« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

30 Ara

2013

Dostluğun mimarı Berber Yaşar çıktı

Aykut Erdoğdu 01 Ocak 1970

Normalde gündeme göre konuşmayı ve yazmayı sevmem. Gündemin peşinde koşmanın beni körelteceğini düşünürüm. Ancak Türkiye’de son bir hafta içinde yaşanan gelişmeleri anlamak çok önemli. Bunun için geçmişi bilmeli geleceği tahmin edebilmeliyiz.
17 Aralık sabahı hepimiz yeni bir Türkiye’ye uyandık. Yaşadığımız gelişmeler şimdiye kadar “büyük” dediğimiz siyasal davalardan (Ergenekon, Balyoz, KCK) ve sosyal gelişmelerden (Gezi, Açılım) çok daha derin sonuçlar doğuracak gibi.

Biz bu filmi gördük
Aslında bu yaşadıklarımızın benzerini 1980 – 1989 yılları arasında ANAP döneminde yaşadık. Bu dönemi hatırlayın dışa açılan bir Türkiye ekonomisi. Kamu yatırımları göz kamaştırıyor. Bankacılık sektörü yeniden yapılandırılıyor. Herkesin dilinde faktöring, leasing, küreselleşme. Ama o dönem hiç konuşulmayan bir paralel ekonomi var. Bal arıları kamu ihalelerini yağmalıyor, yeni yetme bankacılar kur-faiz arbitrajıyla halkı soyuyor.

ANAP’ın Hayali İhracatı
O yıllarda kalkınma için fon aranıyor. Turgut Özal bir model geliştirdi. İsviçre’de bulunan “gri paralar” Türkiye’ye getirilecekti. Bu amaçla dönemin Lübnanlı bankeri Muhammed Şekerciyan ile görüşüldü. Gri para Türkiye’ye gelmek için hem yasal güvenlik hem de komisyon istedi. Özal ona da çağre buldu . Hayali ihracat yapılacak ve karşılığında İsviçre’de bulunan gri para ihracat karşılığı olarak Türkiye’ye çekilecekti. İhracat bedeli olarak gösterilen dövizlere KDV iadesi adı altında yüzde yirmi teşvik sağlanacaktı. Yapılan işlemler sonucunda kalkınma için ihtiyaç duyduğumuz fon sağlanmış olacaktı.

İNDİRMECE BERBER YAŞAR
Özal’ın kurduğu kalkınma finansmanı modeli iki yıl içinde çöktü. Artık kimse yurtdışından para getirmiyor ama Hazine’den %20-25 KDV iadesi alıyordu. Eline 1 milyon dolar alan 50 defa bu parayı İsviçre’ye gönderiyor 50 defa geri getiriyor bu sayede 50 milyon dolarlık vergi iadesi alıyordu. Bu yönteme döviz indirmeciliği deniyordu. Bu durumu dönemin meşhur bankacıları, karagözlüklü müsteşarları, şişman bakanları çok iyi bilir. İstanbul, Mersin ve Gaziantep bu işlerin en yoğun yapıldığı illerimizdi. Kilis bu işlerde kilit öneme sahipti.
ANAP’lı yılların Yaşar Aktürk’ü vardı. Namı diğer Berber Yaşar. Berberlikten başlayıp Türkiye’nin en önemli döviz indirmecisi olduğu için camiada “berber” olarak bilinir. O dönem Hazine ve Kambiyo Kontrolörlerinin yazdığı raporlarda yer alan tespitlere göre hayali ihracatın kilit adamı Berber Yaşar’dı. Berber Yaşar Türkiye’de yastık altında kalan altınları toplamaya başladı. Tonlarca altını İsviçre’ye kaçırdı. Karşılığında “getirdiği-indirdiği” dövizlerle hayali ihracatçıların taahhütlerini kapattı. Komisyonunu aldı.
Sonra bu işlere Hasbi Menteşoğlu, Uğur Süzer gibi yancılar girdi. İşin tadı kaçtı. O dönem Türkiye’nin anlı şanlı şirketleri bu adamları kullandı. Neyse detaya girmeyeyim ama Türk burjuvasinin geçmişinin çok temiz olmadığını bilin. Devlet-burjuvaziyi, burjuvazi-devleti kirletmiştir.

