« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

24 Tem

2022

Tanburî Cemil Bey

1873 – 29.07.1916 01 Ocak 1970

Ünlü besteci ve tanbur sanatçısı Mesut Cemil’in babasıdır. Üç yaşındayken babasını kaybeden Cemil Bey, amcası Refik Bey’in himayesinde büyüdü. Rüştiyeye (ortaokul) devam ederken amcasının çocukları ile birlikte özel hocalardan Fransızca dersleri aldı. Refik Bey’in ölümü üzerine, amcasının oğlu olan Bakırköy kaymakamı Mahmud Bey’in evine yerleşti. Genç yaşında ünü gittikçe artan Cemil Bey, hatırlı kimseler tarafından mûsikî toplantılarına çağrılıyorsa da; disiplinli, geleneklere bağlı, düzenli yaşamayı seven amcası Mahmud Bey yeğenini bu davetlerin çoğuna göndermiyordu. Ancak, öğrenimini ihmal etmemesi için dersleri ile ilgileniyordu.

Mahmud Bey Kartal kaymakamlığına tayin edilince Cemil Bey iki yıl da Kartal’da yaşayarak on yedi yaşına kadar Mahmud Bey’in himayesinde büyüdü. Mahmud Bey’in Humus kaymakamlığına atanması üzerine, annesi Zihniyar Hanım’ın Taşkasap’taki evine döndü. Cemil Bey ortaöğrenimini tamamladıktan sonra Mülkiye (Siyasal Bilgiler Fakültesi)’ye girdiyse de öğrenimini yanım bıraktı. Mülkiye’de Mustafa Nezih Albayrak ve Tanburî Ali Efendi’nin oğlu Aziz Mahmud Bey’le sınıf arkadaşıydı. Hariciye Nezaretinde (Dışişleri Bakanlığı) çalışmaya başladı. Uzun yıllar burada çalışmasına rağmen memuriyeti benimseyemedi. 1908’de Meşrutiyetin ilânından sonra yapılan kadro kısıtlaması sırasında da görevinden ayrıldı.

Annesinin ve yakınlarının ısrarlı isteği üzerine 1901 yılında Şerife Saide Hanım’la evlendi. Şerife Hanım’ın annesi Eflaknur Hanım da, Cemil Bey’in annesi Şehniyar Hanım gibi Adile Sultan’ın saraylılarındandı. Mesut Cemil’in verdiği bilgilerden, iki ayrı dünyanın insanları olan kendisi ile eşi arasında uyumlu bir evliliğin kurulması mümkün olmadığı anlaşılıyor. Bir tarafta kendisini sanata adayan ve toplumun malı olmuş bir sanatkâr, diğer tarafta bu durumu bir türlü kabul edemeyen, anlayamayan, kocasına tam anlamı ile âşık bir kadın vardı. 1902 yılında oğlu Mesut Cemil doğdu. Bundan sonra Cemil Bey’in hayatı evinden çok dostlarının çevresinde sürüp gitti. Memuriyet hayatından çekildikten sonra dostlarının yardımı ile plak çalışmalarından elde ettiği gelirler ve öğrencilerinin katkılarıyla geçinebildi. Son yıllarında çevresinde bulunan insanlardan da uzaklaştı. Evinin bahçesinin içinde bulunan ve “Uzletgâh” dediği ayrı bir evde yaşamaya başladı.

Birinci Dünya Savaşının başlaması üzerine 1914’te askere çağrıldı. Askerlik muayenesi sırasında, uzun süren bir soğuk algınlığı sanılan hastalığının akciğer veremi olduğu anlaşıldı. Kendisine bir sanatoryuma yatması veya İsviçre’ye gönderilmesi için yapılan önerileri kabul etmedi. Hastalık kısa sürede ilerledi. 28 Temmuz 1916 gece yarısından sonra eşini uyandırarak; “Vakit geldi, yirmi beş sene rindane yaşadım. Öldüğüme teessüf etmiyorum, lakin sizin için bâd-ı ızdırap oldum. Affediniz, kendinize ve Mesut’a iyi bakınız.” diyerek gözlerini hayata yumdu. Cenazesi Merkezefendi Mezarlığında toprağa verildi. Ancak mezarının yeri bugün bilinmiyor. Rehber-i Musiki (1998) adlı bir kitabı vardır.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,69 M - Bugn : 29445

ulkucudunya@ulkucudunya.com