« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

16 Ara

2013

MUTLU BİR GÜN - MUSTAFA CEMİL KIRIMOĞLU

16 Aralık 2013

Birçok arkadaşımız hizmet sayarlar, haklıdırlar, ama ben milliyetçi dairede de olsa, çekinme, benimsememe, uygun görmeme, kayıtsız kalma, tepeden bakma, muhtemel zararlardan korunma, dışa açılma, değişik çevrelerden fayda sağlama gibi çeşitli saik ve komplekslerle Ülkücülüğünü ve Türkeşçiliğini alenen ifade edemeyen kişi ve kuruluşların faaliyetlerine öteden beri mesafeli duranlardan, iştirak etmeyenlerden ve hatta bunların mevcudiyetini fuzuli görenlerdenim.

Bu defa bir istisna oldu. TDAV’dan 7 Aralık 2013 cumartesi günü Turan Yazgan’ı anma ve Mustafa Cemil Kırımoğlu’na ödül verilmesi törenine davet mesajı gelince perşembe gününden bir heyecan sardı.

Çocukluk çağlarında ismini işittiğimiz, öldü haberiyle kahrolduğumuz, ülkücü ağabeylerimizin açlık grevleriyle destek verdiği Kırım Türklerinin efsanevi liderini görebilmek, Başbuğ çağlarındakilere benzer meserretli anlar yaşamak gönlümüzü hoş edecekti.

Birkaç gün önce de değerli ülküdaşımız Mustafa Kemal Günay, Başbuğ’un 16. Türk Federasyonu Kurultayı’nın görüntülerini paylaşmıştı. Orada da konuk Mustafa Cemil Kırımoğlu idi. Defalarca seyrederken iç çekip kendisini dünya gözüyle görmeyi niyaz ettik. Tevafuk oldu. Bir mani çıkmaması için dua ederek cumartesiyi iple çektik.

İstanbul’un keşmekeşinde bir günde en fazla bir iş yapılır. İşleri güçleri de ayarlayıp üç kişi yola koyulduk. Vezneciler’deki İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi konferans salonuna vasıl olduğumuzda salon hınca hınç dolmuştu. Görevli gençler yukarıya buyurun dediler. İsteksizce yöneldik. Fakat burası daha iyiymiş. Biraz uzak düştük ama yan kısımdan bütün salonu görme imkânı vardı.

İşte dev adam orada, en önde oturuyor. Eski çağlardan kopup gelmiş bir Türk kağanı gibi vakur, ciddi ve asude. Konuşmacıları dikkatle dinliyor, arada bir elindeki kitabı karıştırıyor. Bir Arap seyyahın konuk olduğu, saatlerce sohbet edip hayran kaldığı Türk kağanını tarif ettiği gibi, lüzumsuz bir harekette bulunmuyor ve başka bir işle meşgul olmuyor.

Sahnedeki konuşmacı profesör ben merkezli bir şeyler anlatıyor, arada çırpınır gibi hareketler yapıyor. Tercüman söylediklerini tercüme ediyor. Anlayabildiğimiz kadarıyla demirperdeyi tek başına bu arkadaş yıkmış.

Konuşma faslı bittikten sonra Mustafa Cemil Kırımoğlu belgeselinin özeti gösterildi. TRT tarafından hazırlanan bu belgesel gayet güzel. Ülkücülerin açlık grevinden bahseden gazete kupürü görünüyor.

Nihayet sahnede Mustafa Cemil Kırımoğlu. Daha altı aylık bebekken sürgüne gönderilen ve yetmiş yıllık ömrü büyük mücadelelerle geçen büyük dava adamı. Vefakâr insan, konuşmasında, yetmişli yıllarda Türkeş’in ismini duyardık, o bize güç verirdi, dedi. Bu sözleri bütün salon ayakta alkışladı. Birçok dinleyici gözyaşlarını tutamadı.

Konuşmadan sonra alt kata indik, dostlarla karşılaştık. Servet Somuncuoğlu’nun muhterem eşi Nevin Hanım da teşrif etmişlerdi. Mahcup olduk. Birkaç gün önce İdris Savaş merhumun arabasını işlemesi ve bakımı için teslim almış, biz de İsa Havakara beyle birlikte üçümüz ona doluşup gelmiştik. Kendisinin de üç dört vasıta değiştirerek buraya geleceğini aklımıza getirmemiştik. Dönüşte telafi ettik.

