« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Tem

2014

Başlamadan bitti mi?

Yavuz Baydar 01 Ocak 1970

'Bizim için cumhurbaşkanlığı makamına çıktığımız zaman orası bir dinlenme makamı asla olamaz, olmayacaktır.'

Dünkü şaşaalı 'adaylık ilan ve kabulü' merasiminde Başbakan'ın bu cümlesi, cumhurbaşkanlığı yarışının neye dair olacağını özetlemekte.

İslami referanslarla süslenmiş, sadece Müslüman alemine ait bir misyonu ima eden; bitmek bilmeyen bir mağduriyet söylemine paketlenmiş konuşmanın, maçın 'hangi sahada geçeceğine' dair açık çağrı içerdiği belli.

Bu 'çerçeve'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü devre dışı bırakan bir yönü de var.

Daha başlamadan bitmiş bir maçtan mı söz ediyoruz?

Kamuoyu araştırmalarına bakılırsa, hükümet hizmetindeki nabız tutucuların dışındakiler de Erdoğan'ın galibiyetine kesin gözüyle bakmaktalar. ORC ve Genar yüzde 54-55 bandını, KONDA ve MAK da yüzde 51 dolayında desteği işaret ediyor.

Bu rakamlara bakıldığında 'iş bitti' denebilir.

Ama Türkiye gibi bir ülkede iki ay, özellikle bölgesel konjonktür bakımından pek çok şeyi etkilemeye de gebe. Bunu unutmayalım.

Ve rakiplere bakalım.

Selahattin Demirtaş'ın adaylığı, taktik boyutlar bir yana, Kürtler’in ülkede aldıkları siyasal ve sosyal mesafe açısından simgesel bir anlam taşıyor.

Tüm çalkantı, baskı, yaftalama ve eğip bükmelere rağmen sabit kalan PKK/HDP çizgisindeki Kürt oyları, 'devletçi' saplantıları aşamayıp iyice geride kalan CHP ve MHP karşısında pozisyon seçerek hem Erdoğan'a 'kapıyı aralık tut' diyor hem de CHP-MHP yönetimlerine de 'bize el uzatmazsanız, ebediyen yenilmeye mahkumsunuz' diyor.

İlk turda Demirtaş'a gidecek geleneksel BDP/HDP oylarında fire beklemeyin. Değişmeyecektir. Yüzde 6 dolayında oy Demirtaş'a gittiğinde ve dindar Kürt oyları da Erdoğan'da kaldığında, seçim sonucunu ne etkileyecek?

Bu noktada AKP dışında SP ve BBP gibi partilerde kümelenen dindar oylarla Cemaat oylarının İhsanoğlu'ya kayacağını öngörmek mümkün.

İhsanoğlu’nun işi çok zor

Hiyerarşi ve sadakat boyutunu dikkate alırsak, MHP'de ciddi bir oy bölünmesini de beklememek gerekir.

Buradaki sorun, son 12 değil, son 25 yılın müzmin sorunu olan CHP'de.

Net seçilmiş, kılçıkları ayıklanmış, umut vadeden bir siyasi çizgi yerine, baş rakibinin tercihlerine ayarlı bir tepkiselliği benimsemiş CHP'nin, seçmenini İhsanoğlu konusunda ikna edip edemeyeceği belli değil.

Aslında, MHP tek başına İhsanoğlu'nu aday gösterse, CHP de aynen AKP'de Erdoğan'ın yaptığı gibi parti içi istişare ile kendi adayını sıfırdan belirlese daha sağlıklı olacaktı.

Bu durumda, ikinci tura kalması en muhtemel olan İhsanoğlu'na CHP oylarının bir nevi 'ehven-i şer tercih' olarak yönlendirilmesi kolaylaşabilirdi.

Ters tepen, 'Yönetimimiz kapalı kapı ardında İhsanoğlu'nu seçti, size uyar mı' sürecinin kendisi olmuştur.

Bunun sonucunda katı ultra-laik şehirli oylarla, hoşnutsuz Alevi oylarının ikinci turda -eğer oraya kalırsa- boykota gideceğini de öngörebiliriz.

Kürtler’i bir yana bıraksak bile İhsanoğlu'nun işi çok zor.

Erdoğan ve Demirtaş'ın kampanyada neler söyleyeceğini az çok biliyoruz.

Erdoğan, Ramazan şu bu demeden korkutma odaklı, tehditkar, hamaset dolu nutuklarına devam edecek; 'ey ahali, aslında sizin muhalefete ihtiyacınız yok, yargıyı medyayı şahsıma bağlayayım, bırakın ülkeyi rahatça yöneteyim' diyecek.

Demirtaş, konuşmalarını Kürt meselesi ve bölgesel çalkantılara odaklayıp sol oylara oynayacak.

Peki, İhsanoğlu?

Neyi temsil ediyor? Mevcut rejim yapısının eski reflekslere göre korunmasını mı? İyi kötü bir denge-denetim kurgusunun devamını mı?

Yoksa Erdoğan'ın kişisel ihtiraslara odaklı vaatlerini, toplumsal uzlaşma ve demokratlık üzerine oturtulmuş bir söylemle aşma çabalarını mı?

İhsanoğlu neyi, hangisini söyleyecek? CHP ve MHP çerçevesinde sınırlı kalırsa, açık farkla kaybedecektir.

Ama hukuk devleti ve anayasa vurgusunu, o çerçeveyi aşarak, yeni, ileri vaatlerle yaparsa, belki bir rüzgarı başlatabilecektir.

O rüzgarın Gül'ü de bellidir.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,79 M - Bugn : 29034

ulkucudunya@ulkucudunya.com