« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

06 Şub

2007

Ankara'nın çivisi mi çıkıyor?

Yavuz DONAT 01 Ocak 1970

Emniyet, siyaset, jandarma, derin devlet, tarikat, cemaat, menfaat, fotoğraf, film, soruşturma birbirine karıştı... Özetleyecek olursak... "İşlerin cılkı çıktı."
Şimdi hemen "ilahlar kurban arayacak."
"Onbaşı" ya da "odacı" veya "alt kademeden bir polisin" kellesi koparılacak.
Sonra ise...
"Eski tas eski hamam" misali bir şey değişmeyecek.

Zaman tünelinde kısa bir gezintiye ne dersiniz.
Birlikte hafızaları tazelemiş oluruz.
Sene 1966. 6 Mayıs'ı 7 Mayıs'a bağlayan gece TBMM'de bazı "grupların" ve "başkanvekillerinin" odalarında arama yapıldı.
Aramayı "polis" yaptı. Aramadan "Meclis Başkanı'nın haberi olmadı."
Ortalık karıştı.
Ve İsmet Paşa "tarihi konuşmasını" yaptı:
- Eşkıyanın bu gece ne yapacağı belli olmaz.

İsmet Paşa yaşasaydı ve bugün polisle jandarmanın neredeyse "saçsaça başbaşa" görüntüsüne tanık olsaydı...
Hrant Dink'e kurşun sıkan gençle resim çektirmek için kimi güvenlik görevlilerinin birbiriyle nasıl yarıştığını izleseydi...
Herhalde "bir konuşma daha" yapardı:
- Eşkıyanın bu gece hangi resmi çekeceği belli olmaz.

Bir zamanlar (1980 öncesi) polis 2'ye bölünmüştü.
"Solcu polisler" dernek kurmuştu:
Pol-Der.
"Ülkücü polisler" de ayrı dernek:
Pol-Bir.
Polis "kendi içinde çatışmaya başlamıştı."
Hatta ve hatta...
Dönemin Sıkıyönetim Komutanı'nın "Pol-Der'i tuttuğu ve Pol-Bir'li polislere işkence yaptırdığı" iddiaları ayyuka çıkmıştı.

Zamanla poliste kalite giderek yükseldi. Üniversite mezunu polisler, İngiltere'de eğitim görmüş polisler, doktora yapmış polisler devreye girdiler.
Ve günün birinde...
Aylardan yine "Şubat" iken...
Türkiye "28 Şubat" diye bilinen süreci yaşarken...
Polis teşkilatı "asker içinde yasanın vermediği yetkiyi kullanmak isteyen bir ekibin varlığına dair istihbarat"
edindi.
İstihbaratın kaynağı bir "onbaşı" idi.
Onbaşının soyadı da "Sarımsak."
Yakın siyasi tarihe "Onbaşı Sarımsak hadisesi" diye geçen bir skandal yaşandı.
Ortalık karıştı.
"İçeri atılan polis şefi" bile oldu.
Sonra her şey unutuldu, gitti.

Tabii her olaydan sonra mutlaka "soruşturma" açıldı.
Bizim polis ve jandarma arşivleri "soruşturma dosyalarıyla" doludur.
Sonuç ise "pek bilinmez."

Sahi "Atabeyler soruşturması" ne oldu?
"Birileri" Başbakan'ın evinin bulunduğu bölgenin "krokileri ile" yakalanmıştı.
Yine birileri "Genelkurmay'ın oralarda", gazetecilere "sarı zarf içinde" belge ve bilgi servisi yapmıştı.
Sonrasını bilen var mı?

Bugün yaşananlar "istihbaratçılar savaşı" mı?
"Tarikat-cemaat-siyaset-güvenlik sürtüşmesi" mi? Komplo mu, cehalet mi, Çankaya seçimine dönük bir "üçkağıt" mı?
"Bilmeceyi çözen beri gelsin."

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,50 M - Bugn : 34266

ulkucudunya@ulkucudunya.com