TRT programı canlı yayınladığı için salonun intizamı gayet düzgündü. Protokol bölümüne yakın basamaklar kordonla kapatılmış. Mustafa Kırımoğlu’na ulaşma konusunda baştan çok kararlıydık ama doğrusu tereddüt doğdu. Yanına varamazsak maksat hâsıl olmayacak, ne yapmalı.

Servet Somuncuoğlu’nun yardımcısı TRT prodüktörü değerli kardeşimiz Yasin beye, ‘Yasin ne yapacağız, nasıl elini öpeceğiz’ dedik. Ustasından epey feyz almış. Gülümseyerek, hiç tereddütsüz, kolay abi dedi, geçer gideriz evvelallah. O öne düştü, biz arkada kordonu atladık. Gidip büyük lider Mustafa Cemil Kırımoğlu’nun mübarek elini öptük. O kısacık anda gönülden gönüle muhabbet öylesine derindi ki…

Şükürler olsun. Allah uzun ömürler versin. Allah bütün Türk yurtlarına böyle yiğit, kahraman, imanlı, şuurlu, ülkücü liderler nasib etsin.

Mustafa Cemil Kırımoğlu akşam da bir televizyon programına katıldı. Türk Milleti büyük lideri tanıma ve uzun süre dinleme imkânı buldu. Başbuğun bir babanın oğluna sarılması gibi sımsıkı kucakladığı fotoğraf ne muhteşemdi. Baba oğul benzetmesi program esnasında arayan Muzaffer Demirbaş kardeşimize ait. Partide çiçek takdim ederken Başbuğ’un yine aynı şekilde gözlerinin içi gülüyordu. Kırım Türklerinin meseleleriyle yakından ilgilenen rahmetli arkadaşımız Kemal Çapraz da yâd edildi. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.

Aşağıda Başbuğun söz konusu kurultay konuşmasının giriş ve son bölümleri yer alıyor. Konuşmanın yaklaşık beşte biri. Bu konuşmanın tamamı günümüz meselelerine de ışık tutan bir seminer niteliğini taşıyor, neşredilse iyi bir hizmet olur.

Mustafa Cemil Kırımoğlu Başbuğun yanıbaşında, ellerini önüne kavuşturmuş, vakur ve müeddeb oturuyor. Kürsüye çıkan Başbuğ bir arslan gibi kükrüyor. Başlangıç faslında katılımcıları coşturan Ozan Arif geride el pençe divan duruyor.

Türk Milletinin büyük liderinin, Kırım Türklerinin liderine büyük teveccühat ve iştiyakla büyük mücahit, büyük dava adamı, büyük lider, büyük devlet adamı diyerek nasıl sevgiyle, saygıyla, taktirle takdim ettiğini görmek milli vicdan sahibi herkesi duygulandıracaktır. Son bölüm de Ülkücülüğün İslâm ile olan münasebeti hakkında öğüt ve ders verir gibidir.

Bugünkü duraklamanın temellerinde artık hasret kaldığımız bu tür büyük buluşmaları, bu güzel ananelerimizi terk etmemiz yatmaktadır.

İnşallah Türk Milliyetçiliği o samimi ve coşkulu ruha tekrar sahip olur, kutlu ve mutlu günlerine yeniden kavuşarak ihanet oyunlarını bozacak büyük bir güç haline gelir.

***

16. Büyük Türk Federasyonu Kurultayı’nda Başbuğ Alparslan Türkeş’in Mustafa Cemil Kırımoğlu ile ilgili sözleri.

Aziz dava arkadaşlarım,

Kırım Tatarlarının, kardeşlerimizin ve Kırım Milli Meclisinin çok kıymetli başkanı, büyük mücahit, büyük dava adamı, Türk Milletinin yetiştirdiği büyük lider, büyük devlet adamı, değerli Mustafa Cemil Kırımoğlu kardeşimiz,

Bosna Hersek’teki mücahit kardeşlerimizin temsilcisi olarak toplantımıza şeref vermiş olan, Bosna’dan gelmiş olan kardeşlerimiz,

