« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

26 Ara

2006

Sarıkamış’ta 40 bin asker şehit oldu

01 Ocak 1970

Sarıkamış Harekâtı’nda esir düşen İsmail İrfanoğlu’nun savaş ve esaret anılarını kitap haline getiren oğlu Ahmet Rıza İrfanoğlu, Sarıkamış’ta ölen Türk askerinin toplam sayısının 40 bin civarında olduğunu söylüyor.

“Trenle, kuzeye doğru, uzun bir yolculuk başladı. Nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Yolculuğun sonunda çok büyük bir şehre geldik. Burasının Kazan şehri olduğunu öğrendik. 1915’in şubat ayındayız. Kazan, soğuk bir yerde. Tiflis’ten gelinceye kadar pek bir şey hatırlamıyorum. Zira savaşın vermiş olduğu bitkinliği henüz atlatamamıştık. Kazan’da trenden indik ve bazı ihtiyaçları giderecek alışveriş ettik. Tekrar trene bindirildik. Sibirya’ya gitmek üzere tren yola çıkarıldı.”

Bu sözler Birinci Dünya Savaşı’nda Allahüekber Dağları’nda savaşan ve on binlerce Türk askerinin hayatını kaybettiği Sarıkamış’ta esir düşüp Sibirya’ya gönderilen İsmail İrfanoğlu’na ait. 1961’de ölen İrfanoğlu’nun savaş ve esaret yıllarında yaşadıkları oğlu Ahmet Rıza İrfanoğlu tarafından kitap haline getirildi. İsmail İrfanoğlu’nun, 1935-45 yılları arasında memleketi Rize’de din adamı olarak görev yaptığı sırada anlattığı anıları, yakın tarihimizde çok önemli bir yere sahip olan Sarıkamış Harekâtı’na da ışık tutuyor.

Ahmet Rıza İrfanoğlu, “Allahüekber Dağları’ndan Sibirya’ya” adlı kitabında, molla olarak yetişen babası İsmail İrfanoğlu’nun, din adamlarının orduya katılması zorunlu olmamasına rağmen gönüllü olarak nasıl Enver Paşa’nın komutasında yer aldığını, Allahüekber Dağlarını alışlarını, Sarıkamış’ta ölen binlerce askerin arasından nasıl kurtulduğunu, ardından yakalanıp esir olarak Sibirya’ya gönderilişini ve orada yaşadığı 4 yıl boyunca başından geçenleri anlatıyor.

Yazarın üzerinde en çok durduğu konulardan biri Sarıkamış’ta alınan büyük yenilgi ve kaybedilen on binlerce Türk askeri. İsmail İrfanoğlu anılarında, harekâttan önce kurmay heyetin şiddetli soğuk, cephane yetersizliği ve açlık gibi önemli olumsuzluklar sebebiyle uyarıda bulunduğunu; ama Enver Paşa’nın hiç kimseyi dinlemeyerek Sarıkamış’a harekât emrini verdiğini söylüyor. 9, 10 ve 11. Kolorduların, Allahüekber Dağları’ndan hareket ederek Sarıkamış’a ulaşmaya çalışırken, pusuya yatmış Rus askerlerinin saldırısı ve soğuk yüzünden çok önemli kayıplar verdiğini söyleyen İrfanoğlu, kendisiyle birlikte çok az kişinin kurtulduğunu belirtiyor.

Sarıkamış Harekatı’yla ilgili tartışmaların odağında ise ne kadar askerin şehit olduğu konusu yer alıyor. 90 bin rakamını abartılı bulan tarihçiler bu sayının 35 bini geçmeyeceğini iddia ediyor. Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. Yavuz Özdemir ve Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu gibi bazı tarihçiler bu sayının cumhuriyetin ilk yıllarında milli duyguları artırmak için propaganda aracı olarak kullanıldığını ileri sürüyor. Ahmet Rıza İrfanoğlu da bu görüşü paylaşıyor. 90 bin rakamının 1914-1920 yılları arasında Birinci Dünya Savaşı ve ardından Ermenilere karşı verilen Kars savaşı sonucu ölen kişi sayısına denk gelebileceğini belirten Ahmet Rıza İrfanoğlu, Sarıkamış’ta ölen Türk askerinin 40 bin civarında olduğunu düşünüyor.

Bolşevik İhtilali sırasında Rusya’dan kaçış

İsmail İrfanoğlu anılarında, sürgün yılları boyunca, Türk esirlerinin başına din adamı olarak nasıl atandığını ve Rusya’daki aile yaşamı ile kültürel hayatı öğrenme şansına sahip olduğunu da anlatıyor.

Dört yıllık esaret sonunda 1917’deki Bolşevik İhtilalini fırsat bilerek Rusya’dan kaçan İrfanoğlu, kaçış sırasında Bolşevik lider Lenin’in yandaşları tarafından yakalanıp kurşuna dizilmek istendiğini ama Türk askeri olduğu anlaşılınca serbest bırakıldığını anlatıyor. Kitabın sonunda ise İsmail İrfanoğlu’nun, yaşadığı onca olaya rağmen hiç yara almadan memleketi Rize’ye dönmeyi başardığı ve hayatının kalan kısmında hem ticaretle uğraştığı hem de din adamı görevini yerine getirdiği belirtiliyor.

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 128,51 M - Bugn : 19715

ulkucudunya@ulkucudunya.com