« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Oca

2007

Hırant Dink’i Büyük Ortadoğu Projesi katletti

Hasan DEMİR 01 Ocak 1970

Köpek, atılan taşa saldırır. O, mâzurdur, çünkü hayvandır. İnsan ise, kendini taştan ve köpekten elbette sakınır, korur amma, esas tehlikenin köpekten de taştan da değil, köpeği besleyen ve taşı fırlatandan kaynaklandığını bilir; tedbirini ona göre alır.


Hırant Dink meselesinde taşı bu çocuğun eline veren Büyük Ortadoğu Projesi’nin mimarlarıdır. Şimdi tutmuşlar bize, “Koş, taşın peşine düş!” diyorlar. Bizler taşın peşinde koşarken dışarıda başımıza örülen çorabın adı ise, “Şekilde görüldüğü gibi Türkiye öyle bir ülke ki, o ülkede farklılıkların bir arada yaşaması mümkün değil. Pek çok konuda Ermeni Diasporası ile ters düşen Türk vatandaşı bir Hırant Dink’e tahammül edemeyen Türkiye’nin Kürtlere tahammül etmesi düşünülemez, öyleyse, Irak’ta olan Türkiye’de de olmalı, Kürtlere kendi başlarının çaresine bakacakları bir ortam hazırlanmalı” çorabıdır.

İşte bu projenin adı, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu, 22 devletin sınırlarının değiştirileceği deklare edilmiş, haritası çizilip önümüze konmuş, BOP projesidir. “İnşallah Büyük Ortadoğu Projesi gerçekleşir, Diyarbakır da bu projenin merkezi olur” diye dûa eden, BOP Eş Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kulaklarını çınlattıktan sonra, Hırant Dink’e BOP eliyle fırlatılan bu taşla vurulan ikinci kuşun ise, yine Türkiye’ye, “Öyle Kerkük haltı falan yeme, yoksa seni içerden oyarım!” olduğunu görmemiz de gerek.

Bu bahiste BOP’un patronu ABD ve müttefikleri, sonu Hırant Dink’in katledilmesine kadar uzanan bu bu yola çıkalı çok oldu.

Onlarca yıldır ABD’nin Adana Konsolosu başta olmak üzere diğer yetkilileri ve İngiliz ve İsrailli diplomat ve gizli servis elamanları Doğu ve Güneydoğu’yu mesken tutuyor, Türkiye’yi Irak’ın kuzeyindeki oluşuma benzer bir oluşuma, Türkiye’yi Irak’ta yaptıkları gibi bir mezhep ve ırklar çatışması arenasına çevirmek için zemin oluşturmaya çabalayıp duruyorlardı. Hatırlarsınız bir yıl önce DEHAP Batman İl Başkanı Mehdi Öztürk, “ABD’lilerin maksadı Türk-Kürt savaşı çıkartmak. Buraya gelen her heyet bize ayrı yanlarımızı öne çıkarmamızı söylüyor. Türkiye uluslar arası bir komplo karşısında ve bu komplo Türkiye üzerinde Kürtler vasıtasıyla oynanmak isteniyor!” diye feryat etmiş, biz de bu feryadı birkaç defa köşemize taşıyarak, âdetâ, başta ABD’li diplomat ve ajanlar olmak üzere, İsrail ve İngiliz diplomat ve gizli servis elamanlarının Doğu ve Güneydoğu’da cirit atmasına bir son verilmesi için ey devlet, elinden geleni yap, ne duruyorsun, demek istemiştik.

Devlet belki kamuoyuna yansımayan bir şeyler yapmıştır, bilemiyoruz.

Bildiğimiz bir şey varsa, o da, Doğu ve Güneydoğu halkı ekseriyetinin bu çaşıtlarına yüz vermeyişleri, DEHAP’lı Mehdi Öztürk gibi, “Türkiye üzerinde Kürtler vasıtasıyla bir oyun oynanıyor, ben kenarda durayım!” demesidir. Tabi BOP için sahneye konan bu oyunda yer almak isteyenler de yok değildi. İşte onlar, Mehdi Öztürk’ü, gerçeği söyledi, hakikati milleti ve devleti ile paylaştı diye görevden alan DEHAP’lı yöneticiler ve onlar gibi düşünen DTP yöneticileri, seçilmişleri idi. Açık söyleyeyim, Irak’ın kuzeyinde Barzani ve Bağdat’ta Talabani ABD’nin onaylamadığı hiçbir şeyi yapmaya nasıl cesaret edemezlerse, Doğu ve Güneydoğu’da ABD’li diplomatlardan “Ayrılıklarınızı öne çıkartın” aklı alanlar da ABD tarafından onaylanmamış hiçbir hareketi başlatamazlar.

Öyle olduğu içindir ki ben DTP’nin, “Seçilmişlerin Yürüyüşü” adı altında başlattığı Diyarbakır-Ankara yürüyüşünün de bir “Amerikan aklı” olduğuna hiç şaşırmam. Bu yürüyüş Türk ordusuna hakaretler ve Öcalan’a methiyelerle başladı, lâkin başta Diyarbakır halkı olmak üzere Kürtlerin ekseriyeti yine BOP’un patronu ABD’nin ve onun aklı ile hareket ettiği âdetâ sırıtan DTP’nin bu provokasyonuna prim vermedi.

Nitekim DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, “Diyarbakır halkı bizi yalnız bıraktı” demek zorunda kaldı.

İyi de, bütün bu işlerin Dink cinayeti ile ilgisi ne?

Sonu fiyasko ile biten yürüyüş 17 Aralıkta yapıldı.

Öcalan 20 Aralıkta avukatları aracılığıyla kükredi:

“- Ben talimat vermiyorum, önceden olacakları söylüyorum, uyarıyorum.(..) İttihatçılar da Ermenileri katlederek Osmanlı’yı parçalamışlardır. CHP ve MHP’nin Kürtlere karşı benzer çabalar içerisinde olduklarını görüyorum. Saldırılar karşısında yalnız değiliz, Kürtlerin de dayanacağı güçler vardır...”

Sizce “Kürtlerin dayanacağı güçler” kim?

Ve niye Dink’in cenazesi başında milliyetçilerle birlikte CHP aleyhine de protestolar yapıldı?

Çünkü ASALA-PKK işbirliği BOP’çular tarafından hortlatıldı ve dünyaya, “Türkiye’de farklı unsurların birlikte yaşama kabiliyeti yok!” dedirtmek için, Dink hedef seçildi...

Ziyaret -> Toplam : 119,59 M - Bugn : 75670

ulkucudunya@ulkucudunya.com