PKK'nın borazanı olmak...
METİN ÖZKAN 11 Mart 2008
YILLARDAN beri emperyalist güçler ve onların maşaları Türkiye üzerinde büyük bir oyun oynuyor.
PKK, Türkiye'deki tüm Kürtleri yandaşı kılmak, etnik düşmanlığı vurgulamak, körüklemek ve yoğunlaştırmak istiyor.
PKK, "terörle mücadeleyi" kendilerine karşı mücadeleden çıkartıp, tüm Kürtlerle silahlı mücadeleye ve çatışmaya dönüştürmeye çalışıyor.
Çünkü PKK ne kadar çok ölen ve öldüren olursa, amacına o denli yaklaşacağına inanıyor.
Dış güçler ne yapıyor?
Türkiye'nin Irak'ın kuzeyindeki kukla devleti tanımasına karşılık, ABD'nin Barzani-Talabani kuvvetleri ile birlikte PKK'nın bölgeden tümüyle atılmasını sağlayacağı ve PKK terörünü bitireceği propagandasını yapıyor.
Bence en büyük aldatmaca budur.
Hepimiz biliyoruz ki; PKK terörü bugün ABD'nin Türkiye'yi istediği noktaya getirmek için kullandığı en büyük araçtır.
Seçimlerin hemen sonrasında, DTP'nin Meclis'te grup kurduğu bir ortamda, mayınların daha fazla patlamaya başlaması ve büyük terör saldırılarının gerçekleştirilmesi tamamen ABD'nin Türkiye yönelik planları ile ilgilidir.
ABD, PKK sopasını sallayarak Türkiye'yi Irak'ın kuzeyindeki oluşuma razı etmek peşindedir.
Yarın bu hedefine ulaştıktan sonra yeni hedefleri gündeme gelecektir ve "PKK sopası"na olan ihtiyaç bir kez daha ortaya çıkacaktır.
Onun için ABD hiçbir zaman PKK kozunun bitmesini istemeyecektir ve istemiyor da...
Çünkü ABD, PKK belasından kurtulmuş Türkiye'nin elinin, kendisine karşı daha serbest kalacağını düşünmektedir.
Kısacası, ABD'nin bugün Türkiye'den bazı tavizler koparmak için atacağı adımlar, göstermelik olmaktan öteye gidemeyecektir.
Kirli hesaplar
Pekİ bu durumda biz ne yapacağız?
Öncelikli olarak, "Biz bu oyuna yokuz!" demeyi becerebileceğiz.
Arkasından bu tuzaklara düşmeyerek "hesabı bozacağız!"
Nasıl mı?
Önce bazı gazeteleri, onların köşe yazarlarını, kerameti kendinden menkul televizyon yorumcularını ve Barzani sempatizanı Ortadoğu uzmanlarını PKK borazanı olmaktan kurtararak başlayabiliriz.
Bebek katili kanlı teröristleri son derece masum insanlar olarak bizlere empoze etmeye çalışan bu zatı muhteremlere sormak istiyorum. Acaba bu insanlar kendi çocuklarını hiç savaşa göndermişler mi ki, çocuk denecek yaşta ölmüş gençler üzerinden siyaset yapmaya kalkıyorlar?
Dün bir gazetesinin manşetinde "Zap'ta son durum" başlıklı bir haber okudum.
Gazete Washington Post muhabirinin harekât sonrası Zap kampındaki gezintisini, izlenimlerini ve haberin detaylarını olduğu gibi yansıtmış.
Kendilerini "Dağlarımıza hoş geldiniz" diye karşılayan terör örgütü PKK'yı bakın Washington Post nasıl anlatmış;
"PKK artık bağımsız bir Kürt devleti için savaşmıyor. Onlar dünyanın hiçbir yerinde annelerin çocuklarının cesetlerini görmesini istemiyor. Ve onlar diyor ki, biz barış yanlısıyız ancak onlar bize saldırdığında (Burada Türkiye'yi kastediyor) bizde kendimizi savunuyoruz."
PKK hem katil, hem korkak, hem de yalıncıdır!
Çok uzağa gitmeyin... Bundan iki ay önce "sözde" haklarını savunduklarını iddia ettikleri Kürt kardeşlerimizin yoğunlukla yaşadığı Diyarbakır'da bir dershane önüne koydukları bomba ile yedi çocuğumuzun yaşamına son veren PKK değil mi?
Hangi ananın gözyaşından, hangi insanlıktan ve hangi barıştan söz ediyorsunuz?
Tetikçisi olduğunuz ABD'nin yayın organlarında masum insan edasıyla çıkan resimlerinizle kurşun sıktığınız çocukların günahlarını örtbas edeceğinizi mi düşünüyorsunuz?
Peki ya sizin bu oyununuza alet olan Türk gazete ve gazetecilerine ne demeli...
Yavru bir hayvana biberonla süt veren PKK'lı teröristin resmini yayınlayarak onu son derece masum gösterirken, çocuğuna içirecek süt, ayağına giydirecek çorap bulamayan, Gabar'da şehit olmuş Piyade Onbaşı Kasım Aksoy'un kızı Güneş'e babasının niçin öldüğünü nasıl anlatacaksın?
Evet hepimiz insanız!...
Taa ki kundaktaki bebeğe kurşun sıkacak kadar hayvanlaşmadıkça...
