haber
selahattin doğan 02 Nisan 2010
BAŞBUĞ'UM SENDEN SONRA...
Her görüşmemizde,Bozüyük’ü,Bilecik’i sorardınız. Koca Mehmet’i ziyaret ettinmi?Abdullah Soylu neler yapıyor? İsmet Tunca'yı partiye getirdin mi? Terzi H.ibrahim destek oluyor mu?
İlk milliyetçilik hareketini,sizin oralardan başlattım ama oralarda çok gerilerde kaldık, senden isteğim hareketimizi ilçende ve ilinde birinci yapmandır. Çalışmalarından çok memnunun ama daha fazla çalışarak başaracağınıza inanıyorum derdin.
Habersiz olarak Bozüyük’e gelip sabah 10:00 da partide sizi karşıladığımızda, bize kaç üyeniz var dediğinizde benimde 300 üyemiz var Başbuğum dediğimde, 2500 üye istiyorum sizden talimatınızı vermiştiniz. Aralık 1995 tarinde 1500 üye ile ilçe başkanlığımı bırakmıştım,1999 seçimlerinde Bozüyük Belediye başkanlığını, Söğüt,Osmaneli,Dodurga belediye başkanlıklarını kazanmış, Bilecik den milletvekili çıkarmıştık. Siz göremediniz… Ama hayaliniz gerçek oldu.Bozüyükde ve Bilecikde hareketi en üst seviyelere çıkarmayı bütün Ülküdaşlarımız olarak başarmıştık.
Daha sonra Sayın Ahmet BERBEROĞLU,Bozüyük belediye başkanlığını M.H.P den üç sefer üst üste kazandı.Onun başkanlığında ,Üç hilal hep yükseklerde yer aldı.
4 nisan 1997 günü sizin edebiyete yolculuğunuzdan sonra bizler öksüz kaldık.
Ne bizi dikkate alan oldu ne bizi bilen kaldı. Sanki biz yokmuşuz,hiç olmamışız,12 yaşımızdan bu tarafa hareketin yükselmesi için çalışan sanki biz değilmişiz, sizi terk etmeyen ve her şarta rağmen sizin emrinizde çalışan biz değilmişiz gibi davrandılar.
Bugün artık Bozüyük Belediyesi M.H.P li değil. Sebebleri ne olursa olsun Ahmet BERBEROĞLU M.H.P belediye başkanı değil.
35 yıldır verilen emekler,hayallerimiz yok artık.
Şikayetlerimi,üzüntülerimi yazıp sizi rahatsız etmeyeceğim.
35 yıldır her saniyesinde bulunmaya çalıştığım hareketimizde,Senden sonra,Bırakın milletvekili Adayı,İl başkanı adayı olmayı bir üye olarak muhatap kabul edilip sen ne düşünüyorsun diyen olmadı. Ama ben yüzsüzlük yaparak bizleri muhatap almayan büyüklerimizi telefonla arayarak, hayallerimizi yıkmayın talebinde bulundum.
Olmadı…Sen karışma dediler…
Gözyaşlarımızı içimize akıtsak da ayak da kalmaya,bıraktığın emanetlere sahip çıkmaya çalışacağız…
Sen karışma deseler de…
Harekete karışmaya,hareket de kalmaya,hareketi büyütmeye devam edeceğim.
Senin yolundan ayrılmayacağım.
Seni çok özledik BAŞBUĞ'UM…