Josef Stalin
01 Ocak 1970
Doğumu 21 Aralık 1879 Gori, Gürcistan
Ölümü 5 Mart 1953 Moskova, SSCB
İosif Cugaşvili, 21 Aralık 1879'da Gürcistan'ın Gori kasabasında doğdu. Babası kunduracıydı. Gençken girdiği papaz okulundan devrimci militanlara katılmak üzere ayrıldı ve Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin bolşevik kanadı saflarında yer aldı.
Uzun yıllar Sibirya'da sürgünde kaldı. 1917 Şubat devriminden sonra sürgünden döndü. Aynı dönemde İsviçre'den sürgünden dönen Lenin'le birlikte çalışmaya başladı. 1917 Temmuz ayında Lenin'in tekrar Finlandiya'ya sürgüne gitmek zorunda kalması üzerine, Sverdlov'la birlikte partinin yönetimini üstlendi. Ekim Devrimi'nden sonra Lenin'in başkanlığındaki Sovyet hükümetinde Milliyetler Halk Komiseri oldu.
Lenin'in ölümünden az önce Komünist Partisi genel sekreteri oldu. 1920-1930 arası sağ ve sol ideolojik mücadele sırasında suçlandı. Bu mücadelelerde binlerce insan sürgüne gönderildi veya görevden alındı. Bu sürgünler ve cezalandırmalar milli temelde değil, esas olarak ideolojik çizgiler üzerine oluyordu. Stalin'in ideolojik mücadele sırasında geliştirdiği görüşler ve siyaset, (özellikle muhalifleri tarafından) Stalinizm olarak adlandırılır.
Dönemin en sert ideolojik mücadelesi Leon Troçki'ye karşı sürdürülmüş ve Leon Troçki'nin 1940 yılında Meksika'da öldürülmesiyle Bolşevik Partisi içinde sağ veya sol sapmayla suçlanan eski liderlerden bazıları hayatını kaybetmiştir.
Josef Stalin, planlı ekonomi, kollektivizasyon ve endüstrileşme uygulamaları ile 1928-1936 yılları arasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde köklü dönüşümlerin gerçekleştirilmesini sağladı.Bunu yaparken muhalefete karşı sert önlemler almaktan, katliamlar yapmaktan kaçınmamıştır.
İkinci Dünya Savaşı sırasında parti liderliği, hükümet başkanlığı ve Sovyet orduları başkomutanlığı görevlerini bir arada yürüttü. 1939'da Hitler'in Nazi Almanyası'yla Molotov-Ribbentrop paktı diye de bilinen bir saldırmazlık anlaşmasını imzaladı.
Bu tartışmalı tarihsel dönemle ilgili olarak, Stalin'e düşman veya Stalin'den yana olan her iki tarafın da farklı tezleri vardır. Stalin karşıtlarının tezlerine göre, Hitlerle aralarındaki açıklanmayan gizli protokole bağlı olarak Finlandiya, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya ve Polonya'nin Naziler veya Sovyetler tarafından işgalinin yolu açılmıştır. Stalin'in doğru yaptığını savunanlara göre ise, 1937'deki Münih görüşmelerinde açıkça ortaya çıktığı gibi, İngiliz ve Fransız emperyalistleri ve dolaylı olarak da Amerikalılar, Nazileri kışkırtıyorlardı ve onların Sovyetler Birliği'ne saldırısının önünü açmaya çalışıyorlardı. Bu amaçla Avusturya'nın Almanya'ya katılmasına (Anschluss) ve Çekoslovakya'nın işgaline göz yummuş ve onaylamışlardı.Ne var ki, özellikle Çekoslovakya'nın işgalinden sonra Sovyetler Birliği'nin İngiltere ve Fransa ile ilişki kurma çabalarına rağmen bu iki ülke Nazi tehdidini birlikte ortadan kaldırma girişimini reddetti. Böylece Sovyetler Birliği, kendi sınırlarını güvence altına almak için bu protokolü imzaladı. Stalin'in amaçlarına göre, Polonya ve Baltık ülkelerinde oluşturulacak tampon bölgeler, Nazilerin Sovyetler Birliği'ne ulaşmasını engelleyecekti. Böylece 1939 yılında Nazi işgalinden sonra Sovyetler Polonya'nın kalan yarısını işgal edip Estonya, Litvanya ve Letonya'yı sınırlarına kattı. Finlandiya'ya saldırdı ve büyük kayıplar vermesine rağmen Mart 1940'da "kış savaşı' olarak bilinen bu savaşı da kazandı. 1941'de Hitler'in Sovyetlere saldırması üzerine Stalin bu sefer müttefiklerin yanında yer aldı. Sovyetler Birliği'nin en ağır bedeli ödeyen güç olarak (24 milyon ölü) müttefiklerin yanında Nazi Almanyası'na karşı kazandığı zafer uluslararası alanda gücünü artırdı.
Kırım Tatarlarının nazi yanlısı tutumu yüzünden 1944'de tatarları Sibirya'ya sürdü. Ayrıca 1944 yılında Gürcistan Türkiye sınırında asırlardır yaşamakta olan Ahıska Türkleri'de Orta Asya'ya sürgün edilmiştir.
1945'ten sonra Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde komünist rejimler kurdurdu. Daha sonra bu ülkelerin dünyadan izole edilmesi Churchill tarafından "demir perde" diye anılacak ve bu kavram yaygınlaşacaktır.
5 Mart 1953'te öldü. Ölümünden sonra Kruşçev, Stalin'i suçladı. Ünlü 20'nci Kongre ile başlayan anti-Stalinizasyon kampanyası Sovyetler Birliği'nde Gorbaçov dönemine kadar sürecektir. Gorbaçov tarafından kongrelerde yayımlanan Glasnost ve Perestroika Stalin'e ağır eleştiriler getirdi.