« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Haz

2012

PROF DR. MEHMET ERÖZ´Ü ANARKEN

Mustafa Çezik 01 Ocak 1970

Ölümünün 23.yılında bir büyük bilim adamının inançlı ve milliyetçi hemşehrimiz Prof Dr. Mehmet Eröz´ün ailesi kadar yakın olan benim onun bir belgeselini hazırlayıp çok sevdiği ilçesinin kütüphanesine veremediğim için kendimi borçlu hissediyorum.
Zira kısa süren 54 yıllık ömrünün 40yılını birlikte geçirdiğimiz değerli insanın hayat kareleri içine sığdırdığı o kadar çok bilgiler olaylar, eserler ve anılar var ki, bütün bunları kütüphanenin raflarında bulunması gerekirdi.
Bunu, kendini tanıyanlarla, fikirlerini, ülkel erini benimseyen yazar arkadaşlarımızla birlikte yapmak boynumuzun borcu olacaktır.
Mehmet Eröz´le Ortaokul yıllarında başlayan bereberliğimizin öyküsü ölümüne kadar sürmüştür. Hayatımda, fikri yönelişimde Onun çok önemli katkıları olmuştur. O benim uzun süren arkadaşlığı mın dışında öğretmenimdi, ülküdaşımdı, sırdaşım dı. İstanbul´u onunla tanıdım, onunla yaşadım, sevdim. Kitap ve Tütüphane alışkanlığımOnunla başlamıştı. İstanbul Üniversitesi, Beyazin Süleyma niye, Kocaragıp paşa kütüphaneleri onunla tanıştım. Sahaflarda tozlu eserler arasında eski bir kitabı bulmak için nasıl çalıştığını dün gibi hatırlıyorum. O bütün tahsil ve akademik hayatı boyunca hep kültürü soludu, Hep okudu, hep inceledi, hep ideali ve düşüncesi doğrultusunda eserler vermeye, insanlar yetiştirmeye çalıştı. Yine ideali uğrunda çok zahmetler çekti, çok çalıştı.
1940’lı yılların ortalarında ikimisde orta okul daydık. O yıllar çok zor yıllardı. 2. Dünya harbi geride çok büyük ekonomik ve sosyal olumsuzluklar bıraka rak bitmişti. Ekmeğin ve bazı temel gıda maddelerin karne ile dağıtıldığı oyıllarda Söke´de ortaokul bile yoktu. Bizler ilçenin ileri gelenlerinin kurduğu ortao kulda okuyorduk. Bu okula yıllık 200 liraya verebili cek Aile sayısı parmakla sayılacak kadar azdı. Aile lerimizin fedekarlığı ile burada okuduğumuz için bizler şanslışdık.
Mehmet Eröz benden bir sınıf öndeydi ama aynı mahallede oturduğumuz için birbirimize yakındık. Bu yakınlık lise ve üniversitede fikir yakınlığı dönüştüğü için dostluğumuz daha çokm pekişmişti.
O 1947 yılında Aydın´da lise ve ticaret lisesi açıl madan önce mezun olduğu için çevredeki en yakın Manisa Lisesine kaydoldu. Ama, çeşitli nedenlerle devam edemedi.Söke´ye dönerek, Bugün üzereninde Büyük bir mahalle ve Adliye Binasının kurulduğu arazide çiftlik yaptı, Hayvan besledi . Ama yapmadı ve yapamadı ertesi yıl Aydında öğretime açılan Ti caret Lisesine kaydoldu.Ben lisedeyim kader bizi en az 35-40 yıl devam edecek bir bereberliğimizi başlatmıştı. Hergün trenle devam ettiğimiz liseli yıllarımız oldukça zorlu geçmişti.
Yüksek tahsil için bugün Marmara üniversite sinin olduğu yerdeki Yüksek Ticaret okuluna kaydını yaptırmıştı. Ben ise Ankara üniversitesi kimya mühendisliğini kazanmıştım. Onun ısrarı ve kendi isteğimle yılımı kaybederek İstanbul´a önce Hukuk Fakültesine, ertesi yıl eczacılığa girmiştim.
İstanbul Mehmet Eröz´le daha güzel ve daha manalıydı. Onun sayesinde o yıllarda devre arkadaşlığımız olan Nevzat Yalçıntaş´la tanışmıştık. Eröz kültür camiasının içindeydi. O´nun gittiği kültür mekanlarına bende giriyordum.
Eminönü halkevi, Marmara lokali Fatih´teki Aksokelilerin salonu bizim mekanlarımızdı. Her hafta bir bilim adamını, yazarı, tarihçiyi dinliyorduk. Nihal Adsız´ı Peyami Safa´yı mükremin Halil hocayı, Nurettin Topcu´yu Necip Fazıl´ı İsmet tüm Türk´ü bu lokallerde tanıdım ve dinledim.
Mehmet Eröz´ün önü alınmaz ilim yapma merakı kendisi için gerek maddi ve gerekse manevi yönden zorluklar getirmişti. Ama bu zorunluluklar kendisini yıldırmadı. 1941 yılında müfettişliği bırakarak, Ticaret Lisesi çıkışlı olduğundan yüksek tahsil diplomalı olduğu halde liselilerle birlikte vefa lisesinde fark imtihanlarına girmişti. Sosyoloji kürsüsün de Asistan olmasıyla Akade mik hayatı başlayan Mehmet Eröz günün denilebilirki 24 saatini çalışarak geçirmişti. Sosyolaji çalışmalarını iki eksende değerlendirerek bu konularda esereler vererek akademik kariyerini tamamlamıştır.
Bu iki konu : Yörükler ve Alevilerdir. Beklide bu konuları seçişinde aile yaşantılarının bu kesim insanlarla yan yana olmasından ileri geliyordu. Nitekim ilk doktora tezini 1965 yılında