GÜLER’İ ZARRAB’LA BERBER TANIŞTIRDI
Mardinli Muammer Güler Gaziantep Valisi. Ben de genç bir Hazine Kontrolörüyüm. Yanlış hatırlamıyorsam sene 1997. Berber Yaşar ve diğer döviz indirmecilerinin hayali ihracatlarını soruşturuyorum. Gaziantep’e gittim. Valiyi ziyaret ettim. Vali Güler çok babacan tavırlı ama bir o kadar heyecanlı. Ben konuyu açmaya çalıştıkça aman beni bu işlere bulaştırmayın diyor.
15 yıl sonra 17 Aralık iddianamesinden bilgiler sızıyor. Muammer Güler’i Rezza Zarrab ile Kilis’li Berber Yaşar tanıştırmış. Telefon, mail ihbarları yağmaya başlıyor. Gaziantep’ten başlayan ilişkiyi anlatıyorlar. Dönemin hesap uzmanlarıyla birlikte yürüttüğümüz “Balina” soruşturmasına kadar bağlanıyor bu ilişki. Muammer Güler’in sadece oğlundan değil altın işiyle uğraşan eniştesinden bahsediyorlar. Yıllar sonra Muammer Güler’i TBMM’de gördüm. İkimiz de Milletvekiliydik. Beni hatırlamadı. Ben de hatırlatmadım. Babacan tavırları vardı. Selamımız sabahımız oldu. Sonra benim Gezi’de yoldaşlarımla çektiğim acılar Muammer Güler’le ilgili duygularımı değiştirdi. Yine de düştüğü hale çok üzüldüm.

ANAP’TA BERBER, AKP’DE ZARRAB
ANAP kalkınmanın finansmanı için hayali ihracatı ve Lübnanlı bankerlerin gri parasını seçmişti. Aracı Berber Yaşar’dı. AKP kalkınmanın finansmanı için İran’ın gri parasını seçti. Aracı Rezza Zerrab’tı. Yöntemler hemen hemen aynı. Tesadüfe bakın. Rezza Zerrab’ı AKP ile tanıştıran Berber Yaşar.

Rahmetli ANAP Rahmetli AKP
17 Aralık soruşturması AKP ile ANAP arasındaki genetik benzerliği bütün çıplaklığıyla ortaya koydu. Ama şunu başında söyleyeyim ANAP AKP’ye göre kırk su yıkanmış bir partiydi. Hem ANAP hem AKP içerisinde yüzlerce namuslu insan vardı. Olanları sessizce seyrettiler. Partileriyle birlikte onlar da siyasetten silinmeye mahkûm oldular.
ANAP’ın Berber Yaşar’ı AKP’nin Rezza Zarrab’ıdır. ANAP’ın Engin Civan’ı AKP’nin Süleyman Aslan’ıdır. ANAP’ın Selim Edes’i, AKP’nin Ali Ağaoğlu’sudur. Bilal-Efe, Zeynep-Sümeyye, Berat-Asım, Binali-Veysel, Taner-Cumhur, Mesut-Numan onlarca benzerlik noktası var.
ANAP 1989’da hakkın rahmetine kavuştu. AKP’yi 17 Aralık 2013’te sonsuzluğa uğurladık. ANAP’ı diriltmek için Mesut Yılmaz çok büyük savaş verdi. Şimdi AKP’nin Numan Kurtulmuş’u ne yapacak merak ediyorum.

ANAP veya AKP’den Model Olur mu
Türkiye’ye son 35 yıldır “din soslu vahşi kapitalizm” hâkimdir. Sermayeyi kutsayan insanı ve doğayı yok sayan bu anlayış kiralık sofistleri finanse eder. Kiralık sofistlerin amentüsü “ANAP ve AKP” ile vücut bulan “neo-liberal” vahşi kapitalizmi kutsamaktır. Bu yüzden köşesini korumak televizyonlarda aranan adam olmak isteyen bu sofistler asla kapsamlı bir ANAP ve AKP eleştirisi yapmaz. Yapamaz. Yapanların sesi duyulmaz.
35 yıldır “neo-liberalizmin” kapsamlı eleştirisini yapamayan Türkiye, orta gelir tuzağından kurtulamıyor. 35 yıldır dünya liginde 17’nci sırada çakılı kalmış durumda. Gelir dağılımı adaletsizliği hızla artıyor. Kentlerimize tecavüz edilmiş durumda. Ülke bölünmenin eşiğinde. Tarım bitmiş. Eğitim kötü. Gençler işsiz. İşçi taşeron. Memur aç. Fuhuş artmış. Demokrasi tutuklu. Topraklar satılmış. Borç gırtlakta.

Ya Gelecek?
ANAP’ı ve AKP’yi gömen “din soslu vahşi kapitalizm” şu günlerde yeni Türkiye’nin siyasi güçlerini teslim almaya çalışıyor. Bu düzeni biz yıktık siz bize mecbursunuz havası doğurmaya çalışıyor. Dayatmaya çalıştıkları ANAP-AKP modeli. Bu teslimiyet halka yapılacak en büyük kötülüktür.
Türkiye’nin kurtuluşu tam bağımsızlıktır. İnsan odaklı-doğa dostu büyümedir. Vahşi sermayenin dizginlenmesidir. Hukuk devletinin restorasyonudur. Teknoloji ve inovasyondur. Eşitlik, özgürlük ve kardeşliktir. Bunları başarmak için ilk adım ise sosyal demokrasidir.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,01 M - Bugn : 3844

ulkucudunya@ulkucudunya.com