« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

29 Nis

2013

PKK çekilmediği gibi, kendi devletini kurmaya başladı!..

Uğur Dündar 01 Ocak 1970

Sevgili okurlarım,
Bu köşede zaman zaman PKK ile müzakereler konusunda iki değerli uzmanla yaptığım röportajları yayınladım. Bunlar emekli Washington Büyükelçimiz, eski CHP milletvekili Şükrü Elekdağ ile güvenlik konusunda efsanevi bir isim olan eski İçişleri Bakanlarından, Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan‘dı. Üzülerek belirtiyorum ki aradan geçen süre, her ikisinin de iddialarını haklı çıkardı. Gerek Şükrü Elekdağ, gerekse Sadettin Tantan’ın söyledikleri, birer birer gerçekleşti.

Kandil’deki teröristbaşı Murat Karayılan’ın basın toplantısından sonra Sadettin Tantan’ı arayıp, bunla-rı nasıl değerlendirdiğini sordum. “Artık PKK’ya dokunan yanar!” diyen Tantan, yine Türkiye’yi sarsa-cak ve Başbakan Erdoğan’ı çok zorda bırakacak iddialarda bulundu. PKK’nın sözde sivil komitelerle işadamlarını vergilendirmeye başladığını, bazı gümrük kapılarını ele geçirdiğini ve bölgede kendi devletini inşaya yöneldiğini gösteren bazı raporlar bulunduğunu öne sürdü.

