AHMED VESİM PAŞA
01 Ocak 1970
(1824-1910) Son Osmanlı kaptan-ı deryâsı, Bahriye nâzırı ve hattat.
Tersâne-i Âmire kereste mahzeni emi¬ni Mehmed Reşid Efendi'nin oğludur. İstanbul'da Yeniçeşme'de doğdu; sıbyan mektebinde okuduktan sonra özel ho¬calardan Farsça öğrendi.
Damad Halil Paşa'nın ikinci kap¬tan-: deryalığı sırasında (1843-1845) mü¬lâzım oldu, 1848'de yüzbaşılığa yükseldi. Bundan sonra çeşitli gemilerde zâbitlik, süvarilik ve kumandanlık yaptı. 1850'de İngiltere'ye gönderildi; on altı ay kadar orada bilgi ve görgüsünü arttırdı; dönü¬şünde donanmada topçu öğretmeni oldu. Kırım Harbi sırasında (1853-1856) or¬du ve donanmanın her türlü ihtiyacını temin ettiği gibi Sivastopol önlerinde gösterdiği başarı sebebiyle de Kırım imtiyaz nişanı ile mükâfatlandırıldı. Ayrıca bu hizmetleri dolayısıyla kendisine müt¬tefik İngiliz ve Fransız donanma kuman¬danlıkları tarafından takdirname veril¬di (1856). Ertesi yıl binbaşı oldu ve veli¬aht Abdülaziz'e tahsis edilen Peyk-i Şev¬ket vapurunun süvariliğine tayin edildi. 1859'da miralaylığa yükseltilerek sahil muayene memuriyetiyle görevlendiril¬di. Bu sırada altı ay kadar Rus amira¬li Pedakof ile Karadeniz limanlarını do¬laşıp haritalarının yapılmasında onun¬la birlikte çalıştı. Abdülaziz'in tahta çık¬ması üzerine onun yaveri oldu (1861). Bir süre sonra Mekke Emîri Şerif Ab¬dullah Paşaya nişan ve hediye götür¬mek üzere Hicaz'a gönderildi. Bu ziya¬reti esnasında Hac farizasını da yerine getirdiğinden Hacı Vesim Paşa diye de anılmıştır. Sultan Abdülaziz'in Mısır se¬yahati sırasında da onun yaverliğini yap¬tı (1863). 1865 yılı başlarında önce Mec- lis-i Bahrî âzalığına, ardından da reisli¬ğine getirilerek vezir rütbesiyle kaptan-ı deryâlığa tayin edildi. Dört buçuk ay ka¬dar süren bu görevinden Sadrazam Fu- ad Paşa'nın donanma masraflarını kıs¬ma teklifine karşı çıktığı için azledildi. Bundan sonra Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye âzalığı (1867), Bahriye Meclisi ikinci reisliği gibi görevlerde bulundu. Yine bu sırada ikinci defa kaptanpaşa- lığa getirildi. Donanma başkumandanı olarak katıldığı ve dokuz ay süren Girit ablukası esnasında âsilere ait bir vapu¬run ele geçirilmesini temin ettiği için takdirname aldı. Tekrar tayin edildiği Meclis-i Vâlâ'nın Şûrâ-yı Devlet'e çevril¬mesi üzerine (1 Nisan 1868) görevinden ayrılarak dokuz yıl kadar boşta kaldı. 1877-1878 Osmanlı-Rus harbi sırasın¬da Tuna İdâre-i Nehriyye kumandınlığı- na getirildi. Bir müddet sonra Karade¬niz Boğazı muhafızlığı ile Bahriye ku¬mandanlığına, ilâveten liman muhafız¬lığına tayin edildi. Bahriye Nezâreti'nin kurulmasından sonra 20 Haziran 1878'-de Sultan Abdülhamid tarafından Bah¬riye nazırlığına getirildi. Padişahın do¬nanmanın silahsızlandırılması teklifini kabul etmediği için görevinden alınarak evinde ikamete mecbur edildi (1879).
Aynı zamanda hattat olan Ahmed Ve¬sim Paşa'nın on beş yıl kadar süren bu müddet zarfında sekiz mushaf yazdığı bilinmektedir. Mevlevi tarikatına men¬sup olan Ahmed Vesim Paşa, 8 Rama¬zan 1328'de (13 Eylül 1910) Üsküdar'¬daki yalısında vefat etti ve Üsküdar Mevlevîhanesi Türbesi'ne defnedildi.
Ahmed Vesim Paşa askerî ve idarî çeşitli çalışmaları, tok gözlülüğü ve açık sözlülüğü ile bilhassa Abdülaziz'in tevec¬cüh ve itimadını kazanmıştır. En önem¬li hizmeti, donanmanın güçlendirilme¬sinde ilk zırhlı gemilerin sipariş edilme¬sini temin etmesi ve Osmanlı donanma¬sının onun zamanında dünyanın üçüncü büyük deniz kuvveti haline gelmesidir.
Hattatlığının yanı sıra resim ve mûsi¬ki ile de meşgul olan Ahmed Vesim Pa¬şa devrindeki sanatkârlarla dostluklar kurmuştur. Süheyl Ünver, yazdığı mus- hafların tezhibini de Vesim Paşa'nın yaptığını, bugün Deniz Müzesi'nde bu¬lunan Kur'ân-ı Kerîm'in rokoko tarzın¬daki süslemelerinin ve Kâbe minyatür¬lerinin ise yakın dostu ve Sultan Abdül- mecid'in başmüzehhibi Sâlih Efendi ta-rafından yapıldığını bildirmektedir. Yaz¬dığı mushaflardan bir diğerini Eyüp Sul¬tan Türbesi'ne hediye etmiş, bu mushaf daha sonraları Vakıflar Genel Müdürlü- ğü'ne intikal etmiştir.
Ahmed Vesim Paşa'nın kızının dama¬dı Sabahattin Volkan'dan alınan belge ve bilgilerden, yağlı ve sulu boya resim¬leri yanında çakı ile oyarak baston, si¬gara ağızlığı gibi eşyalar yaptığı öğre¬nilmiştir. Eserlerinden bazı örnekler Sa¬bahattin Volkan'ın koleksiyonunda bu¬lunmaktadır.