´´Yörüklerinin ikdisadi ve ictimai teşkilatı “eseriyle vermişti.bu çalışmaların uzun süren bir araştırma sonunda hazırlamıştı.. Doğu Anadolu köy adları üzerine sosyolojik araştırmayı da bereber yapan Mehmet Eröz Doğu, Güney doğu Anadolu ve Akdeniz yöresi ve dağlarında elindeki Teyp ve kameralarla bilimsel ve tatbiki araştırması bir çok bilinmeyen gerçekleri ortaya çıkarmıştır. “ Doğu Anadolu nun Türklüğü “ çalışması isminin önüne DOÇENT sözcüğünü getirmiştir.
Mehmet Eröz Profesör olduktan sonra” Hiristiyanlaşan Türkler “ eseri 1071 yılından öncede Anadolu´da Türklerin bulunduğu, bunların bıraktığı yöresel kültürün, mimarının hiristiyanları nın sahiplenmesinin tarihi yanılgı olduğunu belirtmiştir.
Ayrıca Kültür Bakanlığınca 1990 yılında İkinci baskısı yapılan Prof Dr. Mehmet Eröz´ün 1977 yılında basılan “ Türkiye´de Alevilik ve Bektaşlık eseri tamamen Alevilerin hayatları, Kültürleri yerinde incelenerek hazırlanmış bir şah eserdir. Hak arasında yanlış bilinen alevi ve Bektaşi Yaşayışı tarihi tesbitlerle düzeltilmiştir.
Milli Kültürümüz ve Meselelerimiz sosyolojik gerçekleri göstermesi bakımından önemli bir eserdir.
1974 yılında değerli hocanın uzun araştır ması ve incelemesi sonunda yayınladığı “Marksizm, Leninizm ve Tenkidi “ eseri bilimsel dayanağı olan ideali bir yayını olarak kendi ismini sonsuza kadar duyuracaktır.
Prof Mehmet Eröz sadece Kitaplarıyla değil, Davet edildiği illerdeki ve üniversitelerdeki bilimsel konuşmaları, makaleleri yalnız Söke´ye değil, Türk bilim ve sosyolaji camiasına onur verecek niteliktedir.
Mehmet Eröz´e bu şevki kendi çalışması kadar görev yaptığı İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyoloji kürsüsü başkanı Merhum ORD. PROF DR Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu´nun inkar edilmez katkıları vardır.
Çok yakından tanıdığım Prof Dr Mehmet Erol çocukluğundan başlayarak ölünceye kadar sade bir hayat yaşamıştır. Orta halli bir ailenin çocuğu olduğunu hiç unutmadı zamanını ve harcamalırını hep ona göre yaptı. Yaşayışı ve hayat tarzı, Düşüncesi hep milliydi, hep toplumcuydu, paylaşımcıydı.
Söke´nin birçok yetişkin yetiştiren insanların başında Prof Dr Mehmet Eröz gelmektedir.Söke´de isminin yazılı olduğu bir cadde yada sokak varmıdır ? Bilemiyorum.
Yoksa Belediye Başkanımızdan bunu hemşehrileri adına istiyorum.
Ayrıca, yetişen değerli Paşamız Kor General Eyüp Kaplan´ın himayeleriyle geçen yıl yeni baştan tamir edilen serçin İlköğretim okulunun isminin “ Mehmet Eröz İlk Öğretim Okulu “ olması hem ailesini, hem köylülerini hem de Söke´lileri mutlu edecektir.
20 Haziran 1986 tarihinde kaybettiğimiz bu değerli insanın ve Arkadaşımın huzurunda saygıyla eğiliyor. Hatıralarını özlemle rahmetle anıyorum
RUHU ŞAD OLSUN

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,80 M - Bugn : 1226

ulkucudunya@ulkucudunya.com