Türkiye için hayırlısı olsun
Erhan Başyurt 01 Ocak 1970
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu seçim kampanyasını dün Çırağan Sarayı’nda yaptığı basın toplantısıyla başlattı.
Seçilen slogan ilginç: “Ekmek için Ekmeleddin… ”
Konuşmasına besmele ve Fatiha Suresi ile başlayan İhsanoğlu, “keskin uçlu” mesajlar vermekten kaçındı, uzlaşmacı yaklaşımları öne çıkardı.
Buğday tarlası ile çiftçi, “ekmek” mesajı ile tüm ülkenin ekonomik ve geçim sorunlarına gönderme yaptı.
Köşk’e çıkması halinde siyasi ve ekonomik istikrar, huzuru sağlama sözü verdi.
Başkanlık sisteminden değil parlamenter rejimden yana olduğunu vurguladı.
Polemikten kaçınıyor
Anayasa değişikliğinden yana olduğunu ama rejim değişikliğinden yana olmadığını kaydetti.
Seçilecek cumhurbaşkanının yetkililerinin değişmediğini, dolayısıyla Anayasa’nın ihlali anlamına gelecek bir yetki kullanımının mümkün olmadığını, icra yetkisinin Başbakan’da olduğunu kaydetti.
İhsanoğlu’nun Gazze çıkışı da ilginçti.
“Filistin konusunda tarafsız kalmalıyız” demediğini, “Arap dünyasında liderler arasında krizlerde tarafsız olmalıyız” dediğini ifade etti.
Kendisinin Gazze’yi birkaç kez ziyaret ettiğini ve bölgeye insani yardım götürdüğünü üzerine basa basa dile getirdi.
Yine Hamas ve El Fetih arasında çatışmanın sona ermesinde ve milli mutabakat hükümeti kurulmasında rolü olduğunu belirtti.
İsrail’in saldırılarından “gaddarca” diye bahsederken, Mescid-i Aksa’da Efendimiz’in Mirac’a yükseldiği yerde kıldığı namazı hiçbir şeye değişmeyeceğini kaydetti.
Prof. İhsanoğlu gerek “başkanlık” gerekse “Gazze” konusunda Başbakan Erdoğan ile direkt polemikler yapmadan, fikir ayrılığını ortaya koydu.
CHP, MHP, SP, BBP ve DP dahil tüm muhalif parti seçmenlerine ve toplumsal muhalif kesimlere hitap etmenin güçlüğünü yaşayan İhsanoğlu, gençlere yönelik de ilginç bir çıkış yaptı.
28 Şubat’ta genç kızların başörtülerine “sıkmabaş” denilerek içeri alınmamasına karşı çıktığını ve bedelini kürsüsünü kaybederek ödediğini belirten İhsanoğlu, bugün de “Gözlerinden sevgi fışkıran gençlere ‘çapulcu’ dedirtmem” diyerek tüm düşünce ve inanç hürriyetinden yana olduğunu ortaya koydu.
Prof. İhsanoğlu’nun kâğıda bağlı kalarak yaptığı kampanya açılış konuşması tutuktu. Prompter neden kullanılmadı anlamak mümkün değil.
Bunun dışında, slogan seçimleri yeterince cazip görünmüyor.
Dolaylı mesaj vermede ısrar ve polemik nedeni olacak açıklamalardan kaçınma hassasiyeti de kampanyanın etkinliğini düşürüyor.
Zaman dar para yok!
Cumhurbaşkanını halkın seçeceği bu ilk seçimde, aslında tüm adaylarda bir kampanya hazırlık problemi olduğu görülüyor.
Seçimin 2 ay gibi kısa bir döneme sıkışmış olması ve sınırlandırılan bağışların toplanmasındaki gecikmeler, genel seçimlere göre daha sönük ve temposu düşük bir siyasi yarış yaşanmasına neden oluyor.
Prof. İhsanoğlu da zaman darlığı ve maddi sıkışıklık konusundaki şikâyetlerini konuşmasında dile getirdi.
Ancak unutmamak gerek ki, bütün bu mazeretler sandık halkın önüne konulduğunda anlamını yitirecek.
Halk, ilk kez cumhurbaşkanını direkt katılımla belirlemiş olacak.
Belki bu seçimlerde görülen sorunlar, gelecek seçimler için tecrübe kaynağı olur ve çözümüne yönelik yasal düzenlemeler yapılır, siyasi stratejiler belirlenir.
Seçimin ilk turuna bir aydan az süre kalmışken bugünden söylenebilecek tek şey: Türkiye için hayırlısı olsun.
