« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

27 Oca

2015

BİR KÖTÜDEN ÖTEKİ KÖTÜYE GEÇMEYELİM

Mehmet Tezkan 01 Ocak 1970

Doğru, bizim parla- menter sistem kötü..
Doğru, güçler ayrılığı kâğıt üstünde.. Fiilen yasama yürütmeye ram oldu..
Yürütmenin başı, yasama organı da emrindeymiş gibi hareket ediyor.. Yasama da bir dediğini iki etmiyor..
Bu yeni bir durum değil.. 12 Eylül’den beri aynı.. 12 Eylül askeri rejiminin demokrasi anlayışının tezahürü..
Askeri rejim meclisin başına buyruk olmamasını, emir komuta zinciri içinde çalışmasını istemiş.
Askerlerin kurduğu sistemin adı otoriter demokrasi’ydi..
İstedikleri şuydu:
Sandıktan tek parti çıksın (35 yıldır kaldırılmayan yüzde 10 seçim barajının nedeni buydu )..
Tek parti hükümeti olsun.. O partinin meclis grubu hükümetin kontrolünde olsun.. O partinin genel başkanı çok geniş yetkilerle donatılsın.. Hem delegeleri hem milletvekillerini belirlesin.. Partisindeki çatlak sesleri sistem dışına atabilsin.. Milletvekilleri sırtını seçmenlerine değil genel başkanlarına dayasın..
*
13 yıldır iktidarda olan güçlü tek parti iktidarı yapının bozukluğunu açığa çıkardı..
Meclis iyice devre dışı kaldı..
O kadar ki; yürütme istediği yasa değişikliklerini torbaya atıp meclise göndermeye başladı.. Birbiriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan maddeler peş peşe oylanarak kabul edildi.. Meclis’in yasalar üzerindeki hakimiyeti sıfırlandı..
*
Bozuk yapının en son örneği rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında çıktı.. Komisyonun iktidar kanadı tek seçicinin iradesine boyun eğmek zorunda kaldı..
Lafı uzatmayalım bu sistem kötü..
Peki ne yapılmalı?
Otoriter demokrasi, çağdaş demokrasiye dönüştürülmeli..
Ne yapılmak isteniyor?
Kötü parlamenter sistem atılıp yerine kötü başkanlık sistemi getirilmek isteniyor..

Bayraktan hilali kim kaldırmak istedi?

Tamam anlıyorum; siyaset bir anlamda algı operasyonu.. Tamam anlıyorum; biz de siyaset yapmak birileriyle dövüşmek anlamına geliyor.. Tamam anlıyorum; iyi kavga eden siyasetçi makbul siyasetçi oluyor..
Ama söylenen sözlerin, ortaya atılan iddiaların da altının doldurulması gerekmiyor mu?
Söyle gitsin anlayışı eskidi..
*
Başbakan dün Diyarbakır mitinginde konuştu.. Lafı dönüp dolaştırıp bayrak meselesine getirdi.. Bayrak üzerinde sözü İslam’a getirdi.. Dini hassasiyetleri güçlü olan kesimlere İslam üzerinden seslenmeye çalıştı..
Özetle şöyle dedi:
“28 Şubat’ta birileri çıktı, hilal bayrakta İslam’ı temsil ediyor diye. Bir takım Türk ulusalcıları çıktı hilali kaldırmak istedi. Bazı Kürt ulusalcıları da bu aziz milleti bu bayrakla buluşturmamaya çalıştı. Bu al bayrak dünyada mazlumların bayrağıdır, tevhidin bayrağıdır.”
*
Valla, 28 Şubat’ta ay yıldızlı bayraktan ayın atılmak istendiğini ilk defa duydum..
Kim atmak istedi?
Kim böyle bir girişimde bulundu da başarılı olamadı?
Başbakan iddia ettiğine göre demek ki kim olduklarını biliyor?
Başbakan açıklamak zorunda.. Kimdi onlar?

Avrupalıya iş varsa Türkler neden işsiz?

Bazen siyasetçiler mukayesede sınır tanımıyor.. Abartmayı, biri iki göstermeyi seviyor..
Yine Başbakan’dan örnek vereceğim ama ne yapayım!..
Söylediklerine Yeni Akit gazetesi bile dayanamamış; kendi muhtaçken caka yaptığını yazmışlar.. Tribün politikacısı damgası vurmuşlar..
Başbakan ne demişti?
“ Sizlerin babaları dedeleri döviz göndermese Türk ekonomisi dururdu 70’li yıllarda. O kadar muhtaç durumdaydık. Şimdi Avrupa işsizlikten kırılırken, geçen yıl 1.5 milyon yeni iş üretebilmiş bir Türkiye var. Kriz esnasında 2008’den bu yana 6 milyon yeni istihdam üretmiş, istihdamda dünya rekoru kırmış bir Türkiye var. Artık o dönem bitti. Aksine eğer Avrupalıların işe ihtiyacı varsa, onlara iş kapısı olabilecek, yükselen büyük bir Türkiye var” demişti..
*
Dilin kemiği yok.. Demiş demesine de bu kendi yırtığını görmemek gibi olmuş.. Türkiye’nin en büyük sorunlarının başında işsizlik geliyor.. Yüzde 10.5.. Gençlerde yüzde 20’yi buldu.. Tarım dışı işsizlik yüzde 13’lere geldi..
Sormazlar mı? Avrupalılara iş verecek kapasitemiz varsa Türkler niye işsiz?
*
Şu da var.. Batıda iş gücüne katılma oranı yüzde 70 düzeyinde.. Biz de yüzde 51.. Yani onlarda her yüz kişiden yetmişi çalışmak istiyor bizde ellisi..
Biz de her yüz kişiden 70’i çalışmak istese işsizlik oranı ne olurdu?
Yüzde 20, 25, 30?. Kaç?

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,79 M - Bugn : 35588

ulkucudunya@ulkucudunya.com