Şevket Süreyya Aydemir
1897 – 25.03.1976 01 Ocak 1970
Şevket Süreyya Aydemir, Balkan göçmeni topraksız bir ailenin çocuğu olarak 1897'de dünyaya geldi. Mehmet Ağa, Bulgaristan’ın Deliorman bölgesinden Türkiye’ye göç ettikten sonra Edirne’de bahçıvan olarak çalıştı. Annesi aydın bir hanım olan Şaziye Hanım’dır. Şevket Süreyya, okuma yazmayı annesinden öğrendi. Edirne’de Mahalle Mektebi’nden sonra Askeri Rüştiye (Ortaokul)’ye devam etti. Kuleli Askeri Lisesi’ne kaydoldu, fakat Edirne’nin Bulgarlardan geri alınması ve babasının çağırısı üzerine geri döndü. Sonra Edirne Öğretmen Okulu’nu tamamladı. Küçük yaşlardan itibaren siyasetle ilgilendi. Kuşağının büyük çoğunluğu gibi o da Turancılık akımının ateşli bir taraftarıydı. Henüz on bir yaşında iken İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye oldu. Balkan Savaşları (1912-13) öncesinde annesini ve bir ağabeyini kaybetti. Edirne işgale uğrayınca da katliamdan kurtulmaları için İstanbul’a gönderilen çocuklar arasındaydı. Sonraki senelerde Moskova’ya ekonomi öğrenimine gitti. İki ağabeyinin savaşlarda hayatlarını kaybetmesi üzerine Birinci Dünya Savaşı (1914-18)’nda gönüllü olarak savaşa katıldı. Ağabeyinin şehit edildiği Kafkasya Cephesi’nde çarpışırken yaralandı. Cephedeyken okuduğu Müfide Ferit’in “Aydemir” adlı romanı onu çok etkiledi. 1934 yılında Soyadı Kanunu çıktığında “Aydemir” soyadını seçmesi bu romanın etkisiyledir.
Geri çekilme emri üzerine Edirne’ye dönen Şevket Süreyya, öğretmenlik eğitimini tamamladı. Edirne’nin Yunanlar tarafından işgali üzerine bir süre yerel direniş hareketlerine katıldı. Azerbaycan’da kurulan hükümetin İstanbul hükümetinden öğretmen istemesi üzerinde Nuha kentine (bugünkü adıyla Şeki) öğretmen olarak atanarak 1919-20 yıllarını Azerbaycan’da geçti. Ermenilere karşı kurulan gönüllü birliğin komutanı oldu ve bir halk kahramanı durumuna geldi. Ancak Kafkasya’nın çok etnikli yapısını görünce eski Turancı düşüncelerinin doğru olup olmadığını sorgulamaya başladı. Bakü’de toplanan Doğu Halkları Kurultayı’na Nuha delegesi olarak katıldı. Bu kongreye katılması onun komünizme olan merakını arttırdı. Kurultaydan on gün sonra, yine Bakü’de yapılan Türkiye Gizli Komünist Fırkası’nın toplantısına katıldı.
Şevket Süreyya, merak ettiği ideolojiyi öğrenmek istediği ağır basınca, Milli Mücadele’ye katılmak yerine, Nuha’ya dönmeyi tercih etti. Bir süre orada amaçsızca gezen Şevket Süreyya, Batum’a gittiğinde Komünist Parti’ye girdi. Yine Batum’da bir öğretmen arkadaşının kız kardeşi ile evlendi ve bu evliliği ömrünün sonuna kadar devam ettirdi. Batum’dan sonra Moskova’ya giderek birçok Türk öğrenicinin de öğrenim gördüğü Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’ne (KUTV) kaydoldu. İktisadi ve Sosyal Bilimler Okulu’nda ekonomi eğitimi gördükten sonra 1923'de Türkiye’ye döndü.
Şevket Süreyya, Türkiye’ye döndükten sonra, Şefik Hüsnü’nün çıkardığı “Aydınlık” dergisinde komünist fikirleri yaymaya çalışan yazılar yazdı. 1924'de Sadrettin Celal (Antel) ile birlikte hazırladığı “Lenin ve Leninizm” isimli kitabı yayımladı. 1925’te Türkiye Gizli Komünist Partisi (TKP)’nin üçüncü kongresinde yedi kişilik Merkez Komite’nin üyesi oldu. Türkiye İşçi ve Çiftçi Fırkası’nın 1 Mayıs’ta “Dünyanın Bütün İşçileri Birleşiniz” yazılı broşürü dağıtması nedeniyle gerçekleşen “1925 Tevkifatı” sonrasında “Aydınlık” dergisi kapatıldı ve Aydemir de Ankara İstiklal Mahkemesi’nde, devrin birçok ünlü komünistiyle birlikte yargılanarak on yıl hapse mahkûm oldu. Muasır “Türkiye’nin İktisadi İnkişaf İstikametleri” adlı kitabını mahkûmiyeti sırasında yazdı, fakat bu eser yayımlatamadı. Afyon Cezaevi’nde geçirdiği bir buçuk yıldan sonra 29 Ekim 1927 tarihinde çıkarılan genel aftan yararlanarak hapisten çıktı. “1927 Tevkifatı” sırasında yeniden tutuklanıp yargılanarak aklandı. Bundan sonra komünizm çizgisinden ayrılıp bir tür “milliyetçi komünizm” anlayışını savunmaya başladıysa da, Türkiye için geçerli düşüncenin Kemalizm olduğu görüşüne döndü. Bu görüş değişikliği sonucunda, Vedat Nedim Tör’le birlikte TKP’den ayrıldı. Bu arada partiyi polise ihbar etmekle suçlandı.
