« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

18 Mar

2008

Savcı Doğan Öz

Nazım ALPMAN 01 Ocak 1970

ANKARA Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Doğan Öz, Turizm Ticaret Yüksek Okulu öğrencisi Levent Özyürek cinayetini soruşturuyordu. Cinayet ülkücülerin üs haline getirdiği Site Öğrenci Yurdu'nun önünde işlenmiş, katil de yurda sığınmıştı. Savcı Öz, o zamanlar güvenlik güçlerinin bile giremediği Site Yurdu için mahkemeden arama kararı çıkarttı. Yapılan aramalarda cinayetin işlendiği silahları buldu. Olayla ilgili olarak 60 ülkücüyü gözaltına aldı. Katil Naci Üner için tutuklama kararı çıkarttı.

Savcı Öz bu soruşturmayı genişlettikçe, devletin içinde yapılanan "cinayet şebekesinin" izlerine ulaşıyordu. Bir gece eşi Sezer Öz'e şöyle dedi:

"Bildiğin gibi değil... Olaylar inanılmaz boyutlara ulaşıyor. Daha da büyüyecek. İlk kez korkuyorum! Ama birisi bunların üzerine gitmeli, bir şeyler yapmalı..."

Site Yurdu olayları sırasında MHP, Meclis'te soru önergeleri vermişti.

24 Mart 1978 sabahı 8.15'te Öz, evinden çıktı, arabasına bindi, kontağı çeviriyordu ki, karşısında biri belirdi. Katil silahını Öz'e doğrultmuştu, tetiğe bastı. Öz otomobilinin içinde yığıldı kaldı.

Doğan Öz, Site Yurdu'ndan topladığı bilgilerle ulaştığı sonuçları bir rapor halinde, dönemin başbakanı Bülent Ecevit'e ulaştırmak üzere dosya haline getirmişti. Savcı Öz, 12 Eylül öncesinin "yaygın terör" diye tanımlanan topoğrafyasını şöyle özetliyordu:

"İlk bakışta can ve mal güvenliğini tehdit eder gibi görünen şiddet olayları anarşik eylemler olarak nitelenecek kadar basit değildir. (Amacı) Ülkemizde demokrasinin işlerlik kazanacağı yolundaki umutları yok etmek, onun yerine faşist düzeni bütün unsurlarıyla yürürlüğe koymaktır. Bize göre bu sonuca ulaşmada istihbarat örgütleri, kontrgerilla gibi gizli örgütler yönlendirici rol oynamakta olup, bu örgütler 1. ve 2. Milliyetçi Cephe Hükümetleriyle devlet aygıtını geniş ölçüde kendi amaçlarına uygun şekle dönüştürerek, demokrasi düşmanı akımları iktidar etmeyi amaçlamaktadırlar."

Doğan Öz'ün raporunda şu bilgiler de yer alıyordu:

"Bütün bu çalışmalar içinde askeri ve sivil güvenlik güçleri vardır. Sivil güvenlik güçleri MİT elemanları ve 1. Şube görevlileri kullanılmaktadır. Bütün bu çalışmalar siyasal planda MHP ve onun kadrolarınca yönetilmektedir."

Doğan Öz'ün eşi emekli hakim Sezen Öz'e göre, bu raporla eşinin ölümü arasında sıkı bağlar bulunuyor. Doğan Öz, 1996 Kasım'ında Türkiye'nin aleni olarak öğrendiği "kirli ilişkiler" yumağınının ucunu 1978'de yakalamıştı.

Sezen Öz, eşinin öldürüldüğü silahın soru dolu eylem çizgisini anlatırken diyor ki:

"Hüseyin Kocabaş adlı ülkücü militan 1978'in Ocak ayında bir afişleme sırasında yakalanıyor. Üzerinden bir silah çıkıyor. Doğan işte bu silahla öldürüldü."

Sezen Öz, o zamandan beri soruyor:

"Bu silah emniyetten nasıl çıktı, cinayet mahalline hangi ellerden geçerek geldi?"

1978'in son günlerinde bir kadının sarkıntılık iddiası üzerine gözaltına alınan İbrahim Çiftçi, eşkal benzerliği nedeniyle Doğan Öz cinayetinin tanıklarına da gösteriliyor. O güne kadar 100'den fazla zanlıyla yüzleştirilen tanık Hayati Erdoğan, ilk görüşte kararını veriyor:

"Evet bu adamdı!"

İbrahim Çiftçi gözaltına alındığında Ankara Emniyet Müdürü Ercan Belenler'in yanında Sezen Öz ve çocuklarıyla yüzleştiriliyor. Belenler, Öz'ün eşini ve çocuklarını gösterip "Bak bu çocukları babasız bıraktın" diyor. Bunun üzerine Çiftçi, başını Sezen Öz'e çevirip şöyle diyor:

"Özür dilerim... Çok pişmanım!"

Sonra bir kaç kelime daha dökülüyor dudaklarından:

"Benim de babam yok..."





Dört idamdan beraate



İBRAHİM Çiftçi, Ankara 1. Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde Doğan Öz'ü öldürdüğü iddiasıyla üst üste dört kez idama mahkum oldu. Dava Yargıtay aşamasına geldiğinde Askeri Yargıtay Başsavcılığı da üç kez "onama" talebinde bulunuyordu. Ancak dördüncü karar sonrasında, Başsavcılık'ta görev yapan sivil savcı Mustafa Danışman, usül yönünden "bozma" talep etti. Askeri Yargıtay Daireler Genel Kurulu, "usül" yönünden gelen talebi, "esas"tan ele alarak davayı bozdu ve İbrahim Çiftçi'yi de tahliye etti.

Bunun üzerine 1. Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi tarihe geçen aşağıdaki kararı aldı:

"Dava dosyasında bulunan tüm delillerin tahlil ve değerlendirilmesi sonucu sanık İbrahim Çiftçi'nin maktül Doğan Öz'ü taamüden öldürdüğü kanaatine varılmış... Askeri Yargıtay Daireler Kurulu kararları, mahkemeleri bağladığından, mahkememiz de eski kararında direnememiştir. Bu hukuki zorunluluk nedeniyle sanık İbrahim Çiftçi'nin beraatine karar verilmiştir."

İbrahim Çiftçi 25 Haziran 1985 tarihinde serbest bırakıldı. 1986'da Çiftçi Petrol Limited Şirketi'ni kurdu. Aralarında Emniyet Genel Müdürlüğü'nün de bulunduğu birçok devlet dairesine akaryakıt servisi yapmaya başladı.


NEY_SEN(ce)
Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Yok bizim eskimiz yenimiz, Hâlâ dinç, en yaşlı divanemiz... ______&______ Asil olan eski usül, Sere serpe yeni nesil.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

22 Tem 2024

Halim Kaya

08 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

03 Haz 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 107,52 M - Bugn : 24663

ulkucudunya@ulkucudunya.com