri ve yapıcı eleştirileriyle katkıda bulunmalarından dolayı ayrıca teşekkürü bir borç biliyorum.

Mera Kanunu'nun Yönetmeliğini de hazırladık. Şu anda Yönetmelik üzerinde ilgili kuruluşların görüşleri alınmaktadır. Zannederim bir veya en geç iki hafta içerisinde Mera Kanunu Yönetmeliği uygulamaya geçmiş olacaktır.

Bu duygularla sözlerimi bitirirken hepinize tekrar sevgi ve saygılarımı sunuyor, bu toplantının gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,80 M - Bugn : 4837

ulkucudunya@ulkucudunya.com