1928’de Bürokrat olarak Ankara’da çalışmaya başladı. 1951 yılında kadar eğitimci ve iktisatçı olarak çeşitli devlet görevlerinde bulundu. Yüksek Teknik Öğretim Umûm Müdür Yardımcılığı, Ankara Belediyesi İktisat Müdürlüğü, Ankara Ticâret Mektebi Kurucu Müdürlüğü, İktisat Vekâleti Sanâyi Tetkik Heyeti Başkanlığı, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Üyeliği yaptı.
1932'de Atatürk’ün isteği üzerine Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile birlikte “Kadro” dergisini çıkarttı. Dergi kapatıldığında Ankara Ticaret Mektebi’nde müdür olan Aydemir, bu görevi 1936’ya kadar sürdürdü. İki yıl Ankara Belediyesi İktisat Müdürlüğü yaptıktan sonra İktisat Bakanlığı’nda çalışmaya başladıktan sonra İsmet İnönü’nün güvenini kazandı. Komünist geçmişi nedeniyle çok eleştirilse de başarıları nedeniyle de yükseldi. Bir dönem Ekonomi Bakanlığı’nca İsmail Hüsrev Tökin’le birlikte bir kalkınma planı hazırlamakla görevlendirildi, ancak İsmet Paşa bu planı kabul etmedi.
Aydemir, 1951 yılında Vekiller Heyeti kararıyla emekli edildikten sonra yoğun bir yazı dönemine girdi. “Toprak Uyanırsa” adlı romanında bir Anadolu köyünün bir aydının öncülüğüyle kalkınması hikâye ediliyordu. Yaşamı boyunca çok sayıda eser veren Şevket Süreyya Aydemir, “Tek Adam” adlı üç ciltlik eserinde Atatürk’ü, “İkinci Adam” adlı üç ciltlik eserinde İsmet İnönü’yü yazdı. Bunun dışında “Menderes’in Dramı”, “Enver Paşa” gibi biyografik kitaplar ve “Suyu Arayan Adam” gibi otobiyografik denemeler dışında “Toprak Uyanırsa” ve “Kahramanlar Doğmalıydı” adlı romanları yazdı. 27 Mayıs 1960 askerî ihtilâlinden sonra oluşan yeni düşünce ortamında, Doğan Avcıoğlu ile arkadaşlarının çıkardığı sosyalist eğilimli ve “Yön” dergisi ve haftalık “Devrim” gazetesinde yazıları yayımladı. 12 Mart 1971 askerî muhtırası sonrası “Devrim” gazetesi kapatılınca yazılarına “Cumhuriyet” gazetesinde devam etti. 25 Mart 1976 yılında Ankara'daki evinde hayatını kaybetti. ismi, Ankara’da yıllarca oturduğu sokağa verildi.
Şevket Süreyya Aydemir, “Kadro” dergisinin kurucularından ve “Kadro Hareketi”nin önderlerindendi. Daha çok, yakın Türk tarihinde önemli rol oynayan kişilikleri inceleyen biyografik eserleri ile tanınmıştı. Değişik dönemlerde farklı ideolojileri savunan Aydemir, ülkesinin kurtuluşu ve ilerlemesi gibi temel bir hedefe sahipti. Gençliğinde Turancı, 1920-27 tarihleri arasında Türkiye Komünist Partisi yöneticisi, 1927 sonrasında Kemalist rejimin savunucusu ve kuramcısı olarak çalışmıştı.
ESERLERİ:
Lenin ve Leninizm (S. C. Antel ile, 1924), Cihan İktisiyadında Türkiye (inceleme-araştırma, 1930), İnkılâp ve Kadro (makale, 1932), İktisad Mücadelesinde Köy Muallimi (makale, 1933), Halk İçin İktisadî Bilgiler (makale, 1938), Suyu Arayan Adam (roman, 1959), Tek Adam (Mustafa Kemal’in Hayatı, 3 cilt, 1965), İkinci Adam (İsmet İnönü, 3 cilt, 1966-68), Menderes’in Dramı (1969), Makedonya’dan Orta Asya’ya Enver Paşa (3 cilt, 1970), Türkiye Ekonomisi (inceleme-araştırma), Toprak Uyanırsa (roman1963), İhtilalin Mantığı (inceleme, 1973), Kahramanlar Doğmalıydı (roman, 1974), Kırmızı Mektuplar ve Son Yazılar (mektup-makale, 1979), Lider ve Demagog (seçilmiş yazılar, 1997).