Diğer yerlerden gelmiş olan kıymetli konuklarımız, değerli basın temsilcileri,

Türk Milletinin parlak, muhteşem yarınlarının kurucuları olan gençlerimiz, evlatlarımız, çocuklarımız,

Bugün Türk Federasyonunun 16. Büyük kurultayı dolayısıyla bu büyük salonda muhteşem bir kalabalık meydana getirmiş bulunuyorsunuz. Bu asil ve muhteşem toplantınız Türk Milletinin milli davasının, geleceğinin ümidini teşkil etmektedir. Hayırlı olmasını, kutlu ve mutlu olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

Muhterem dava arkadaşımız, Türk Milletinin yetiştirdiği büyük mücahit Mustafa Kırımoğlu beyefendinin bizi kırmayarak, federasyonumuzun davetini kabul buyurarak toplantımıza şeref vermelerinden dolayı kendilerine teşekkür ve minnetlerimi sunuyorum. Sağ olsunlar.

Mustafa Kırımoğlu Sovyetlerin Kırım Türklerine, Kırım Tatarlarına yapmış oldukları caniyane zulümlere karşı, Kırımlıların öz vatanı olan Kırım’a tekrar dönebilmeleri için çok kahramanca, çok şereflice mücadele vermiştir.

Yıllarca Sibirya’nın buz cehenneminde, komünistlerin toplama kamplarında her türlü baskıya, her türlü eza ve cefaya yiğitçe göğüs germiş, fakat milli davamızdan en ufak bir taviz vermemiştir.

Türk Milleti büyük bir millettir. Büyük insanlar yetiştirmiş, büyük liderler yetiştirmiştir. Son çağda da Kırım Türkleri arasından Mustafa Kırımoğlu gibi çok sağlam imanlı, ileriyi gören, çok değerli bir lider çıkarmıştır. Onun mücadelesi etrafında Kırımlı kardeşlerimizin elele vermeleri sonucunda Kırımlılar bugün öz vatanları olan Kırım’a büyük ölçüde dönmüşlerdir, dönmektedirler.

Kırım, Kırımlıların, Kırım Türklerinin, Kırım Tatarlarının toprağı, vatanıdır. Daima onların olacaktır. Ve ebediyete kadar da onların kalacaktır.

İkinci Cihan Harbinin sonunda zalim Stalin’in almış olduğu caniyane karar, binlerce Kırımlıyı oradan hayvan vagonlarına istif ederek Orta Asya’ya göndermeleri karşısında, bu haberleri aldığımız zaman yüreğimiz kanamıştı. Fakat daha o zaman ben, büyük Türkçü, milliyetçi olan Zeki Velidi Togan beğe, Nihal Atsız beğe, birçok arkadaşlarımızla konuştuğumuz zaman dedim ki; Kırım’da hiç Kırım Türklerinden kalmasa bile bir gün mutlaka oraya tekrar döneceğiz. Ve bugün Kırımlılar oraya tekrar geri döndü.

Onların ömürleri yetmedi, bunu göremediler. Ama Cenab-ı Hak bugün bize bunu görmeyi nasib etti. Şükürler olsun…

………

Allah’ımızın bu lütfuna karşı biz de layık olmalıyız. O’nun emrettiği şekilde, O’nun emirlerine uygun olarak, ihlaslı, imanlı ve O’nun rızasını kazanmayı hedef alarak milletimizin hizmetine, İslâm’ın hizmetine ve insanlığın hizmetine koşulmalıyız.

Cenab-ı Hak bizi ihlaslı yoldan, O’nun rızasını kazanacak şekilde çalışmadan, gayretten bizi ayırmasın. Bize yardım etsin. Gücümüzü takviye etsin. Ve inşallah, benim mübarek kabul ettiğim, temiz kalpli, iyi kalpli bir millet olduğuna inandığım milletimizin yüzünü ak etsin.

O halde sevgili ozanımız Arif beyin size söyleyip, sizden söz aldığı esaslar üzerinde hep beraber Allah rızası için, milli hedeflerimizi elde etmek için gayret edelim, çalışalım.

Gayret bizden, Tevfik Allah’tandır. Allah hepinize sağlık versin…

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,81 M - Bugn : 10383

ulkucudunya@ulkucudunya.com