« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

14 Tem

2014

Kör uçuş

Yavuz Baydar 01 Ocak 1970

'Eğer bu kardeşiniz seçilirse tarafsız cumhurbaşkanı olmayacağım. İki taraf var bir devlet, bir millet. Ben milletin tarafında olacağım... Devletin vitrinine vazo, saksı seçmiyoruz, cumhurbaşkanı seçiyoruz. Gerektiğinde cumhurbaşkanı Aydın, Ağrı’nın suyuyla da köprüsüyle de ilgilenecek, paralel yapısıyla da ilgilenecek.'

Başbakan Erdoğan'ın dünkü konuşması, seçilirse nasıl bir 'vizyon'la ülkeyi 'yöneteceğini' ifşa etmekte.

Daha ayrıntılı bir 'vizyon belgesi'ni de hafta sonuna doğru idrak edeceğiz, Allah'ın izniyle.

Ülkede ne kadar medeni cesaret ve vicdan sahibi, aklı başında insan varsa, bu seçimin popülizm ve boş vaat eşliğinde 'oy avı' için değil, siyaset üstü bir 'hakem' belirlenmesi amacını taşıması gerektiğini ısrarla söyleyip duruyor.

'Devletin tepesi öfke yeri, tarafgirlik yeri, ötekileştirme yeri değildir' diyordu İhsanoğlu geçen gün.

'Anayasamıza göre cumhurbaşkanı Türk devletinin başıdır. Siyasetin yeri partilerdir, meclistir.'

Dinleyen kim?

Bu ülkenin hâlâ bir anayasası var mı?

Ne anlatıyor bu Anayasa’nın 103'üncü maddesi? Cumhurbaşkanı yeminini...

Özetle ne diyor bu yemin?

Şunu:

Ben mi yanlış gördüm...

'Cumhurbaşkanı sıfatıyla... Anayasa’ya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye bağlı kalacağıma; milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma...'

'Tarafsızlıkla' mı?

Allah Allah?

Ben mi yanlış gördüm acaba?

Peki, ala-yı vala ile 'tarafsız olmayacağım' deyip duran siyasetçi, bu yemini nasıl edecek?

Hadi etti diyelim, bu yemini daha ertesi gün kırdığı vakit, biz ne yapacağız bu anayasa ihlali karşısında?

İtirazlara karşı halk adına hakemliği kim yapacak? Yemine bağlılık şartını sonuç alacak şekilde kim, hangi 'hakem' zat-ı alilerine hatırlatacak?

Ayrıca 'iki taraf var, biri devlet, öteki millet' ne demek?

Devlete gerek yok, bırakın bana, ben zaten yönetiyorum ve de yöneteceğim kafama göre mi demek?

Şunu görmemek elde değil:

Büyük çalkantılara dahi yol açabilecek, meşruiyet tartışmalarını daha alevlendirecek, iç istikrarı daha da sarsacak bir 'kaptım götürdüm' seçimine doğru adım adım gitmekteyiz.

Bir tarafta toplumsal bütünlüğü ve uzlaşma ihtiyacını vurgulayan bir hakem adayı var, öteki tarafta ise dur durak bilmeden ayrışmaları körükleyen, bölen, yabancılaştıran, ikna edemediği her kesimi alenen aşağılayarak, tehditler yağdırarak oy avcılığı yapan bir 'hakem' adayı.

Sırtını iktidar ayrıcalıklarına yaslayan siyasi holiganizm kangren gibi toplumu sarıyor.

En dehşet verici yanı...

AYM Başkanı Haşim Kılıç kibarca uyarıyordu önceki gün:

'Büyük bedeller ödenerek oluşturulan evrensel değerler küçülürken, nefret söylemleri ve eylemleri büyümektedir. Bu sebeple yaşanan hak ihlalleri en çok AYM’leri ilgilendirmektedir. Kamu gücünü ve imkânlarını kin ve nefretlerinin aracı olarak kullananları sınırlayacak tarafsız ve bağımsız bir yargı gücünün gerekliliğine olan inancımı belirtmek isterim.' Bunun tercümesi, 'hukuk ayaklar altına alındı'dır.

En dehşet verici yanı, dinin siyasette artık pervasızca bölücü, yeni hiyerarşi yaratıcı bir unsur olarak kullanılmasıdır.

Türkiye, böylesi bir 'sınır zorlama'yı asla yaşamamıştı.Orta yerde devasa bir 'suç ve cezasızlık' enkazı var ve yapmacık bir dindarlıkla bunu kapatmaya çalışanlar.

Arsızlık ve saldırganlık diz boyu.

Mehmet Altan'ın yazdığı gibi, 'Uludere’nin üstünü ört, Afyon’daki patlamanın üstünü ört, Reyhanlı’nın üstünü ört, Gezi’de işlenen cinayetlerin üstünü ört, Soma’nın üstünü ört sonra da 'siyaseti Allah için yaptığını' söyle.'

'Dini böylesine fütursuzca sömürürken sadece anayasa suçu işlemiyorlar, inandıklarını söyledikleri dini de lekeleyip kirletiyorlar. Kirlenmemiş tek bir değer, tek bir kavram bırakmıyorlar.'

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,99 M - Bugn : 22908

ulkucudunya@ulkucudunya.com