« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

30 Oca

2023

İsmail Hakkı İzmirli

1868 – 31.01.1946 01 Ocak 1970

Osmanlıların son döneminde yetişen ve yeni kelamcılar hareketini temsil eden bilgindir. Kültürlü bir asker aileden gelen İsmail Hakkı İzmirli’nin babası Hasan Efendi, Kandiye kasabasında Karataş (Yeropetso) mahallesinde doğmuş, Osmanlı ordusunda yedek yüzbaşı olarak hizmet görmüştü. Bu hizmeti sırasında bulunduğu Girit'te (1867) Kandiyeli Hafize Hanım'la evlenmiş ve İsmail Hakkı bey bu evlilikten bir yıl sonra dünyaya gelmiştir.

İsmail Hakkı, babasının ölümü üzerine, mali sıkıntıya düşen ailesini geçindirmek için hem çalıştı hem okudu. Sarık sararak, saraçlık yaparak geçi­mini sağladı, ailesine de yardım etti. Annesini alıp İstanbul'la geldikten sonra da çalışarak okumayı sürdürdü. Kimi tanınmış ailelerin çocuklarına özel dersler verdi. Yüksek öğrenimini tamamlayıp öğretmen olunca­ya kadar bu koşullar içinde yaşadı ve 1897 yılında İstanbul'da Mercan Lisesi'nde öğretmen iken ilk evliliğini yaptı.

İsmail Hakkı İzmirli, daha sonra ortaokul, lise ve yüksekokullarda ve üniversitede uzun yıllar öğretmenlik yapmayı sürdürdü. 22 Haziran 1909’da atandığı Dârülfünun (İstanbul Üniversitesi) hocalığına emekliye ayrıldığı 1 Ekim 1935 tarihine kadar ara­lıklarla devam etti. Bu süre içinde Ulûm-i Dîniyye ve Edebiyye şubelerinin müdür­lüğünün yanında (1909-13) çeşitli dersler verdi ve 13 Ekim 1914’te buradaki görevi sona erdi. Dârülfünun’daki beş yıl­lık hizmeti ve ilmî yayınlarıyla dinî bilimler alanındaki ehliyetini ispatlayan İsmail Hakkı İzmirli, medreselerin ıslahı projesi çerçevesinde kurulan Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye’de müfettişliğe getirildi (1914-18). 1915 yılında Süleymaniye Medresesi’nin açılması üzerine Kelâm Şubesi’-nin felsefe-i İslâmiyye tarihi (daha sonraki adıyla hikmet-i llâhiyye) müderrisliği de ona verildi ve 1923 yılına kadar bu dersi okuttu. Ayrıca Menbâülirfan’da felsefe dersiyle Medresetü’l-İrşâd ve’l-vâizîn Şubesi’nde kelâm ve felsefe tarihi dersleri verdi. Bu arada tekrar Dârûlfünun’da felsefe-i İslâmiyye tarihi hocalığına başladı (19l9) ve Dârü’l-hikmeti’l-İslâmiyye’de üyeliğin yanı sıra bir süre başkanve­killiği ve başkanlık yaptı.

