« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 Tem

2025

Trump’ın denge siyaseti

Deniz Ülke Kaynak 01 Ocak 1970

ABD Başkanı Donald Trump pek çokları açı­sından tipiyle, tarzı ve davranışlarıyla ka­rikatürize bir figür. Kocaman gövdesi, sarı saç­ları, oturuşu, duruşu, dudak büzüşü, argo lisana hakimiyeti, aile ilişkileri vs. üzerinden eleştiril­mekten çok dalga geçilen, kimi zaman küçüm­senen bir profil.

Ancak gerçek durum hiç öyle değil. Trump, ABD siyaseti ve dünya dengeleri açısından önceki başkanlardan çok daha kes­kin etkiler yaratabilen, dönüştürücü ve kurnaz bir siyaset adamı. Trump’ın politik tutumunun ABD ve dünya siyaseti açısından ne kadar cid­di bir işleve sahip olduğu sistemin içinden ken­disine yönelen saldırılardan anlaşılabiliyor.

Se­çildiği koltukta rahat oturamayacağını ona sü­rekli hatırlatan bir müesses nizamın başkanı o. Bir yandan kitlesel medya üzerinden yayılan imaj ve itibar saldırılarına, diğer yandan yargı sistemi üzerinden yürüyen davalara ve en esas­lısı da son çare kabilinden bir suikast girişimi­ne hedef olması, onun düşünülenin çok ötesin­de etkin bir politikacı olduğunu ispatlıyor.

Aktörler yerine pazara bakmak
Trump’ın Amerika’nın en elit işletme/eko­nomi okullarından Wharton Koleji (UPEN) mezunu olması dışında, daha az öne çıkarılan özelliği lise yıllarını New York Askeri Akade­misinde geçirmiş olması. Yani 13 yaşından iti­baren, kişilik özelliklerinin belirginleştiği er­genlik dönemi boyunca askeri disiplin altında eğitim gören, buna karşın hep sorun çıkartan isyankar bir gençten söz ediyoruz.

Otoriteye itaat konusunda sorunları olsa da otoritenin ve disiplinin yönetim açısından ne anlama gel­diğini gayet iyi biliyor. Nitekim politik strate­jisinde de öğrendiğini taklit ederek pratik ala­na uygulamaya çalışıyor. İçeride sadakat, dı­şarıda itaat talep etmesi ve büyüklük vurgusu, dünyaya hiyerarşik bir bakış açısıyla baktığı­nın göstergesi.

Lakin, küresel sistemin bir kışla olmadığını, elinde herkesi kontrol edebilecek merkezi kontrol araçlarının bulunmadığını, kendisi gibi otorite sevmezlerin her daim ak­tif olduğunu gayet iyi biliyor. Tam da bu yüzden kendisini sert ve pragmatik bir tüccar siyasetçi olarak konumlandırarak, pazardaki tekil rakip­lerinden ziyade genelde pazarın bütününü ve regülasyonları hedefine koyuyor.

Trump’ın denge siyaseti - Resim : 1

ABD dış politika ekolleri ve Trump
Dünya üzerinde hiçbir devlet ve hiçbir sis­tem tek sesli değildir. Her yönetim mekanizma­sının içerisinde farklı sesler ve ekoller olur; gö­rüşler çatışır; pazarlıklar yapılır. ABD de, sade­ce kendi sistemini değil, dünya üzerindeki tüm sistemleri yönetme iddiasındaki hegemonik bir devlet olarak bu kuralın dışında değil.

Siste­min lideri olma konusu tamam da, hangi araç­larla, hangi fayda-maliyet dengesiyle ve hangi stratejiyle bu gerçekleştirilmeli meselesinde bir çok farklı görüş var. Temel dış politika ekol­lerini şöyle özetleyebiliriz: Kontrolcüler (cont­rollers), Şekillendiriciler (shapers), Çekingen­ler (abstainers) ve Pazarlıkçılar (deal-makers). Kontrolcüler tüm küresel sistemi ekonomik ve askeri araçlarla, gerekirse tek başına mü­dahalelerle, güç kullanarak bir imparatorluk gibi yönetme iddiasındalar. Şekillendirici­ler ittifaklara inanıyorlar ve liberal normlar ve değerleri savunarak dünyayı ABD liderliği­ne ikna etmekten yanalar.

Çekingenler bir an önce kendi ülkelerine ve kıta içine yönelerek dünya sorunlarından izole olmayı önceleyen bir geleneği savunurken, pazarlıkçılar ise her konunun masada al-ver dengesi ile çözümlenebileceğine inanıyorlar. Trump, bu ekollerden en çok pragmatism ve fırsatçılığa dayanan pazarlıkçılara yakın. Denge kavramı­nı yeniden yorumlayarak dünyaya pek de alışık olunmayan bir stilde bakıyor. Bazen kural ta­nımaz bir mafya babası (Don), bazen de koru­yucu ve şefkatli bir babacık (dady) olarak res­mediliyor. İşin doğrusu her iki tanımı da pek seviyor çünkü her iki rolü de oynamaya hazır.

Trump’ın en büyük zorluğu her masada ayrı bir denge kurma gerekliliği. Ülke içerisindeki geleneksel askeri endüstriyel kompleks ile ba­rış endüstrileri rekabetine, şimdilerde tekno endüstriyel kompleks de eklenmiş durumda. 3’ünü de besleyecek stratejileri elde tutma zo­runluluğu var. “Barış adamıyım” dese de, ara­da sırada askeri yapıyı besleyecek bölgesel sa­vaşları desteklemesi gerekiyor. Bir yandan da kendisini iktidara taşıyan tekno endüstriyel komplekse sınırlarını hatırlatırken, barıştan beslenen turizm, kozmetik, perakende vs. sektörlere de sabırlı olmayı öğretmesi lazım. Zorlu bir denge doğrusu.

Bir başka denge de Çin, Avrupa, Rusya arasında. Her birinin di­ğerine yaklaşmasını engellemek ama aynı za­manda hadlerini de bildirmek kolay değil. Or­tadoğu’yu şekillendiren İran, İsrail, Türkiye, Körfez dengesi de zor; NATO içi dengelerle Pa­sifik odaklı stratejiyi sürdürmek de. Trump’ın işi hiç kolay değil ama Trump’ın yaklaşımını sabit ve net olarak değerlendirip ipiyle kuyuya inenlerin işi bazen daha zor olabilir. Dikkat et­mek lazım!

Halim Kaya

01 Tem 2025

İnanç, Kimlik ve Kültür Arasında Bir Dönüşüm Hikâyesi Erkan Göksu günümüz tarihçileri arasında tutulan ve yazdıkları ile gündemde olan bir yazar.

Efendi BARUTCU

25 Haz 2025

M. Metin KAPLAN

16 Haz 2025

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

02 Haz 2025

Nurullah KAPLAN

04 Nis 2025

Yusuf Yılmaz ARAÇ

04 Nis 2025

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 168,43 M - Bugn : 169022

ulkucudunya@ulkucudunya.com