« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Şub

2007

Eleştiri kültürü

M. Nedim HAZAR 01 Ocak 1970

Bir sefer artık tartışmaktan vazgeçelim. Hiç kimse kalkıp bana, 'Kurtlar Vadisi toplum üzerinde kötü etki bırakmıyor' iddiasında bulunmasın. Koca koca adamlar bile her türlü iletişim yollarını kullanarak ağız dolusu galiz küfürler yağdırabiliyorsa, çocukları etkilemesi, ne bileyim topluma kötü örnek olması gerçeğini tartışmanın anlamı yok. Etki etmemiş olsa, günde beş vakit ibadet eder gibi RTÜK'ü arayıp küfrettiğini söyleyen kişi gökten zembille mi indi?

Lakin başka bir gerçeği de belirtelim. Sevgili okurlarım, satırlarını okuduğunuz bu köşe günlük bir gazetenin makale sütunu ve dolayısıyla da onu kaleme alan kişi bir yazar. Mesleği gereği televizyon izlemeyen, izlemek durumunda kalan biri. Bu nedenle izlerim ve eleştiririm. Mesleğimin gereği bu. Sadece Kurtlar Vadisi'ni değil, bilumum dizileri izlerim, beğendiklerimin olumlu yönlerini yazar, olumsuzları da çekinmeden belirtirim. Tepkisi ne olursa olsun, doğru bildiğimden kimse döndüremez. Kurtlar Vadisi'ni eleştirmem, diğer dizileri onayladığım anlamına gelmez ki, bir grup pagan kitle otomatik olarak öyle algılamaktadır. Bu satırların okurları bilirler, Hacı, Sağır Oda bilmem ne türü uyduruk filmleri eleştirmiş ve ucuz Hollywood taklidi ciddiye alınmayacak diziler olduğunu yazmıştım. Keza Sır Kapısı'nın reyting başarısını gördükten sonra mantar gibi türeyen 'mistik' dizileri de neredeyse yerin dibine sokmuştum. Sihirli Annem türü saçmalıkları buraya tekrar yazmaya bile gerek görmüyorum. Kurtlar Vadisi birkaç ülke gerçeğini ele alıyor diye, dizideki kaba şiddeti, çapaçul karakterlerin kahraman olarak lanse edilmesini görmezden gelemezdim. Bundan sonra da gelmeyeceğimi bilin. Ancak şunu da bilin. Bir gazetecinin mesleği gereği kendi özgür iradesiyle bir diziyi eleştirmesi nasıl mantıklı ise devletin sansür kokan hareketler ile yayından kaldırması o kadar mantık ve iz'an dışıdır. Ve hatta bu davranış diziyi daha fazla popüler kılacaktır. Sansür muhatap aldığı şeyi asla öldüremez, aksine ömrünü uzatır.

Berbat oyunculuğu, çatapat efektleri, beşinci sınıf aksiyon koreografisini eleştirdiğim dizinin, tehlikeli yönüne de dikkat çekmem doğaldır. Geçmişte bu milletin başına gelen çoğu musibetin kökeninde yatan, 'durumdan vazife çıkarmak' ve bireysel şiddeti vatanseverlik sosuyla izleyiciye yutturmak tehlikeli bir oyundur. Yapımcılar bu işten para kazanmanın tatlı yönünü keşfetmiş, ülkede yaşanan tüm olayları bir şekilde kendi konseptlerine uygulamayı hedef edinmiş olabilirler. Ki yaptıkları şeyin vatanı, milleti kurtarmak olduğuna samimi olarak inanabilirler de. Kimse kalkıp bize 'İyi ama bu sadece dizi' filan demesin lütfen. Çocukların bile ekran başında olduğu bir saatte saatler boyu illegaliteyi meşru gösterip, bir grup ipsiz sapsız, işsiz güçsüz takımını vatan kurtaran aslan formunda televizyon gibi kitlelere açık bir platformda yayınlamanın riski vardır.

Yıllar önce, özel kanalların mantar gibi türemeye başlamasıyla bir tespit yapmıştım. Demiştim ki: 'Her şeyi ticari rant olarak algılayan, hiçbir sosyal duyarlılığı olmayan bu televizyon kanallarının beslediği zihinler henüz evlerin içinde camdan dışarıyı seyretmektedir. Esas tehlike, bu jenerasyonun sokağa çıktığı gün başlayacaktır...' Konunun uzmanları ciddi şekilde bir araştırsın bakalım özel kanalların çocuk psikolojisi üzerindeki etkileri ve toplumsal sonuçlarını. Bakalım neler çıkacak?!

Kaldı ki, madem bu sadece bir dizidir, yapımcılarının bu 'en büyük vatansever biziz' edaları da neyin nesidir?! Kullandıkları dil, tıpkı fanatiklerinin, her yana salya sümük küfreden izleyicilerinin kullandığı dilden çok farklı değildir. Hem rica ederim hatırlayınız Oktay Kaynarca isimli vatandaşı. Canlandırdığı Çakır tiplemesinin bir süre sonra üzerine sinmesine o kadar izin vermişti ki, sokakta Çakır gibi davranmaya başlamıştı. Başkaları bu diziyi başka mülahazalar ile eleştiriyor, hatta bitmesi için bilinçli oyunlar yapıyor olabilir. Bu başka bir şeydir. Ne bileyim Hürriyet ya da Sabah grubu kendi dizilerinin selameti açısından Kurtlar Vadisi'nin tekrar ortaya çıkışını içine sindiremiyor olabilir. Dizide birtakım gerçekler cesaretle ele alınıyor da olabilir. Ama bütün bunlar, dizinin içerdiği kaba şiddeti, yengeç rol model gerçeğini değiştirmiyor. Bunu niye anlamak istemiyor bazı okurlarımız?

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,99 M - Bugn : 19834

ulkucudunya@ulkucudunya.com