İzmirli, Ankara’da Umûr-i Şer’iyye ve Evkaf Vekâleti (Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı) bünyesinde kurulan Tedkîkat ve Telifât-ı İslâmiyye Heyeti’nde de üye (1922- 1924), başkanyekili ve başkan olarak çalıştı. Bu sırada Tevhîd-i Tedrîsat (eğitimin birleştirilmesi) Kanunu ile kapatılan medreselerin yerine Dârülfünun’un yeniden yapılandırılması üzerine İstanbul’a döndü. Üniversitenin İlâhi­yat ve Edebiyat fakültelerinde hocalık yaptı ve İlahiyat Fakültesi’nin başkanlığına getirildi (1931). Dârülfünun’un İstan­bul Üniversitesi’ne dönüştürülmesiyle İlâ­hiyat Fakültesi yerine kurulan İslâm Tedkikleri Enstitüsü kadrosuna tayin edildi (1933). Yaş sınırı nedeniyle emekliliği gelince Bakanlar Kurulu kararıyla görev süresi bir yıl daha uzatıldı ve 1 Ekim 1935’te emek­liye ayrıldı. Yaşamının son yıllarını Ankara'da oğlu Hayreddin'in yanında; çeşitli kongrelere katılarak, konferanslar vererek ve makaleler yazarak zamanını değerlendir­meye çalıştı. 31 Ocak 1946 tarihinde Ankara'da vefat etti. Cenazesi 2 Şubat 1946'da Hacı Bayram Camii'nde kılınan namazdan sonra Cebeci Asri Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Meslek yaşamını çok yoğun biçimde ge­çiren İsmail Hakkı İzmirli, birçok sivil toplum ve resmi kuruluşta çalışmalar yapmış, döne­min hemen bütün bilimsel komisyonlarında yer almıştır. Dârüşşafaka’da görev yapar­ken Cem’iyyet-i Tedrîsiyye-i İslâmiyye’de çalışmış, Abdullah Cevdet’in çevirdiği Dozy’nin Târîh-i İslâmiyyet adlı kita­bı hakkında bir rapor hazırlamak üzere Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kurulan ko­misyonda görev almıştı. Ayrıca Tedkîk-i Kütüb, Ulûm-i Dîniyye ve Arabiyye ve Ahlâkiyye gibi komisyonlarda çalışmış, Mehmed Zihni Efendi’nin ölümü üzerine onun yerine Meclis-i Maârif üyeliğine getirilmiş ve Cem’iyyet-i Sûfîyye’de görev almıştır. Öte yandan Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye dersle­rinde terimler arasında birlik sağlamak üzere 1915’te kurulan ve kelâm ilminin çağın ihtiyaçlarına göre yeniden ele alınıp şekillendirilmesi amacıyla aynı yıl kurulan komisyonların başkanlığını yap­mıştır. İzmirli, Türk Tarih Kurumu yedek üyeliği ve Paris’teki Uluslararası Bilimler Akademisi Türk grubu üyeliğinde de bu­lunmuştur.

Bilimsel çalışmaları ve yönetim hizmetlerinden dolayı İsmail Hakkı İzmirli’ye Dârülmuallimîn-i Âliye’de birçok rütbe ve nişan verilmiştir. Ayrıca Fransa tarafın­dan akademi nişanına lâyık görüldüğü gibi eğitim çalışmalarına yaptığı hizmet­lerinden ötürü kendisine önce ikinci, ar­dından birinci rütbeden Eğitim nişanları verilmiştir.

İzmirli’nin siyasetle uğraştığı pek bilinme­mekle birlikte Mehmed Akif (Ersoy) gibi o da Meşrutiyetin ilk günlerinin havası içinde İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girmiş, Meşrutiyet yönetiminin üstünlük­lerini halka anlatmak üzere Ekim­1909’da Kayseri ve Konya’ya gitmiştir. Aynı yıl cemiyetin Şehzadebaşı’ndaki İlmiye Kulübü’nde medrese öğrencilerine yönelik olarak verilen konferanslara Mûsâ Kâzım, Bursalı Mehmed Tâhir ve Mehmed Akif’­le birlikte katılmıştır.

Titiz bir kitap arayıcısı ve okuyucusu olan İzmirli, Türkçe, Arapça ve Fransızca kitaplardan oluşan kütüphanesini Süley­maniye Kütüphanesi’ne bağışlamıştır. 275 yazma ve 4110 basılı kitaptan oluşan kütüphane daha sonra oğlu Celâleddin İz­mirli’nin kattığı kitaplarla zenginleşmiş­tir. Kütüphane, özellikle İzmirli’nin basıl­mamış eserlerinin nüshalarını ihtiva et­mesi ve düşüncesinin kaynaklarını gös­termesi bakımından önem taşımaktadır. Burada yer alan kelâm kitapları üzerine MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Habip Terzioğlu tarafından bir yüksek li­sans tezi hazırlanmıştır (1989).

Ziyaret -> Toplam : 119,59 M - Bugn : 73139

ulkucudunya@ulkucudunya.com