Hangi aşamadayız?
Mahir KAYNAK 06 Ağustos 2008
Kapatma davasının sonuçlanması, Ergenekon soruşturmasının belli bir aşamaya gelmesinden sonra şimdi neredeyiz ve bundan sonra ne olabilir sorusuna cevap aramalıyız. Geleceğe dönük tahminler yapmamız için geçmişte neler olduğunu, bu gelişmelerde rol alan aktörlerin kimler olduğunu bilmemiz gerekir.
Bir ülkenin siyasetine yön veren güç odakları siyasi kadrolarını oluştururken belli bir yol izler. İstedikleri kişilerin toplumda önemli olmaları için onların kendi çizgilerini izledikleri zaman mevki, para ve şöhret sahibi olmalarını sağlarlar. Bu kişiler arka plandaki güç odaklarıyla doğrudan bir ilişki içinde değillerdir hatta varlıklarından haberdar olmayabilirler. Güç odaklarının dışında hareket edenler başarısız olmaya mahkumdur. Tanınmazlar, yetenekleri ölçüsünde değerli olamazlar.
Demokrasilerde yönetenleri halkın seçtiği doğrudur ama yarışa girecekler bu odaklar tarafından belirlenir. Bir lokantada yemek yerken istediğinizi seçersiniz ama mönünün dışına çıkamazsınız.
Genel kanı kapatma davasıyla Ergenekon soruşturmasının birbirinin karşıtı ve rövanşı olduğu yönünde olmasına rağmen bunlar aynı yönde ve birbirini tamamlayan eylemlerdir.AKP kapatılmamıştır ve ona karşıt olan Ergenekon örgütü, en azından, baskı altına alınmaktadır. Gelecekte ne olacağını tahmin etmek için şu anda kaybetmiş görünen tarafın yeni bir strateji izleyip izlemeyeceğini ve ne yapabileceğini öngörmek gerekir.
Olaylara ideolojik açıdan bakmıyorum ve çatışmanın laiklerle dindarlar arasında olduğunu düşünmüyorum. Ülkemizdeki gelişmelerde dış odakların önemli rol oynadığını söylemek isterdim ama sözlerim boğazımda düğümleniyor. Çünkü iç aktörlerin belirleyici olduğunu söyleyenlerin çoğunlukta olduğunu ve suçu hep dışarıda arayanlara ciddi bir tepkinin olduğunu biliyorum. Onlar ülkeye kendilerinin yön verdiğini düşünüyor ve küçümsenmek istemiyorlar. Ancak eğer gelişmelerde dış odaklar etkiliyse ve bunların incelenmesine karşı çıkıyorlarsa bu güçlerin kullandığı bir kamuflaja dönüştüklerini düşünmeleri gerekir. Bunu anlamanın kestirme yolu toplumda ön plana çıkan, ekonomi ve dış politikaya yöne veren kişilerin hangi mutfakta hazırlandığına bakmaktır.
Ülkede ön plana çıkanları kınamıyorum ve kötülemiyorum. Eğer bu duruma gelmek için başka bir yol yoksa herkes bu yolu seçmek zorundadır. Yani yemeklerle uğraşmak yerine mutfağı ele geçirmek gerekir.
Uluslar arası çatışmada iki araç kullanılmaktadır. Bunlar ekonomik operasyonlar ve terördür. Şu anda bastırılmış gibi görünen tarafın bu araçları kullanması beklenir. Önümüzdeki günlerde, özellikle Güneydoğu kaynaklı, terör eylemlerinde artış görülebilir ve ekonomik operasyonlara başvurulabilir.
Çatışan taraflar sistemin dışında değil içindedir. Dış odaklar birbiriyle müttefik görünenlerdir ve çatışma bunlar arasındadır. Kullandığım bir metodu paylaşmak isterim. Enerji hatlarının kontrolünde çatışma Rusya ile ABD arasında mı yoksa AB’nin bu hatlar üzerinde söz sahibi olması mı engellenmektedir? Mücadeleye bir de bu açıdan bakmakta fayda vardır.
