« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Mar

2007

Ağar’a ölüm öpücükleri

Hasan ÜNAL 20 Mart 2007

ÖNCE Mehmet Ali Birand yazdı. Ardından, daha üsturuplu ifadelerle Ertuğrul Özkök gündeme getirdi. Neymiş?.. Efendim Ağar ve DYP yükseliyormuş; çünkü, Ağar son zamanların moda tabiriyle çok iyi ‘açılımlar’ yapmış ve yapmaya devam ediyormuş. Nedir bu açılımlar?.. Malum Ağar, önce dağdakileri ovada siyaset yapmaya çağırdı; onlara kıravat takıp, iş ve mesken bulmayı vaat etti. Yani katillere Meclis’de siyaset çağrısında bulundu.

Sonra Irak’ta kurulacağını düşündüğü ‘Kürdistan’ı çoktan tanıyıp, o devlet ile Benelüks modeli ticaret anlaşmaları yapacağını söyledi. Sonra Yozgat ile, Allah esirgesin, Musul’un kaderini birleştirmekten söz etti. Gazeteciler bu sözleri fazlaca ciddiye almadıkları için, şapkadan yeni bir tavşan çıkarayım derken, bu defa da Diyarbakır’ı vermeyeceği; Musul’u almaya çalışacağını ifade etti.

Bozacı ve Şıracı Hikayesi

KÜRDİSTAN oluşumu ile mücadele etmek yerine, boynunu büküp, Amerika’nın gözüne girmek amacıyla hemen ortaya atılan ve o Kürdistan’ı sadece kabullenmek değil, büyütüp beslemek anlamına gelen Benelüks modeli gibi laflar eden bir Mehmet Ağar’a Ertuğrul Özkök ve Mehmet Ali Birand’ın destek vermesinde şaşılacak bir şey olmadığı ortada. Zaten bu ikili ve onların yönetimlerindeki basın ve televizyonlar Türk milletine Kürdistan hikâyesinin önlenemez bir realite olduğunu anlatmak için yırtınıyorlar.
Yani ortada, tam bir, bozacı ve şıracı hikâyesi var. Amerika istiyorsa, aşiret yapısına dayalı bir yönetim sergileyen, Saddam Hüseyin yönetimini aratacak derecede diktatörce davranan, kendisine en basit eleştiriler yapanlara otuz yıl hapis cezası verdiren bir Barzani’yi allayıp pullamakda hiç bir sakınca görmeyen bu gazeteci (!) kılıklı insanların Amerika’nın Kürdistan zokasını yutmuş Ağar’a destek vermekten başka bir seçenekleri var mıdır zaten?..

Ancak bu işte bir gariplik olduğu da açık. Bu gazeteciler yıllardır Amerika ve Avrupa Birliği’nin propagandistleri gibidirler. Bunlara göre, Türkiye, Kıbrıs konusunda uzlaşmaz tarafdır. Hatta haksız ve yanlış olduğu da ima edilir. Dolayısıyla bazan açıkça söylenmek suretiyle bazan da satır aralarında ifade ederek, Rumların haklı, çağdaş ve uzlaşmacı taraf olduğu propagandası yapılır. Ege sorunlarında Türk tarafı Yunanistan’ı tatmin etmek zorundadır. Çünkü başka çaresi yoktur. Yunanistan’ı güzel göstermek için bunların gazeteleri bin bir yalan yanlış haber ve analizler yayınlar. Eminim ki, bunların yazdıklarına, Rum-Yunan okuyucuları bile, bazan vücutlarının bütün uzuvlarıyla gülüyorlardır.
Listeleri uzundur. Bunlara göre, ‘Ermeni soykırımı gerçektir; Türkler Ermenilere soykırım yapmıştır’ diyenler aslında ezber bozmaktadırlar. Yani iyi bir iş yapmaktadırlar. Kürdistan kurulması da dahil olmak üzere, Türkiye’nin ‘Kürt meselesine’ geniş bir perspektiften bakmak gerekir gibi laflar bunların ağızlarından düşmez. Ve Amerika’nın Irak’ta ve Ortadoğu’da yaptırdığı vahşet ve akıttığı kan bu gazetecileri rahatsız etmez. Amerika’yı güzel ve cici gösterebilmek için sayfalarında, köşelerinde ve yönettikleri televizyon ekranlarında birbirleriyle yarışırlar.

Ama ellerindeki bütün bu medya imkanlarına rağmen bu insanların hiç bir inandırıcılığı kalmadığı ortadır. Nitekim, bunların Amerika ve Amerika’nın Ortadoğu politikalarını Türk halkına iyi, güzel, olumlu veya kabul etmek zorunda olduğumuz realiteler gibi göstermeye çalışmalarına rağmen, toplumun ezici bir çoğunluğunn bunun tam tersine görüşlerde olduğunu kamuoyu anketleri açıkça gösteriyor. Üstelik 2005 yılından itibaren Amerikan kuruluşlarının yaptıkları anketler Türkiye’de halkın haklı bir şekilde Amerika’yı bölgesel ve küresel barış ve güvenlik için en büyük tehlike olarak gördüğünü ortaya koymaktadır

Vah Ağar’ın haline Vah...

İŞİN garip tarafı, toplumda hiç bir olumlu etkisi olmadığı bilinen bu gazetecilerin, sanki bir faydaları olacakmış gibi Ağar’a destek açıklamaları. Oysa gerçekte, Ağar’a ölüm öpücükleri vermiş oluyorlar. Çünkü Özkök ve Birand gibilerin Ağar’cı olması, kafası zaten iyice karışmış olan DYP seçmen tabanında ölümcül bir etki yapacak ve neden Ağar’dan uzaklaşması gerektiğini izah eden bir işaret olarak algılanacaktır.

Açıkça söylemek gerekirse, DYP tabanı milliyetçidir. O tabandaki her evde ya bir şehit ya da bir gazi vardır. Her ailede değilse bile her akraba topluluğunda durum böyledir. AKP’nin gayri milli politikalarından zaten rahatsız olan bu tabanın büyük bir kısmı Ağar’ın açıklamalarından sonra adeta bir infial içerisindedir. Bir kısmı ise Ağar’ın bu açıklamalarını düzelteceğini beklemektedir. İşte o düzelteceğini bekleyen kesime son darbeyi de Birand ve Özkök vurmuş oldular. Çünkü onların destek açıkladığı bir DYP’ye normal DYP seçmeni ve tabanı gitmez. Korkarım, bu şartlardaki bir DYP ile başka partiler ittifak da yapmazlar. Aksini düşünüyorlarsa Birand ve Özkök’ü aday yapsınlar.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,69 M - Bugn : 35343

ulkucudunya@ulkucudunya.com