İşte o çarpıcı açıklamalar:
UĞUR DÜNDAR (UD): Kandil’de Murat Karayılan’ın yaptığı açıklamaları nasıl yorumladınız?
SADETTİN TANTAN (ST): Açıklama mı? Ne açıklaması?.. Murat Karayılan Kandil’de, PKK’yı kullanan gücün eline tutuşturduğu metni okudu! Bu taşeron örgüt, artık tam anlamıyla uluslararası alana taşın-mıştır. Ben bunu şimdi değil yıllardır söylüyorum… Ne dediysem gerçek çıktı. Bundan büyük üzüntü duyuyorum. Son dönemde AKP, PKK‘yı meşrulaştırarak ulus ötesi bir güç haline getirdi. Bu arada te-rör örgütünün sözde liderinin Kandil’deki açıklamasını ‘güvence’ altında yaptığını da unutmamak ge-rekiyor.
“Kimin predatörleri uçtu?”
(UD): Nasıl bir güvence? Bunu biraz daha açar mısınız?
(ST): Açıklama yapılmadan önce Kandil’de kimin predatörleri uçtu? İncirlik‘ten kalkan uçaklar kimi ko-rumak için oradaydı? Açık ve net söylüyorum: Murat Karayılan basın toplantısını, bu predatörlerin güvencesi altında yaptı!
Başbakan’ın ‘Obama’dan predatörleri istedim’ sözleriyle ve övünerek yaptığı açıklamayı unutmayalım!
(UD): Kandil’deki basın toplantısında ortaya çıkan görüntüleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
(ST): İzninizle iki fotoğrafı sizinle paylaşmak istiyorum. Birinci fotoğraf yaklaşık üç yıl önce KCK ope-rasyonları sırasında çekilmişti. O fotoğrafta elleri kelepçeli KCK’lılar, tek sıra halinde görünüyordu. O fotoğraf ‘insanlık onuru ayaklar altına alındı’ denilerek eleştirilmişti. İkinci fotoğraf ise açıklamanın ya-pıldığı gün Kandil’de çekildi… Bu fotoğrafta da, gazeteciler sıraya dizilmiş, PKK’lılara üzerlerini aratı-yorlar!.. Sayın Dündar, nereden nereye?.. KCK’lıların gözaltına alındıkları sırada yapılanların aynısı, Kandil’e giden gazetecilere uygulandı!
“KCK?bir devlet inşasıydı”
(UD): KCK davasının sanıkları peyderpey tahliye ediliyor. O halde bu operasyonlar neden yapıldı?
(ST): Çok güzel bir soru. Kolluk güçleri KCK‘ya çok başarılı operasyonlar yaptılar. Şimdi sanıyorum bu operasyonları yapanlar kendi kendilerine şu soruyu soruyorlardır: “Madem serbest bırakılacaklar-dı, o halde biz bu operasyonları neden yaptık?”
Hemen söyleyeyim, KCK bir devlet inşasıydı. Ve o operasyonlar bu inşaatı engellemek için yapılmış-tı! Şimdiyse bunu çözüm süreci adı altında AKP eliyle yapıyorlar! Bu çok net! Böylece KCK operas-yonlarının hiçbir anlamı kalmadı. O operasyonları yapan, canla başla mücadele eden kolluk güçleri şimdi ne yapacak? Ne düşünüyorlar? Oslo görüşmesinde PKK’yla, yabancı bir ülkenin istihbarat ser-visinin gözetiminde masaya oturuldu ve orada konuşulanların ancak bir kısmı basına yansıdı. Aslında bugün yaşananların tümü Oslo’da kararlaştırılmıştı. Şimdi uygulanıyor. Bugün PKK’nın terör örgütü listesinden çıkarılmak istenmesi ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi‘nce ‘aktivist’ olarak tanım-lanması, önümüzdeki günlerde şu tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu ortaya koyuyor: KCK’yla, PKK’yla mücadele edenlere karşı, yakın bir gelecekte maddi-manevi tazminat davaları açılabilir. Bu-nun ilerleyen zaman içinde gerçekleştiğini göreceğiz!
(UD): Siz devamlı Oslo vurgusu yapıyorsunuz. Niçin?
(ST): Neden yapıyorum biliyor musunuz? Orada konuşulanların basına yansıyanları facia ama yansı-mayanları daha feci! Oslo’da PKK, uluslararası alana taşındığı için bu vurguyu yapıyorum.
(UD): Sizin güvenilir istihbarat kaynaklarınızın olduğunu biliyorum. Bu konularda yeni duyumlarınız var mı?
(ST): Madem sordunuz, yeri gelmişken üç kritik bilgiyi sizinle paylaşıyorum:
Bir, PKK yıllardır bölgede işadamlarının korkulu rüyası olmuştu. Ancak 2000‘li yıllarda devlet gücünü göstermiş, PKK‘nın hareket alanını kısıtlamıştı. Son dönemde PKK’nın sivil komitelerle ve başında bulunan sözde sorumlularla Doğu ve Güneydoğu’da ihale alan, hatta İstanbul gibi diğer büyük metro-pollerde gücü olan işadamlarının listesini tekrar güncellediği duyumlarını alıyoruz. Yakın zamanda bu işadamları aranacak ve vergi adı altında haraç alınacak. Bazılarından alınmaya başlandı bile! Daha fazla açıklamıyorum ama bu konudaki raporların Başbakan’ın önüne konulduğunu biliyorum. Herhal-de AKP hükümeti, taşeron örgütün “devlet içinde devlet inşasına” çare bulacaktır!
İkinci kritik konuya gelince… PKK gümrük kapılarını tam anlamıyla ele geçirmiş durumda!.. PKK 12 kapıdan gümrük alıyor! Bu tespit daha önce emniyet birimlerinin raporlarına yansımıştı. (Hatırlatmakta fayda var: 2005 yılında içerisinde TBMM’nin hazırladığı, içinde PKK’nın da bulunduğu kaçak akarya-kıt raporu sümenaltı edilmişti!) İddia ediyorum gelinen noktada, PKK’ya dokunan yanar! Gümrük nok-talarının PKK’lıların ellerine geçmesi bir yana, bunlarla mücadele edecek bürokratların ellerinin kolla-rının bağlı olduğunu biliyoruz. Bu konudaki raporların da Başbakan’ın önüne konulduğunu tahmin ediyorum! Bir çareleri olacaktır!
Üçüncü konu da çok vahim! PKK’nın bölgeden çekilmediği, yerel kuvvetlerinin sözde ‘halk komiteleri’ adı altında sivil bir örgütlenme içinde olduğu, dışarıya çıkacakların İran, Irak, Suriye’de kullanılacağı, ‘kendi devletlerini’ ise bu sivil komitelerle kurmaya başladıkları doğrultusundaki raporların, Başbakan’-a sunulmuş olabileceğini düşünüyorum.
(UD): Çok teşekkürler Sayın Tantan.
(ST): Ben teşekkür ederim Sayın Dündar.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,01 M - Bugn : 38295

ulkucudunya@ulkucudunya.com