« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

04 Mar

2024

KAHRAMANA SAYGI

04 Mart 2024

Yiğit insanlar var oldukça, kahramanlar unutulmazlar, milletin gönlünde ebediyen yaşarlar. Çünkü kahramanlar yiğitlerin arasından çıkar. O yüzden insüyet sağlamaları kolaydır; mayaları, tabiatları, hissiyatları, tavırları, davranışları birbirine benzer. Esasen milletler de kahramanların fedakârlıkları sayesinde hayatta kalır ve onlara duydukları saygı ölçüsünde asalet kazanırlar. Bazen kırk kişiyle saray basmışlardır, bazen burçlara bayrağı dikerek şehit düşmüşlerdir, zindanlarda eziyet görmüşlerdir, bazen de bütün bunların hepsine ilaveten, liderden sonra bir o kadar süreyle bir hareketi ana çizgisinde tutmanın fiili ve fikri mücadelesini vermişlerdir. Sonrasında da ışık saçmaya devam ederler; eserleri ve maneviyatlarıyla fikir, edebiyat, tarih, sanat, müzik, folklor dünyasını besleyerek milli bünyeyi güçlendirirler.

Kahramanlarını unutan topluluklar zelil olmaya mahkûmdur. Önce ölçüleri ve ayarları bozulur, sonra kimlikleri ve şahsiyetleri zedelenir ve nihayet küçük görülür, aşağılanır ve horlanırlar. Cereyan eden pespaye mevzulara bakınca, günümüzde olan tam da budur. Soygun düzeninin mümessilleri önünde ceket ilikleyerek eğilenler, birlikte halay çekerek hain zihniyetlere hizmet edenler, şehirleri talan eden yağmacıları kapılarda karşılayarak kavaslık edenler, boyun eğmeyenleri hazmedememekte, herkesi kendileri gibi şahsiyetsiz kılmaya zorlamaktadırlar.

Büyük kahramanlar, kimsenin önünde eğilmeden, her an, her daim, her şart altında haysiyetli ve idealist kalabilenlerdir. Bu her yiğidin kârı değildir. Evvela, fıtraten kahraman olmak ve istikamet üzere yaşamak lazımdır. Hiçbir surette zaafa düşmeyen kuvvetli imana, hadiseleri doğru tahlil edecek yüksek zekâya, hain tuzakları bozacak dirayete ve gerekirse dünyaya kafa tutabilecek kudret ve cesarete sahip olmak lazımdır. Yüksek ahlâka sahip olmak da şarttır. Hem vicdanın yüklediği mesuliyetle yerinde ve zamanında doğru tavır koyarak tarihi vazifeleri ifa etmek, hem de bunları yaparken sıradan bir iş gibi tabii davranarak, kibre, gurura kapılmadan tevazuu elden bırakmamak.

En önemlisi de, ulvi bir davanın samimi bir davacısı olmak lazımdır. Ekseriyetle aşılamayan eşik ve kavranamayan nokta burasıdır. Çünkü, çoğu zaman, iradi veya gayrıiradi sebeplerle dava ile şahsi meseleler birbirine karışmaktadır. Toplaşmalar, dağılmalar, şuraya buraya sarkmalar, nutuklar, marşlar, fotoğraflar ve saireler, çağın idrakine söylenecek söz yoksa, fazla kıymet taşımayan faydasız çabalar olmaktan öteye geçememektedir.

Zalime karşı hakkı haykırmak er kişinin kârıdır. Bu haykırış, tamamen vicdanın sesi ise, hesapsız ve pazarlıksız ise, zamana, zemine ve şartlara göre şekil ve muhteva değiştirmiyor ise, net ve berrak ise, akıl ve mantık dairesinde ise makbuldür. Kahramanlık zorlamayla olmaz, o bir sevki tabiidir. Kendi akışında vücud bulur. İçtihadını kendisi yapar, modelini kendisi kurar, tavrını ona göre tayin eder.

Yiğit insanların tamamen tükenmediğini gördük. Bursa’da idiler. Büyük ülkücü, büyük dava adamı, büyük kahraman M. Metin Kaplan’ın kabri başında idiler. Daha yüzlercesi, binlercesi, gönülleriyle orada idiler.

Kahbe devranda bu kadar olur. Gün gelir, bu gün belki hemen gelir, belki bin dört yüz yıl sonra gelir, büyük kahramanlar illaki millete ilham verir, ülkü bayrağı yükselir ve Bozkurtlar dirilir.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Ziyaret -> Toplam : 119,60 M - Bugn : 87086

ulkucudunya@ulkucudunya.com