« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

25 Mar

2014

Twitter’ı da gerçekleri de yasaklayamazsınız

Mehmet Kamış 01 Ocak 1970

Yolsuzluk ve kanunsuz işlerin birer birer ortaya çıkmasından yılmış bıkmış bir Başbakan, bunlarla baş edebilmenin tek çaresinin daha sıkı bir rejimden geçtiğini düşünüyor olmalı ki, internet yasaklarından sonra Twitter’ı kapatıp kökünü kazıma çalışmalarına başladı.

Oysa bize ne vaatler vererek yüzde 50 oy almıştı. Yeni bir anayasa, yeni ve özgür bir ülke, çağdaş bir demokrasi vs. vs. vs... YouTube’u yasaklayan devleti değiştirecekti güya. Bugün geldiğimiz noktada Başbakan, özgürlüğün artık kendi iktidarını tehdit eden bir argümana dönüştüğünü görüyor. Bu durum onu bir hayli tedirgin etmiş olacak ki, her geçen gün özgürlüklerimiz birer ikişer geri alınıyor. Başbakan’ın hayalindeki ülkede, kimse konuşmayacak, medya onun kamuoyuna açıklamadığı hiçbir şeyi yazmayacak, Twitter ya da Facebook denen sosyal medya yasaklanacak, olanlar hep gizli-saklı kalacak ve böylece siyasi operasyon da yapılmamış olacak. Başbakan, herkesin gözlerinin içine baka baka 2 saatte 11 yalan söyleyecek, ama karşısındaki gazeteciler gerçekleri bilmelerine rağmen itiraz etmeden başlarını sallayacak. Ülkenin medyası sadece bu tip gazetecilerle dolu olacak.

Sorunun temeli demokrasiyi anlama biçimimizden kaynaklanıyor. Bir kısım insanların sürekli olarak, ‘iyi de yolsuzluk operasyonları niye şimdi yapılıyor’ gibi sorularının altında da devlete ve demokrasiye bakış açımızdaki sakatlık yatıyor. Demokrasi, seçilmiş insanların yasalara ve hukuka göre devleti yönetmesi ve kamunun malını en şeffaf şekilde kullanılması değil midir? Ne kadar seçilmiş olursa olsun hiç kimse kanunda yazılmayan bir şekilde devlet yetkisini kullanarak mal edinemez, servet sahibi olamaz. Böyle bir yolla zenginleştiği ortaya çıkan hiç kimse o ülkede yöneticilik yapamaz. Seçilmek demek her şeyin üstüne çıkıp layüsel bir makam elde etmek demek değildir. Bu açıdan baktığınızda herkesin görevi, yönetenlerin kanunsuzluklarını, hukuksuzluklarını, adaletsizliklerini, yetim malı yemelerini ortaya dökerek bunlara engel olmaktır. Hiçbir demokraside yolsuzlukları ortaya çıkardığı için kamu görevlileri şeytanlaştırılmaz, yolsuzluğu dile getiren gazeteciler işlerinden atılmaz. Bu gazeteciler Batı ülkelerinde Pulitzer ödülleriyle ödüllendirilirler. Bu tür siyasi operasyonlardan korkan yöneticiler de hırsızlık yapmaya cesaret edemezler. Eğer siyasi operasyonlara maruz kalmak istemiyorsan bunları yapmayacaksın. İşte demokrasi bu kadar basit bir mekanizmayla çalışır.

Bir sürü kriminal işe girdiği anlaşılan hükümet, apar topar Twitter’ı yasaklayarak sıkıntıdan kurtulacağını zannediyor. Oysa bilinmelidir ki, Twitter yasaklanamaz. Enver Hoca’nın Arnavutluk’u gibi bir devlete dönüşseniz de, Kuzey Kore gibi tepeden tırnağa otoriter bir yapıya bürünseniz de Türkiye’yi dünyaya kapatmaya gücünüz yetmez. ‘Twitter’ın mivittırın kökünü kazıyacağız’ dediğiniz günün akşamında kapatsanız ya da kapattığınızı zannetseniz de gerçekleri değiştiremezsiniz. Kapattım dediğiniz gün, atılan tweet sayısı neredeyse iki katına çıkar. Çünkü sizin yasaklamalarınız bugünkü teknolojik imkânların umurunda değildir. O yasağı delmenin yüzlerce yolu anında bulunur. Yasakladığınızı düşünürsünüz ancak sadece kendinizi dünyaya rezil ettiğinizle kalırsınız. Yarın Facebook’un, Instagram’ın kökünü kazımaya kalktığınızda da bugünkü gibi komik duruma düşersiniz. Unutmayın ki; teknoloji, bütün bu yasakları anında çöpe atabilecek yetkinliğe çoktan ulaştı.

Twitter’ı niye kapatmak istediğiniz belli! Çünkü bu gibi mecralar gazete ve televizyonlar gibi satın alınamıyor, işvereni tehdit ve şantajla korkutulamıyor, kontrol altında tutulamıyor ya da yazarları satın alınamayacak kadar çok oluyor. Yolsuzluklarınızı ve kanunsuzluklarınızı pervasızca(!) yayınlıyorlar. Yani mesele kimsenin konuşamadığı yerde siyasi operasyona maruz kalmamak değil, mesele herkesin özgürce konuşabildiği yerde, herkesin kamu harcamalarına ulaşabildiği yerde alnı açık başı dik gezebilecek dürüstlükte olmaktır. Ülkeyi bu prensipler ışığında yönetebilmektir. İzlenecek yol da bellidir; siyasi operasyon yemek istemiyorsan hiç kimseye malzeme vermeyeceksin.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,93 M - Bugn : 18850

ulkucudunya@ulkucudunya.com