« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

27 Oca

2015

Yolsuzluklara yeşil ışık

Ali Yurttagül 01 Ocak 1970

Selam verdim, rüşvet değildir deyü almadılar /Hüküm gösterdim, faidesizdür deyü mültefit bulmadılar.

Dedim: Kanun uygulayıp teftiş etseler bu tuttuğunuzun yolu bulunur.

Dediler: Bu hesap, kıyamette sorulur.

Dedim: Dünyada dahi hesap olur, haberini işitmişiz.

Dediler: Ondan dahi korkumuz yoktur, kâtipleri razı etmişiz. (Fuzuli)

TBMM’nin yolsuzluk oylamaları divan edebiyatının büyük ustası Fuzuli ve Şikâyetname mısralarını anımsattı bana. Bu mısralar yolsuzluğun tarihin derinliklerinde de devletlû olanların tek değil, ama sık ve yaygın yakalandığı hastalıklardan biri olduğunu gösteriyor. Dünya siyasi coğrafyasına biraz yakından bakmak bu hastalığın sadece Türkiye’ye ve günümüze özgü olmadığını görmek için yeterlidir. Tarih ve günümüzün siyasi coğrafyası yolsuzluk hastalığının birçok ülkeyi, toplumu yok ettiğini, kaos ve iç savaşa sürüklediğini belgeler örneklerle doludur. Yolsuzluklar bir devlet aygıtının ilk ve en derin çözülme alametidir.

Yine tarihin derinliklerine veya günümüz dünya coğrafyasına baktığınızda, yükselen kültür ve devletlerin yolsuzluk gibi olgulara karşı derin ahlaki değerler ve sağlam idari denetimlerin işlediği toplumlar olduğunu görmek için yeterlidir. Hz. Muhammed’in “kızım bile olsa...” sözleriyle oylamalarda hatırlanması tesadüf olmadığı gibi, İskandinavya ülkelerinde toplumsal barış ve refahın şeffaflık gibi değerler ile yükseldiğini görürüz. Bu ülkelerde yolsuzluk idari yapıda alınan önlemler sayesinde zordur, toplumsal ahlak değerler ile de yüz kızartıcı bir olgudur. Son bir yıldır izlediğimiz, dört eski bakanın TBMM’de “aklanması” ile zirveye varan yolsuzluk soruşturmalarındaki görüntüler, Türkiye’de yolsuzluğun normalleştiğini, ahlaki değerlerin çöktüğünü belgeler niteliktedir.

Toplumun ezici çoğunluğu, AKP seçmeni de yolsuzluk olduğuna inandığı için oylama masumiyet belgesi olmayacak, vatandaş “bu ülkede artık büyük çapta yolsuzluklar bile soruşturulmaz” sonucunu çıkaracaktır. Devlet ve hükümet saflarında güç kaynaklarının sorgulanamaz, bir bakıma dokunulmaz oldukları inancı derinleşecektir. Bu algının yerleştiğini ve yaygınlığını gören yandaş kalemlerin “yolsuzluk, hırsızlık değildir” gibi yaklaşımlarla yolsuzlukları “önemsiz” kılmaları tesadüf değildir. “Önemsiz” algısından da tehlikeli, cümle aralarında sızdırılan, paraların ‘kutsal’ amaçlar için aktarıldığını savunan görüşler ise bundan sonraki olası yolsuzlukların ahlaki fetvası niteliğindedir. Ayakkabı kutularındaki, kasalardaki eritilemeyen paralar bunun en çarpıcı örneği olmuştu. Yandaş medya, paraların niçin banka hesaplarında olmadığını sorma gereğini bile duymadı. “Amaç kutsal ise her şey mubah” inancı yolsuzluk soruşturmalarında savunma hattı artık.

Devlet düzenimiz açısından TBMM oylaması ahlaki yıkımın idari boyutunu simgeler niteliktedir. Bu oylamadan sonra hiçbir polis, Maliye veya Sayıştay memuru, savcı veya hâkim güçlü konumda olan bir kişiye karşı yolsuzluk soruşturması başlatmayacaktır. Yolsuzluk ve suiistimal ne kadar derin olursa olsun, “paralel” suçlaması ile karşı karşıya kalma korkusu etkin olacaktır. “Paralel” söyleminin siyasi enstrüman yapılması bu yüzden tesadüf değildir. Yolsuzluğu soruşturmanın bir sonuç vermeyeceği inancı belirleyici olacak, memur “mey’us ü mahrum guşe-i uzletime çekildim” diyen Fuzuli gibi yolsuzluklar karşısında yılacak veya kendisi de “sisteme” uyacaktır.

Bu oylama ile AKP demokrasi, hukuk devleti, adalet gibi temel değerlerin inşası yönünde umut kaynağı olan bir siyasi parti olmaktan çıkmış, korku ve lider sultasının etkin olduğu bir yapıya dönüşmüştür. Bundan sonra AKP’nin kurumsal yıkımları derinleştirdiğini, hukuk devletini askıya aldığını, içeride ve dışarıda düşmanlar ürettiğini, toplumu gerdiğini, kutuplaştırdığını ve yolsuzluk bataklığında ANAP ve Doğru-Yol gibi yok olma sürecine doğru yol aldığını izleyeceğiz. Ahmet Davutoğlu hükümeti yolsuzluklarla yüzleşmek ve AKP için son şanstı, ne yazık ki bu oylama ile harcandı...

Zulm ile akçeler alup zâlim

Eyler in’am halka minnet ile

Bilmez anı ki itdüğü zulme

Görecekdür ceza mezellet ile

Müdde’âsı kim rızâ-yı ilâh

Ana hâsıl olur bu âdet ile

Cenneti almak olmaz akçe ile

Girmek olmaz behişte rüşvet ile (Fuzuli)

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,78 M - Bugn : 20570

ulkucudunya@ulkucudunya.com