« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 Tem

2025

Cumhuriyet’in tarihiyle hesaplaşma: “Terörsüz Türkiye”

Hakan Paksoy 01 Ocak 1970

“Terörsüz Türkiye” diyerek devletimizi ve milletimizi bir yerlere götürüyorlar. Tam bir, “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” hâlindeyiz.

Mesela, DEM Parti Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın, vatana ihanetten idam edilen Şeyh Sait için iade-i itibar istemesi böyle bir şey. İsteğini ifade ederken kurduğu cümleler de millî birliğe sıkılan kurşun gibi. “… Kürt sorununun birinci yüzyılı idamlarla başlamıştı. İkinci yüzyılını barış ve demokratik toplum paradigmasıyla [Terörsüz Türkiye H.P] başlatmanın imkânı önümüzde duruyor. Türkiye artık inkâr ve isyan ikileminden çıkmalı. Yüz yıl sonra bugün, geçmişin acılarından ders çıkarma zamanıdır.” (29 Haziran 2025)

Bakırhan’ın bu açıklamasında “Terörsüz Türkiye” müzakereleri çok açık görülüyor. Geçmişle hesaplaşma talebi ve Cumhuriyetimizin ilk yüzyılından farklı bir devlet ve egemenlik yapısı var.

Atatürk’süz bir tarih
Bu düşüncelere paralel görüşler AKP Genel Başkanı Erdoğan’da da çok görüldü.

Mesela, Türkiye Gençlik Sivil Toplum Kuruluşları Platformunun (TGSP) düzenlediği (31 Mayıs 2025) 4. Gençlik zirvesinde yaptığı konuşmada Cumhuriyetin kuruluş dönemine ilişkin ifadeler çok açık. Gençlere, “Gelecek tasavvurumuz bu salonda vücut bulan ruhta yeniden diriliyor. Osman Gazi’nin rüyasını Fatih’le, Yavuz’la, Kanuni’yle buluşturan, kalbinde ay yıldızlı al bayrağımızı dalgalandıran sizlersiniz…” diyor. Bu gelecek tasavvurunda, gençler için verilen örnekler içinde devletimizin kurucusu Atatürk yok.

Konuşmasın devamında Cumhuriyetin kurucularına gönderme var. “Minarelerimiz, 18 sene boyunca binlerce yılın yabancısı bir sese mahkûm ve mecbur bırakıldı. Bizi ruh kökümüzden koparmak amacıyla her yolu denediler.” ifadesi ile ezanın Türkçe okutulmasından şikâyet ediliyor. Şeyh Sait’e iadeyi itibar talebinin benzeri değil mi? Görüntü tarihten ders çıkarıldığı ama biraz da tarih değişiyor ya da eksik değerlendiriliyor sanki. Mesela hem ezan binlerce yılın sesi değil hem de minareler Türk beldelerinde dikili yani Türkçeye yabancı değiller. Camiler de Türk egemenliğinin içerisindeler ve cemaati Türkler.

Peki ruh kökü için de “Tek parti zihniyetini temsil eden çevrelerin hâlen Selçuklu’ya, Osmanlı’ya ve binlerce yıllık Türk tarihine husumetle yaklaştığını görüyoruz. Biz Sultan Alparslan deyince, Osman Gazi, Fatih deyince, Yavuz, Kanuni, Sultan Abdülhamid Han deyince birileri hemen rahatsız oluyor.” cümlesine bakmak gerekiyor. Bu anlayışın tarihe husumetle yaklaştığı görünüyor ama rahatsızlık da bu isimlerden değil elbette.

Rahatsızlık tarih anlayışında. Çünkü gençlere örnek olarak gösterilen tarihî şahsiyetler tarihin sadece bir dönemine ait. Bilge Kağan da yok, Atatürk de.

Yukarıdaki cümlenin devamında Erdoğan, “Türk milletinin hamuru Müslümanlarla yoğrulmuştur, İslamsız Türk yaşayamaz’ dediğimiz için şahsımızı günlerce hedef aldılar. Tarihimize, köklerimize, kurucu değerlerimize sahip çıktığımız için bizi insafsızca eleştirdiler.” diyor.

Değişen geçmiş
“Tek parti faşizminin baskın olduğu yıllarda bedelini hâlen ödediğimiz yanlış politikalarla milletimiz tarihsiz hâle getirilmek istendi.” cümlesi de TGSP konuşmasından. Tarihin, devlet kurulan dönemiyle ve kurucu değerlerle büyük bir zihnî ayrılığı ortaya koyuyor.

Hem binlerce yıllık Türk tarihi deyip hem de kökleri ve kurucu değerleri sadece bir döneme sıkıştırmak ve hem de devletin kuruluşuyla fikir ayrılığı ancak ideolojik menzil ile açıklanabilir. Mahkûm ve mecbur bırakılma düşüncesi de ideolojik anlayışla anlaşılır.

Terörsüz Türkiye paradigmasında da bu menzil AKP Genel Başkanı’nın TGSP konuşmasındaki, “Bizi köken, kimlik, meşrep ve mezhep üzerinden ayrıştırmaya çalışanlara inat, bir olmuş, birlik olmuş, kenetlenip tek millet olmuş ‘Terörsüz Türkiye’yi’ … gerçekleştireceğiz” ifadesindeki tek millet çok sık duyduğumuz “Türk, Kürt, Arap… Alevi, Sünni… Hep birlikte Türkiye’yiz” sözüyle beraber olunca net ortaya çıkar.

Ve en önemlisi de AKP Genel Başkanı Türk milletinin ümidi olan gençlere bu ideolojik beslemeyi hep yapmaktadır.

Bununla da millî birliğimiz üzerinde kara bulutlar toplanmaktadır. Gelecekte millî güvenlik tehdidi olarak karşımıza çıkması da muhtemeldir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Yeni bir millî kimlik belirmektedir ifadesi ortadadır.

Türk milleti, Terörsüz Türkiye söylemiyle egemenliğinin paylaşılmasına doğru götürülmeye çalışılmaktadır. Atatürkçüler, milliyetçiler, Kemalistler, vatanseverler, cumhuriyetçiler, ülkücüler ya da kendisini nasıl tanımlarsa tanımlasın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine inananlar düşünmeli, kurucu değerlerle amasız, fakatsız bir şekilde ilişkilerini yenilemelidirler.

Halim Kaya

01 Tem 2025

İnanç, Kimlik ve Kültür Arasında Bir Dönüşüm Hikâyesi Erkan Göksu günümüz tarihçileri arasında tutulan ve yazdıkları ile gündemde olan bir yazar.

Efendi BARUTCU

25 Haz 2025

M. Metin KAPLAN

16 Haz 2025

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

02 Haz 2025

Nurullah KAPLAN

04 Nis 2025

Yusuf Yılmaz ARAÇ

04 Nis 2025

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 169,18 M - Bugn : 108592

ulkucudunya@ulkucudunya.com