« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

06 Haz

2022

İşgücünün GSYH’den aldığı pay serbest düşüşte

Fatih Özatay 01 Ocak 1970

Geçen yıl yüzde 11 oranında büyüdük. Bu yılın ilk çeyreğinde ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla GSYH yüzde 7,3 oranında arttı. Yüksek büyüme oranları oldukları çok açık. Sevinmeli miyiz? GSYH büyümesinin tek başına fazla bir anlam taşımadığı çoğu iktisatçının bildiği bir gerçek. Ekonomi büyürken çevre kirliliği artıyor ve gelecek nesillere yaşanılmaz bir ‘doğa’ mı bırakıyoruz? Kadına şiddet artıyor mu? Adalet mumla mı aranıyor yoksa adil bir yargı mı var? İnsanlar mutlu mu? Gençler bir an önce başka ülkelere kapağı atmak mı istiyorlar yoksa ülkelerinde yaşamaktan çok mu keyif alıyorlar? Peki, GSYH büyüyorken, yani toplumun toplam geliri artıyorken, bu artıştan herkes kabul edilebilir düzeyde yararlanıyor mu? Yoksa bir azınlığın geliri hızla yükselirken, çoğunluğun geliri azalıyor ya da çok sınırlı mı artıyor?

Soruları çoğaltmak mümkün. Gerek yok. Salı günü açıklanan ilk çeyrek GSYH verilerini gelir tarafından inceleyince çok çarpıcı durum hemen belirginleşiyor. Şu: Emeğiyle geçinen kesimin GSYH’den aldığı pay 2019’dan bu yana sürekli düşüyor. Hem de ne düşme: Tam bir ‘çakılma’ söz konusu. Dahası, bu pay tarihsel olarak en düşük düzeyinde. Payın bu düzeyde olduğu üç dönem daha var: 2004 ilk çeyrek, 2006 ikinci ve üçüncü çeyrek. Bir diğer çarpıcı nokta da şu: 2001 krizinde emeğiyle geçinenlerin toplam gelirden aldıkları pay şimdikinden daha yüksekmiş. Tüm bu olguları grafikten görmek mümkün. Bir de not: Grafiğe sermayenin GSYH’den aldığı payı koysaydım, işgücünün payının tam tersi bir hareket gözlenecekti.

Bu çok sevimsiz gelişmede enflasyonun ve sendikaların güçsüzlüğünün oynadıkları rol sanıyorum yeteri kadar açık. Enflasyon, ücretleri ve maaşları üzerinde pazarlık gücü olmayan kesimleri vuruyor. Özellikle enflasyonun azdığı dönemlerde, bir lütuf gibi yapılan yetersiz maaş ve ücret artışları, birkaç ay sonra bir anlam taşımıyor. Geniş halk kesimlerinin satın alma gücü birkaç ayda eriyor. Bunun tipik örneği, asgari ücretlinin başına gelenler. Ocak ayından geçerli olmak üzere net asgari ücret yüzde 51 oranında yükseldi. Bu artışın önemli bir kısmı zaten geçmiş enflasyonu telafi etmek içindi. Cuma günü Mayıs enflasyonu açıklanacak. Asgari ücretli açısından gıda enflasyonu çok önemli. İlk dört ayda yüzde 44 artmıştı. Mayıs ayındaki yükselişle birlikte, gıda fiyatlarındaki beş aylık artış asgari ücretteki artış kadar, belki de ondan fazla olacak. Türkçesi şu: Asgari ücret yeniden artırılmazsa, asgari ücretli ocak ayında bir sepet gıda malı satın alabiliyorken, artık o sepeti dolduramayacak; bir süre sonra yarım sepetle yetinmek zorunda kalacak.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,00 M - Bugn : 31304

ulkucudunya@ulkucudunya.com