« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Nis

2007

İran’ı nükleerle vurabilirler mi?

Hasan ÜNAL 03 Nisan 2007

İran krizi yeni bir aşamaya girdi. Geçen yıllarda Amerika ve/veya İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini vurup vurmayacağını tartışıyorduk. İran’ın nükleer silah yapmakta olup olmadığına dair analizler yapılıyordu. Yaklaşık bir ile iki yıl önce İran’ın nükleer silah yapmakta olduğu ve Amerika ve/veya İsrail’in bu tesisleri vurmak üzere harekete geçmesinin adeta matematiksel bir kesinlik haline dönüştüğüne şahit olduk.

Evet, Amerika ve/veya İsrail İran’ın nükleer silah elde etmesine mani olmak için bir hava harekâtı yapacaktı; ancak kritik soru bunun ne zaman olacağıydı. Ayrıca harekâtın sadece hava unsurlarıyla sınırlı kalıp kalmayacağı; kara unsurları tarafından desteklenip desteklenmeyeceği; özel kuvvetlerin ayrıca bazı nokta operasyonları yapıp yapmayacağı gibi konular da henüz berraklık kazanmamış görünüyordu.

Son bir yıldır bu sorular sırayla cevaplandırılır hale geldi. Önce Amerika’nın Irak’ta bir bataklığa saplanmış olmasına rağmen İran işini ’ihmal’etmeyeceğinin işaretleri ortaya çıkmaya başladı. Şu an itibariyle İran’a yönelik bir Amerikan veya İsrail hava saldırısının neredeyse başlamak üzere olduğu görüntüsü hakim. Amerika, Körfez’de böyle bir operasyon için gerekli hava ve deniz unsurlarını toplamış durumda. İsrail hava kuvvetleri ise Akdeniz’in bir ucundan öbürüne sürekli tatbikat yapıyor.

Tahran yönetiminin 15 İngiliz denizciyi tutuklaması bu işi hızlandırmış olabilir mi? Belki, ama zayıf bir ihtimal. Amerika ve İsrail açısından tam başarının elde edilebilmesi için saldırının sürpriz karakterinin bozulmaması lazım. Ancak öyle görünüyor ki, saldırı göstere göstere geliyor. Rusya istihbaratıyla alâkalı bazı gazeteler saldırının 6 Nisan 2007 sabaha karşı olacağını ilan etmişlerdi. Bugünlerde bu tahmini, İsrail istihbarat bağlantılı başka yayın organlarının da ’teyit’ etmekte olduğunu görüyoruz ki, bu da saldırıda sürpriz unsurunu dışlayan bir faktör.

Bu tarih vermeler vs. Amerika ve İsrail tarafından İran’ı korkutmak amacıyla kullanılan bir psikolojik harekât da olabilir. Ancak eğer değilse ve saldırı bir kaç gün veya bir kaç hafta içerisinde gerçekleşecek ise, o zaman Amerika ve İsrail tarafı acaba kendilerine aşırı güven duydukları için böyle bir şey yapıyor olabilirler mi? İran’ın hava savunma sisteminin yeterince güçlü ve önleyici olmadığı gerçeği/varsayımıyla hareket ediyor olabilirler mi? İran bütün askeri yatırımlarını nükleer tesislere yönelttiği için, hava savunma sistemlerini epeyce ihmal etmiş olabilir mi? Belki...

Ancak hatırlamak gerekir ki İran, hava savunma sistemleri yeterince güçlü olmasa ve hava kuvvetleri de pek caydırıcı görünmese bile, sıradan ve basit bir ülke değil. Her halükârda hava savunma sistemlerine sahip. Yani 2003 yılında Amerika’nın saldırdığı Irak gibi değil. Tahran ve civarı S-300 füzeleriyle korunuyor. Diğer bölgelerde de daha düşük seviyeli Rus-Sovyet savunma füze sistemleri bulunuyor.

Daha da önemlisi İran’ın coğrafyası. Bu kadar geniş bir coğrafyası olan ve nükleer tesislerini büyük ölçüde dağıtmış, toprak altına gömmüş, kamufle etmiş ve bir kısmı da hareketli bu tesislerin tamamı, bir hava harekâtıyla yerle bir edilebilir mi? Edilmez ve İran saldırının başlangıcında Şahap füzeleriyle İsrail’i ve Amerikan kuvvetlerini ciddi biçimde vurmaya başlarsa, o zaman ne olacaktır?

Amerika’nın Körfez’de konuşlanmış olan birlikleri ve buradaki üsleri, Irak’taki askerleri (özellikle Şii bölgelerinde görev yapanlar) ve İsrail’in her tarafı doğrudan Şahap füzelerinin menzilinde olacak. İran bunları başarıyla kullanır ve başlangıçta Amerikan ve/veya İsrail hava kuvvetleri çok sayıda uçak kaybına uğrarlarsa, acaba ne yapacaklardır? Mesela İran’a karşı taktik nükleer silahlar kullanabilirler mi? Belki de en korkunç soru bu olacak, savaşın başladığı günlerde...

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,41 M - Bugn : 22272

ulkucudunya@ulkucudunya.com